6 Kasım 2017 günü Dışişleri Bakanı Khawaja Asif, İslamabad’da gerçekleşen ABD-Pakistan İkili Diyaloğun dördüncü turunda yaptığı konuşmada, “Pakistan, bölgesel barışa inanıyor ve Hindistan ile gerginliğin azaltılması için ABD arabuluculuğunu memnuniyetle karşılar”diye konuştu. Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti, bu yıkıcı öneriyi şiddetle reddeder ve nefretle kınar. Orgeneral Bajwa ve PML-N liderleri, Keşmir’in kurtuluş ve Pakistan’a ilhak umudunu sonsuza mezara gömmek için ABD sponsorluğunda Hindistan ile görüşmelerin zeminini hazırlıyorlar. Amerika, diplomatik görüşmeler labirenti üzerinden Hint devletine zafer bahşetmek istiyor. Oysa Hint devleti, bu zaferi savaş meydanında kendi başına asla elde edemez. İlişkilerin “normalleşmesine” gelince, bu ümmet için çok daha büyük bir tehlikedir. Ayrıca “normalleşme”, Hindistan’ın bölgesel egemen güç olarak yükselişi önünde duran Pakistan’ı ortadan kaldırmak isteyen Amerika’nın bir talebidir. “Normalleşme”, “Aşırılıkla mücadele” kisvesi altında İslam’ın zorla bastırılması, “sınır terörizmini bitirmek” bahanesiyle Keşmir’de Müslüman direnişin arkadan bıçaklanması, “İtidal” sloganı ile de nükleer kılıcın yere bırakılması demektir. Halkın Amerika ve ajanlarına olan nefretinden korkan Pakistan yöneticilerinin, bir kez daha Amerikan planını kendi planlarıymış gibi sunduklarına tanık oluyoruz.

BJP’nin “Büyük Hindistan” (Akhand Bharat) hayali kapsamında Pakistan’ın hain yöneticileri, şimdi de doğrudan ABD arabuluculuğu için çağrı yapıyorlar. Oysa Müslüman ülkelerdeki kaos ve işgal ateşinin başlıca sebebi Amerika’dır. Yahudi ve Hint askerleri gibi Amerikan askerleri de daima dokunulmazlığa sahip olmuşlardır. ABD, harbi bir devlettir. Onunla ittifak katmerli bir ihanetten başka bir şeyi garanti etmez. ABD’nin ihaneti duvarlara yazılmıştır. ABD’nin Pakistan Büyükelçisi, ABD-Pakistan İkili Diyalog toplantısında yaptığı konuşmada, “Washington, Hindistan’ı küresel lider bir güç ve Hint-Pasifik bölgesinde de stratejik bir ortak olarak görmektedir.”dedi.

Ey Pakistan silahlı kuvvetleri içindeki samimi subaylar! Yöneticileriniz, ezeli düşmanınız ile dost olma yönünde adım adım ilerlemektedir. Komuta kademeniz de onlara tam destek vermektedir. Hintlilerin, Müslümanlara zarar veren bir otorite ve devletleri olduğu sürece Müslümanlar için refah ve barıştan bahsedilemez. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

مَا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَلاَ الْمُشْرِكِينَ أَنْ يُنَزَّلَ عَلَيْكُمْ مِنْ خَيْرٍ مِنْ رَبِّكُمْ وَاللَّهُ يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ “(Ey müminler!) Ehli Kitaptan kâfirler ve putperestler de Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Hâlbuki Allah rahmetini dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.”^{[Bakara 105]} Bu nedenle bu açık ihaneti durdurmalısınız. Bunu durdurmanın tek yolu da Nübüvvet metodu üzere Hilafetin kurulması için Hizb-ut Tahrir’e nusret vermektir. O zaman Raşidi Halife, tüm Müslüman toprakları ve orduları tek bir bayrak altında birleştirecek ve işgal altındaki Keşmir ve Afganistan’ı kurtarmak için o orduları seferber edecektir. Sadece orduların düşman kalplerine salgıladığı korkular bile düşmanı hezimete uğratmak ve onun yıkım nedeni haline gelmek için yeterli olacaktır.

لَأَنتُمْ أَشَدُّ رَهْبَةً فِى صُدُورِهِمْ مِّنَ ٱللَّهِ ذٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لاَّ يَفْقَهُونَ  “Onların içlerinde size karşı duydukları korku, Allah’a olan korkularından daha şiddetlidir. Böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur.”^{[Haşr 13]}