حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Rusya
Medya Bürosu
No: RUu2013BAu20132015u2013MBu2013TRu201306 |
H. 6 Cumâde’s Sânî 1436 M. Perşembe, 26 Mart 2015 |
Basın Açıklaması Tataristan Bilimler Akademisi Başkan Yardımcısı Rafael Hakimov'un İslam Hakkındaki Cahilane İddialarına Reddiye
21 Mart 2015 yılında bir Tataristan internet Portalı, Tataristan Bilimler Akademisi Başkan Yardımcısı Rafael Hakimov'un "İmamlarımızı ayaklar altına alan yüce Tatar alışkanlıklarını hatırlıyorum." başlıklı bir makalesini yayınladı. Bize gelince, biz yanıt vermekte pek acele etmedik. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Müftülüğün yanıt vereceğini düşündük. Ama ne yazık ki bu cahilane saldırıya karşı İslam'ı savunma gayretine girmediler hatta böyle bir niyet dahi göstermediler.
Hakimov makalesinde kültürün eylem üzerindeki etkisine değindi ve "İslam, idari yozlaşmaya meydan okuyan hükümler içermiyor. Eğitim ve araştırmaların geliştirilmesini de desteklemez. Başarılara yönelik net bir vizyonu da yok." dedi.
Kesin olan şudur ki İslam, hayatın her alanına ilişkin kapsamlı ve mükemmel bir sistem içermektedir. İslam, sadece yolsuzluk ile mücadele etmez, aksine yolsuzluğa neden olan eylemleri de yasaklar. 13 yüzyıl boyunca uygulanan İslam tarihi, bunun en güzel kanıtıdır. Hatta 1924 yılında Osmanlı Hilafet Devletinin yıkılmasından sonra bile İslam'ı toplumdan söküp atamadılar. Aksine İslam, hâlâ toplum ve ümmette egemen kültürdür. Bu yüzden Şeriata aykırı her şey kabul görmedi. Örneğin hırsızlık, çirkin görüldü ve suç olarak kabul edildi. Çünkü Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:
إِنَّمَا أَهْلَكَ الَّذِينَ قَبْلَكُمْ أَنَّهُمْ كَانُوا إِذَا سَرَقَ فِيهِمْ الشَّرِيفُ تَرَكُوهُ وَإِذَا سَرَقَ فِيهِمْ الضَّعِيفُ أَقَامُوا عَلَيْهِ الْحَدَّ، وَايْمُ اللَّهِ، لَوْ أَنَّ فَاطِمَةَ بِنْتَ مُحَمَّدٍ سَرَقَتْ لَقَطَعْتُ يَدَهَا "Sizden öncekileri helâk eden şey şudur: İçlerinden şerefli birisi hırsızlık yaptı mı onu terk edip ceza vermezlerdi. Aralarında kimsesiz zayıf birisi hırsızlık yapınca derhal ona haddi tatbik ederlerdi. Allah'a yemin olsun ki Muhammed'in kızı Fatıma hırsızlık yapmış olsa mutlaka onun da elini keserdim."
Ve ayrıca Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
لَعَنَ اللَّهُ الرَّاشِيَ وَالْمُرْتَشِيَ وَالرَّائِشَ "Allah, rüşvet alana, verene ve aracılık edene lanet etmiştir."
Hakimov'un "İslam eğitim ve araştırmaların geliştirilmesini desteklemez. Başarılara yönelik net bir vizyonu da yok." sözlerine gelince, İslam dünyasındaki mevcut devletlerin bugün İslam'ı temsil ettiklerini düşünmek, bugün Çin'in komünist ideolojiyi temsil etmesine benzer. Ayrıca Rafael Hakimov'un saçmalıklarından hareketle Rusya'da eğitim düzeyine hüküm vermek, hiç de adil değildir. Rafael sözlerini şöyle sürdürdü "İslam dünyasında saygın tek bir üniversite bile yok. İslam dünyasına kıyasla üniversiteleriyle Kazan, medeni ve gelişmiş kabul edilir. Biz sadece bilim öğretmiyoruz, aksine ağır ekipman üretiyor ve tasarlıyoruz da. İslam, insanın potansiyelini fışkırtmaz, tam aksine insan, Allah'ın iradesi diye bir şeye güvenir ve dayanır. İşte radikal partiler de bunu gerçekleştirmek için çalışıyorlar."
