Ed Dueim kentinde, Ulusal Eğitim ve Araştırma Merkezi’nin Ulusal Çocuk Konseyi, Çocuk Gazeteciler Cemiyeti ve UNESCO işbirliğiyle Ulusal Eğitim ve Araştırma Merkezi’nde düzenlediği çocuk hakları ve eğitim müfredatı konulu çalıştay sona erdi. Çocuk Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı İnam Muhammed, eğitim müfredatına çocuk hakları maddesinin dâhil edilmesi için Ulusal Eğitim ve Araştırması Merkezi’nin sergilediği üstün çabalara işaret etti. Hedefler ve gayeler ile ilgili istişarelerin devam ettiğini kaydetti. ^{(18.09.2021 SUNA]}

Eğitim, düzenli, programlı sistematik bir çabadır. Belirli hedeflere ulaşmayı amaçlar. İktidara geldiğinden bu yana hükümet, İslami olan her şeyi eğitimden kaldırmak ve yerine laikliği koymak için çabalamaktadır. Müfredat müdürü El Kurray, bu konuda azami çaba göstermektedir. Laik müfredat, ülke halkının, değerlerinin ve inançlarının gizli düşmanıdır, İslam akidesini, ümmetin kimliğini ve kültürünü baltalamak için çalışmaktadır.

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Kadın Kolları olarak biz, aşağıdaki gerçekleri beyan ediyoruz:

Mevcut geçici hükümet, vizyonu ve eğitim sisteminin gayesi konusunda önceki kurtuluş hükümeti gibi ikiyüzlülüğü beceremiyor. Önceki hükümet açıkça laikliği ilan etmiş, din ve devlet işlerini ayıran bir anayasa hazırlamıştı. Eğitim politikası, ders konuları ve öğretim yöntemleri gibi alt ve teknik konular, eğitim vizyonunun ürünleridir; Bu nedenle çocuk haklarının, çocukları İslam’ın eğitim ve terbiyesinden uzaklaştıran aldatıcı kavramlar içermesine şaşırmıyoruz. Hükümetin benimsediği çocuk sözleşmesine göre bir çocuk dinini değiştirebilecek, baba, çocuğuna namazı ya da orucu emrettiğinde, hapse girebilecektir!

Uluslararası finans kuruluşlarından hibe koparmak gerekçesiyle çocuklarımızın akıllarını yozlaştıran bu planlara boyun eğilmesi, Batının İslam’ın dönüşünü engelleme gündemine hizmet etmektedir. Batının, UNESCO ve UNICEF’i kullanması eğitimin geliştirilmesinden ziyade özel çıkarlarından kaynaklanmaktadır. Krizlerle dolu pis laik uygarlıklarıyla Müslüman ülkelerdeki hegemonyalarını korumayı amaçlıyorlar. 

Liberal ve laik değerler, eğitimi kirletmiştir. Özellikle de uluslararası kuruluşların eğitimi desteklediğinden ve eğitim müfredatını denetlediğinden beri. Sonuç olarak entelektüeller, gerçekliklerinden ve ümmetlerinden kopmuşlardır. Çünkü sorunların çözümünde samimi ideolojik siyasal İslam düşüncesini yitirmişler, dini siyasetten ayıran, krizleri çözmeyen, aksine ziyadesiyle artıran metamorfoz yasalar ve sistemler üreten laik düşünceyi benimsemişlerdir. 

Ey Müslümanlar! Eğitim, Müslüman çocukların gönüllerindeki İslam akidesini ve kültürünü korumanın, İslam ideolojisine göre İslami akliyat ve nefsiyete sahip şahsiyetler yetiştirmenin bir yoludur. Çünkü kültür, ümmetin varlığının ve bekasının bel kemiğidir. Uygarlık, kültür üzerine inşa edilir, hedefleri belirler. Böylece diğer milletlerden seçkin bir yaşam tarzına sahip olur. İslam kültürü manipüle edildiğinde, ümmetin kimliği biter, yaşam tarzı söner, uluslararası arenada etken bir ümmet olmak yerine edilgen bir ümmete dönüşür.

Kurtuluş, çocukların akıllarını kâfir Batı laikliğiyle doldurarak değil, İslam’a ve eğitim hedefine geri dönüşle gerçekleşir. Kim Yüce Allah’a kulluk etmek, bir devlette Şeriatını uygulamak maksadıyla ilim talep ederse, melekler ona kanatlarını gerer, onu korur, balıklar bile onun için mağfiret diler.