Moskova Askeri Bölge Mahkemesi, Rus Ceza Kanunu’nun 205,5 maddesi uyarınca [terörist faaliyetler düzenlemek] Hizb-ut Tahrir üyesi Kerim İbrahimov ve İlder Ramazanov’u 16-17 yıl hapis ve ağır çalışma cezasına çarptırdı. İlyas Kagirov ise Rus Ceza Kanunu’nun 205,5 maddesinin 2. bendi uyarınca [terörist faaliyetlere katılmak] 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Tahmin edildiği gibi savcılar, gençlerin terör faaliyetiyle ilişkisini gösteren hiç bir kanıt ortaya koyamadılar. Koyamazlar da, çünkü Hizb-ut Tahrir, siyasi bir partidir, askeri bir yapılanma değil. Öte yandan Rusya’daki soruşturmalar göstermektedir ki bir kişinin parti üyesi olması“terör” suçlaması için yeterlidir. Soruşturmaya göre sanıklar, St. Petersburg kentinde kitap okuma toplantısı düzenlemek, küresel olayları analiz etmek, sosyal iletişim sitelerinde halka çağrıda bulunan videolar paylaşmak, toplumu özellikle Müslümanları ilgilendiren önemli konularda röportajlar yapmak ve seminerler düzenlemek faaliyetleri var. Mahkeme, terörle suçlamak ve masum insanları yıllarca hapse mahkûm etmek için bu faaliyetleri yeterli kabul etmiştir.

İlder Ramazanov savunmasında davanın uyduruk bir dava olduğunu söyledi ve hem kendisi hem de aynı suçtan yargılanan diğer Müslümanlar hakkındaki bu uyduruk davanın düşürülmesini talep etti. Kerim İbrahimov de Hizb-ut Tahrir üyesi olduğunu kabul ederken, şahsına yöneltilen diğer tüm suçları da reddetti. Mahkeme, savcıların iddiasını onadı ve Stalinist cezalar vererek Müslümanlardan intikam aldı.

Rusya, dava adamları karşısında çaresizdir. Rusya, ebedi cezadan asla kurtulamayacak, çünkü tüm suçlular cezasını çekecektir. Ey sevgili kardeşlerimiz! Size Allah’ın vaadini müjdeliyoruz:

إِنَّ الَّذِينَ قَالُوا رَبُّنَا اللَّهُ ثُمَّ اسْتَقَامُوا تَتَنَزَّلُ عَلَيْهِمُ الْمَلَائِكَةُ أَلَّا تَخَافُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَأَبْشِرُوا بِالْجَنَّةِ الَّتِي كُنْتُمْ تُوعَدُونَ“Şüphesiz, Rabbimiz Allah’tır deyip, sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: Korkmayın, üzülmeyin, size vâdolunan cennetle sevinin! Derler.”^{[Fussilet 30]}

Kaçınılmaz gerçek şu ki güvenlik birimleri, Hizb-ut Tahrir üyelerine hüküm verirken ısrarla “terör tehdidi” lanse ediyor. Sabah erken saatlerden itibaren medya, St. Petersburg’daki güvenlik güçlerinin Lenin Caddesi’ndeki yüksek bir binada dört “gizli örgüt üyesinin” öldürülmesi operasyonuna ait görüntülerini yayınladı. Operasyon tanıkları, resmi yetkililerce yapılan açıklamalardaki pek çok çelişkiyi atıfta bulundular. Güvenlik birimleri, Hizb-ut Tahrir davalarına yönelik toplumda anti kamuoyu oluşturdular.

Hükümet, temcit pilavı gibi sürekli pişirilen haberler yoluyla insanların dikkatini gençlere karşı işlenen haksızlıktan sarfı nazar ediyor. Bu yılın Şubat ayında gençlerin yargılanmasıyla ilgili yayınlanan haberlerin yalan olduğunu hatırlatırız. Haberlerde sanıkların, 2012 yılında doğal yoldan ölen St. Petersburg Müftüsü Cafer Bonchaev’in öldürülme olayına karıştıkları iddia edilmişti. Moskova’da gözaltına alınan onlarca IŞİD yanlılarının yargılanmasının ardından Sergei Yabilkov ve Roman İvanov hapse mahkûm edildi. Ertesi gün medya, gözaltına alınanların sıradan göçmenler olduğunu belirtti. Oysa 30-31 Mart tarihlerindeki kovuşturma sırasında ise güçlü “terör tehdidinden” bahsediliyordu. Dolayısıyla olaylarda “tutarsızlık” söz konusudur. İnsanlar buna dikkat etmelidir. Güvenlik güçleri, Hizb-ut Tahrir üyelerine yapılan zulmü “haklı” göstermek için Hizbi kasten terörle ilişkilendiriyorlar. Kamuoyunun bu uyduruk davaların farkına varması güvenlik güçlerinin çıkarına değildir. Niye Hizb-ut Tahrir üyeleri yıllarca hapis cezasına çarptırılıyor sorusu Müslümanların kafalarını kurcalıyor!