Bu makalenin yazarı, acaba İslam Hadâratı hakkında bir şey duydu mu? Yediden yetmişe herkes çok iyi biliyor ki İslam Hadâratı, Avrupa'nın zifiri karanlık çağında çiçek açmış bir gül gibiydi. İslam, tarihi boyunca eğitime çok önem verildi. Bağdat, Kurtuba, Kahire, Basra gibi yerler eğitimin sembol kentlerine haline geldiler. Müslümanlar, araştırma merkezleri, büyük kütüphaneler ve bilimsel yapılar inşa ettiler. Bulgaristan Volga kenti bu merkezlerden sadece biridir. Temel ve yükseköğrenimi ilk başlatan Müslümanlardır. Bu eğitim kurumları sayesinde Müslümanlar, çeşitli bilimlerde göz kamaştırıcı başarılar elde ettiler, öncülerden oldular. Bu nedenle İslam'ın bilim ve eğitime savaş açtığını söylemek çok komiktir. Bu yalan ve hurafeyi bertaraf etmek adına bazı isimleri hatırlatmak kaçınılmazdır.
Örneğin, Cabir bin Hayyan [721-805]. İngiliz bilim Ansiklopedisi'nde kimyanın kurucusu olarak adlandırılır. Kristalleşme, çözünürlük ve damıtma kavramını ilk ortaya atan kişidir. El-Havarizmi [787-850] sayesinde sıfır ve sayı kavramı bulundu. Zamanında doğru astronomik hesaplamaları kullanan ve dünya haritasının gelişmesine katkıda bulunan ilk kişi el-Bettani'dir. Yanı sıra Semerkant astronomu el-Biruni, İbn Sina, İbn Rüşt, İbn el-Nefis, İbn Heysem, Ebu Mansur el-Heravi'ler herkesçe meşhurdur. Sadece bunlarda değil, liste uzar gider. Bunların çaba ve buluşları bugün günümüze ışık tutmakta ve kâfirler tarafından bile tanınmaktadır. İslam, genel olarak dünyanın, özel olarak da Tataristan'ın ilerlemesi ve yükselmesine katkıda bulunmuştur.
Dünya Kalkınma ve Kültür Derneği'nin kurucusu Stinwood Kobe, insaflı davranarak şöyle dediğinde ne kadar da doğru söylemiştir: "Aslında İslam, Rönesans dönemi Avrupa'sının babasıdır."
Makalenin sonunda Hakimov, "Eğer Tatarlar devrim öncesi döneminde başarılı olmuşsalar, bunu İslam'ı terk edip pozitif hukuku almalarına borçludurlar" diye vurguladı.
Onun bu sözlerine Tarih Profesörü Mikhail Vodolghina'nın ifadeleriyle yanıt veriyoruz: "Büyük Tatar halkına fırsat verilseydi, dünyayı avucu içine alabilecek konuma gelirdi. Eğer Lenin devrimde otuz yıl gecikseydi, o zaman alkol bağımlısı olmayan üç yüz milyon insan iktidarda olurdu. Korkunç, bu hangi ideoloji? Şüphesiz o parlak bir ideolojidir..."
Yazar, din ve tarihi özellikle de Tatar halkını iyi etüt etmelidir. Bu, İslam'ın sayesindedir. Biz onu asla terk etmedik, etmeyiz.
Tatar halkı ya da hakka sımsıkı sarılan herhangi bir halk içinde haklarında Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu insanlar olduğu sürece hayır onlardan kaçmış değildir:
يَحْمِلُ هَذَا الْعِلْمَ مِنْ كُلِّ خَلْفٍ عُدُولُهُ، يَنْفُونَ عَنْهُ تَحْرِيفَ الْغَالِينَ، وَانْتِحَالَ الْمُبْطِلِينَ، وَتَأْوِيلَ الْجَاهِلِينَ "Bu ilmi her nesilden adil olanlar taşırlar. Haddi aşanların değiştirmelerine müsaade etmezler. Yanlış yolda olanların kötü niyetlerini def ederler cahillerin tevillerini reddederler."
Allah Subhânehu ve Teâlâ da şöyle buyurdu:
أَفَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ وَأَضَلَّهُ اللَّهُ عَلَى عِلْمٍ وَخَتَمَ عَلَى سَمْعِهِ وَقَلْبِهِ وَجَعَلَ عَلَى بَصَرِهِ غِشَاوَةً فَمَن يَهْدِيهِ مِن بَعْدِ اللَّهِ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ "Nefsinin arzusunu ilah edinen, Allah'ın; bildiği için saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?" [Casiye 23]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Rusya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://www.hizb-russia.info |
E-Mail: mediaoffice.htr@gmail.com |