Medya, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Abdulfettah El Burhan’ın dün 03 Şubat 2020 Pazartesi günü Uganda’ya gerçekleştirdiği ziyareti görmezden gelmiş olmasına rağmen El-Burhan ile Yahudi varlığı Başbakanı Netanyahu’nun Uganda’da bir araya geldiği basına yansıdı. Yahudi varlığı Başbakanı Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “İki ülke arasındaki ilişkileri normalleştirecek iş birliğini başlatma konusunda fikir birliğine vardık.” ifadesini kullandı.

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, bu aşağılık görüşme karşısında aşağıdakileri hususları vurguluyoruz:

Birincisi: Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı El Burhan’ın bu görüşmesi, Müslüman Sudan halkına göre kabul edilemez. Görüşme, El Burhan ve geçiş hükümetinin alnına vurulmuş kara bir lekedir.

İkincisi: Yahudi varlığı, Müslüman toprağını gasp etmiş ve kutsallarını kirleten bir varlıktır. Yapılması gereken, normalleşme adı altında bu metamorfoz varlık ile ilişkileri normalleştirmek değil, kökünü kazımak için ciddi bir çalışma sergilemektir.

Üçüncüsü: Bu iğrenç eylemi ile El Burhan, önceki rejimin yolundan yürüyor. Allah, gizlice ve açıktan ilişkileri normalleştirme seyrinde yürüyen önceki rejimi rezil rüsva etti ve tarihe karıştı. Tövbe edip Allah’a dönmezse bu rejimin kaderi de onunki gibi olacaktır. Bu iğrenç eyleminin kefareti, Mescidi Aksa’yı kurtarmak ve orayı Yahudilerin pisliğinden temizlemek için orduları yollamaktır. Suudi Arabistan ve BAE’nin kâfirleri hoşnut etmek amacıyla ümmetin heder edilen paralarından verdikleri az bir ücret karşılığında evlatlarımızı lejyonerler olarak oraya buraya savaşa göndermek değil.

Dördüncüsü: Yahudi varlığı ile normalleşmenin, Amerika’nın rızasına ve Sudan’ı kara listesinden çıkarmasına kapı aralayacağını düşünenler, bilsin ki bu, Allah’ın gazabını neden olacaktır. Çünkü Amerika’nın rızası, dinine girmek demektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَلَنْ تَرْضَى عَنْكَ الْيَهُودُ وَلَا النَّصَارَى حَتَّى تَتَّبِعَ مِلَّتَهُمْ “Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır.”^{[Bakara 120]}

İslam dünyasındaki yöneticilerin, Kudüs’ü Yahudi varlığının başkenti olarak tanıması ve tüm Filistin’i Yahudilere ait kılan yüzyılın anlaşması gibi efendileri Trump’tan yedikleri tokatlara rağmen Yahudi varlığıyla normalleşme kuyruğuna girmesi, bu yöneticilerin ümmetin tıynetinden değil, ajanlık ve ihanet tıynetinden olduklarını doğrular. Allah’ın izniyle yakında kurulacak Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet, onları yerle yeksan edecek, Müslüman ülkelerin birliğini sağlayacak, Mescidi Aksa ve gasp edilen diğer ülkeleri İslam Devletinin topraklarına yeniden ilhak edecektir.