حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SD-BA-2008-RS-TR-0013 |
H. 6 Cumâde’l Ûlâ 1429 M. Salı, 10 Haziran 2008 |
- Basın Açıklaması - Son Ebiyi Anlaşmasının İmzalanması, Bölgenin Sessiz-Sedâsız Kâfir Batı'ya Teslimine Yönelik Bir Adımdır
Sudan Devlet Başkanı ve Birinci Yardımcısı, mültecilerin geri dönüşüne ve Ebiyi Protokolü'nün uygulanmasına ilişkin yol haritası denilen belgeyi imzaladı. Bu belgede geçen maddeler arasında en tehlikeli olanlar şunlardır:
Birincisi: Barış Anlaşması'nda geçtiği gibi, müzâkerelerini yürütebilmesi için Ebiyi'deki Birleşmiş Milletler heyetinin gücüne, gerek Kuzeyinde, gerekse Güneyinde hareket etme serbestisi veren 3. maddesidir.
İkincisi: İki tarafın, bir ay içerisinde tahkîm heyeti yada tahkîm şartları yada tahkîmin diğer referansları yada yürütme ilkeleri hakkında bir anlaşmaya varamamaları halinde Lahey'deki Daimî Tahkîm Mahkemesi Genel Sekreteri, Devletlerarası Tahkîm Mahkemesi kurallarına ve devletlerarasında geçerli örflere göre tahkîm görevi üstlenecek, yürütme ilkelerini ve referanslarını belirleyecek bir heyet oluşturulacaktır şeklindeki 5. maddesidir.
Hizb-ut tahrir / Sudan Vilâyeti, Kasım 2007'de yayınladığı, "Natsios Önerileri, Servetlerini Yağmalamak İçin Ebiyi'den Hükümetin Otoritesini Çıkarmaktır" başlıklı neşriyatında Ebiyi'yi, Hükümetin otoritesinin olmadığı silahtan arındırılmış bir bölge haline getirmeyi hedefleyen Amerikan planlarından sakındırmıştı. Dolayısıyla otoritesi, Birleşmiş Milletler heyeti yoluyla Amerika'nın eline geçecektir ki böylece 2011'de sona erecek geçiş döneminden geriye kalan zaman içerisinde ve sonrasında sessiz-sedasız servetlerini hortumlayacaktır.
Hükümet atmış olduğu bu imza ile bir defa daha tuzağa düşmüş, oltaya takılmış, Sömürgeci Kâfire istediğini vermiş ve iki Amerikan delegesi -ki bunların sonuncusu Williamson'dur- yoluyla bölgeye getirdiği cürüm planlarını infâz etmiştir.
Kâfir Sömürgeci Amerika lehine Ebiyi'den sessiz-sedasız taviz vermek ve ümmetin mülkü olduğu halde servetleri ve kaynakları üzerinde ifrâta kaçmak büyük bir cürümdür ve Allahu Te'alâ'nın kavlinden ötürü şer'an câiz değildir: وَلَن يَجْعَلَ اللّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً "Muhakkak ki Allah, Kâfirler için Mü'minler aleyhine asla bir yol (egemenlik) kılmayacaktır!" [en-Nîsa 141] يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ أَتُرِيدُونَ أَن تَجْعَلُواْ لِلّهِ عَلَيْكُمْ سُلْطَانًا مُّبِينًا "Ey imân edenler! Mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Yoksa Allah'a, aleyhinizde apaçık bir delîl mi vermek istiyorsunuz?" [en-Nisâ 144]
Ayrıca Amerikan küfür güçlerinden veya diğer kâfir devletlerden yardım istemek, mutlak olarak haram bir ameldir. Çünkü Nebî [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] bundan nehyetmiş ve şöyle buyurmuştur: لا تستضيئوا بنار المشركين "Müşriklerin ateşi ile aydınlanmayın." Ve şöyle buyurmuştur: إنا لانستعين بمشرك "Biz müşrikten yardım almayız."
Tüm bunlardan daha tehlikeli olan ise devletlerarası küfür heyetlerine muhakeme olmaktır ve Allahu Te'alâ'nın kavlinden ötürü ağır bir haramdır: أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُواْ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَن يَتَحَاكَمُواْ إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُواْ أَن يَكْفُرُواْ بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُضِلَّهُمْ ضَلاَلاً بَعِيدًا 60 وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْاْ إِلَى مَا أَنزَلَ اللّهُ وَإِلَى الرَّسُولِ رَأَيْتَ الْمُنَافِقِينَ يَصُدُّونَ عَنكَ صُدُودًا "Sana ve Senden öncekilere indirilenlere îman ettiklerini iddia edenleri görmedin mi? Onlar inkâr etmekle emrolundukları halde tâğuta muhakemeleşmek istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor. Onlara, "Allah'ın indirdiğine (Kitâb'a) ve Rasul'e gelin" denildiği zaman, münâfıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün."[en-Nisâ' 60-61]
Ey Müslümanlar! Amerika'nın ve diğer kâfir devletlerin planlarını boşa çıkaracak, Ümmet'i izzetine ve mecdine kavuşturacak ve Rabbini râzı edecek olan faktör; hayatı İslâmî Akîde esâsı üzerine ikâme edecek İkinci Râşidî Hilâfet Devleti'ni kurarak İslâm esâsı üzerine samimiyetle amel etmektir ki Allah, bu sayede üzerimizden zilleti kaldırsın ve düşmanlarımıza karşı bize nusret versin. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِن تَنصُرُوا اللَّهَ يَنصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ "Ey îmân edenler! Eğer siz Allah'a [Dînine ] nusret verir, zafere ulaştırırsanız, Allah da size nusret verir, zafer ulaştırır ve ayaklarınızı [Dîni üzere] sâbit kılar." [Muhammed 7]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07 http://www.hizb-sudan.org/ |
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com |