22 Eylül 2014 günü Silahlı kuvvetlerinin halkla ilişkiler dairesi [ISPR], Pakistan Milli İstihbarat Servisi'nin başına yeni başkan ve Korgeneral mertebesine terfi edildikten sonra da beş yeni Kolordu komutanlarının atandığını duyurdu. Ancak bu atamalar, ülkenin terörle mücadele çerçevesinde değerlendirilmelidir. Çünkü siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler, Hint saldırganlığına karşı Pakistan'ı savunmak ve Keşmir'i kurtarmak olan Pakistan silahlı kuvvetlerinin rolünü Amerika'nın direktifleri doğrultusunda değiştirdiler. Şimdi silahlı kuvvetlerimiz, Amerika'nın sözde terörle savaşı için yakıt olacak. Bunun yanında askeri liderlik içindeki hainler, Hindistan yerine terörizmi ulusal güvenlik için en büyük tehdit olarak algılayarak silahlı kuvvetlerin kırmızı kitapçığında değişiklikler yaptılar. Bu değişiklikler, Müslümanların Gücerat kasabı Narender Modi'ye güven verdi. Modi, 12 Ağustos 2014 tarihinde "Pakistan, konvansiyonel savaş gücünü kaybetti" diyerek, artık Pakistan'ın daha fazla Hindistan ile savaşamayacağını ima etti.

Hizb-ut Tahrir, Pakistan silahlı kuvvetlerinin subay ve askerlerinin bu Müslüman toprakları ve halkını korumak için yemin ettiklerini Müslümanlara hatırlatmak ister. Allah Subhânehu ve Teâlâ, silahlı kuvvetlerine çok büyük bir sorumluluk tevdi etti. Güçlü Müslüman silahlı kuvvetleri, İslam'ın uygulanması, davet ve cihat yoluyla tüm dünyaya İslam'ın yayılması için kullanılmalıdır. Ancak siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler, Pakistan silahlı kuvvetlerini gerçek görevinden uzaklaştırdı. Bu hainler, silahlı kuvvetleri Afganistan'da Amerikan işgaline karşı savaşan Müslüman aşiretleri kovalamak ve onları ortadan kaldırmak için kullandı. Ayrıca rejim de bu gücü, siyasi ve fikri mücadele yoluyla Pakistan'da Hilafetin kurulması için çalışan samimi Müslümanlara zulmetmek için kullanıyor. Böylece Müslüman ordusunun gücü, demokratik küfür sisteminin uygulanması için bir araç kılınarak istismar edildi. Biz, Hint saldırganlığına karşı Pakistan'ı savunduğunda ve Keşmir'in kurtuluşu için çabaladığında Müslümanların silahlı kuvvetlerimiz ile ne kadar gurur duyduğunu unutmuş değiliz. Siyasi ve askeri liderlik içindeki hainler, silahlı kuvvetlerimizi Amerikan savaşı için yakıt olarak kullandıklarında ona olan saygı azaldı. Bu durumdan yararlanan düşman ABD, silahlı kuvvetlerimiz ile halkımızı birbirine düşürerek arasını açmak için çalışıyor. Amerika, Müslüman Müslümanın kanını akıtsın diye fitne savaşını ateşliyor.

Pakistan ordusu, ancak İslam Hilafet Devleti altında gerçek konumunu bulacaktır. İşte o zaman bölgedeki Amerikan varlığını ortadan kaldıracak, Keşmir ve Filistin gibi Müslüman toprakları kurtaracak, güçlü bir Hilafet altında bölünmüş Müslüman topraklarını birleştirecektir. Bu nedenle silahlı kuvvetlerinin her subayı, bu dönemin Ensar'ı olmak ve İslam Hilâfet Devletinin kurulması için nusret vermek üzere ağırlığını koymalıdır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Ensar'ın o büyük statüsünü şu sözleriyle övdü:

آيَةُ الإِيمَانِ حُبُّ الأَنْصَارِ، وَآيَةُ النِّفَاقِ بُغْضُ الأَنْصَار "İmanın göstergesi, Ensar'ı sevmek, münafıklığın göstergesi de Ensar'a buğzetmektir." ^{[Müslim, Buhari]}