Sudan geçici hükümeti Başbakanı Dr. Abdullah Hamduk, BM Güvenlik Konseyi’nden barışı desteklemek için bölüm 7 kapsamında Sudan’ın bütün topraklarında özel bir siyasi misyon kurulması talebinde bulundu. Talepte da belirtildiği gibi siyasi misyonun görevleri arasında şunlar var: “Anayasal belgenin uygulanmasına destek olmak, barış görüşmelerini teşvik eden çabaları desteklemek, yerlerinden edilen insanların ve mültecilerin geri dönüşlerine ve yeniden entegrasyonlarına destek vermek, geçici adaleti ve sivilleri korumak, polis gücünün yeteneklerini geliştirmek ve benzeri talepler.”

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, Sudan da dâhil olmak üzere Müslüman ülkelerdeki rejimlerin söz sahibi olmadıklarını biliyoruz. Sözde ulusal egemenlik sloganı, bir yanılsama ve saptırmadır. Ülke halen ekonomik, politik ve askeri yönden sömürgeci vesayeti altında. Yöneticilerimiz sömürgeci kâfirlerin memurlarıdır. Ama İslam dünyasındaki bir yöneticinin, gün gelip bunu ifşa edeceğini, şuan Sudanlı yöneticilerin yaptığı gibi rezil rüsva ve alçakça bir şekilde bunu talep edeceğini hiç düşünmedik. Başbakanın bu talebi, geçiş hükümetinin siyasi, ekonomik ve güvenlik açısından başarısız olduğunun kanıtıdır. Aksi takdirde dünyada saygın bir hükümetin yapması gereken şeyi, BM misyonundan yapmasını nasıl talep edebilir? Dahası misyon, Sudan’daki iktidar yapısını belirleyen anayasal belgenin uygulanmasını talep eden hükümetin de bizzat gözlemcisi olacaktır. Peki, hükümet niye var? Bu durumda ona egemen bir devlette niye hükümet adı veriliyor?

Geçici hükümetin, Sudan’ın ismini uluslararası vesayet altına koyma talebi, bir ilktir, daha önce bir ajan böyle bir istekte bulunmadı. Bu, Allah’a, Rasûl’üne, sabırlı Sudan halkına, gerçek bir değişim için kanlarını akıtan, canlarını feda eden gençlere ihanettir. Kriz gittikçe kötüleşiyor, hükümet tamamen çaresizlik içerisinde, hatta başarısız olduğunu kabul bile ediyor. Emaneti uzmanlarına teslim etmek, insanlara adaleti tattırmak, zulmü bertaraf etmek, işlerini gütmek yerine hükümet, yerel ajanlar olmadan doğrudan Sudan’ı sömürmeleri için efendilerine yalvarıyor!

Ey Sudan halkı! Tek kurtuluş, gerçek değişim için çalışanlarla birlikte çalışmaktır. Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet, ülkemizdeki açgözlü sömürgecilerin ellerini kesecek, böylece Rabbimizi razı etmiş olacağız. Rabbimizin bize vaat ettiği gökyüzü ve yeryüzü nimetlerini tadabileceğiz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْقُرَى آمَنُوا وَاتَّقَوْا لَفَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَرَكَاتٍ مِنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ “O ülkelerin halkı iman etseler ve sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapıları açardık.” ^{[Araf 96]}