حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SDu2013BAu20132012u2013HRSu2013TRu20130023 |
H. 1 Zilhicce 1433 M. Çarşamba, 17 Ekim 2012 |
-Basın Açıklaması- Batılı Kafirler, Hükümet ve Bazı Saray Mollalarıyla Gizli Anlaşma Yaparak İçtimai Nizamın Hükümlerine Saldırmayı Planlamaktadırlar
El-Mehcer Gazetesi 12.10.2012 Cuma günü, UNICEF Örgütü'nün, kız çocuklarının yaşamlarını etkilediği için insan haklarının ihlali olarak itibar ettiği çocuk yaştaki kız çocuklarının evlenmelerine son verilmesi için hükümetle bir anlaşma yapıldığını ifşa ettiğini yayınlamıştır. Halbuki Sudan'ın genelindeki kadınların büyük bir kısmı 18 yaşını doldurmadan evlenmektedirler. Ayrıca örgüt, "Bu Benim Hayatımdır, Bu Benim Haklarımdan Bir Haktır, O halde Çocuk Yaştaki Kızların Evlendirilmesine Son Verin" sloganı altında bu mesele hakkında dikkat çekici bir dizi faaliyetler yürütmek için de hükümetle anlaşmıştır. Bu sırada İrşat ve Vakıflar Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ile işbirliği içerisinde çocuk evliliğinin tehlikeleri hakkında bir sempozyum düzenlemiştir. Nitekim 15.10.2012 pazartesi günkü eş-Şuruk ağı bu sempozyumdan birtakım alıntılar yayınlamıştır ki bunun en önemlileri şunlardır: Devlet Bakanı, kız çocuklarının sosyal gözetim ve güvenliği ile tüm haklarını elde etme imkanı sağlamak için bakanlığının onlara yönelik ilgisini vurgulamıştır... Ayrıca Bakanlığının, zararlı alışkanlıklara karşı mücadele etmek için çabasını yoğunlaştıracağını da vurgulayarak onurlu bir hayat yaşaması için kadın haklarının uygulanmasına çağrıda bulunmuştur. Bunun yanı sıra Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Dairesi Başkanı, el-Ahval eş-Şahsiyye yasasının gözden geçirilmesi çağrısında bulunmuştur.
Birincisi: Bu çabaların hakikati, kadının dini öğretilerini tahrif etmek için İslam'daki İçtimaî Nizam hükümlerine açıkça meydan okumak amacıyla kurulan büyük planlar hakkında daha önceki uyarılarımızda geçmektedir.
İkincisi: UNICEF Örgütü ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun her ikisinin de uzun zamandan buyana insanlık için açık düşman olduğu ortaya çıkmıştır. Buna dair en çarpıcı kanıt ise Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ile ahlaksızlığın yasallaşmasını sağlayan, dahası eşcinselliğin yaygınlaşması ve toplumların yıkımı üzerinde çalışan Pekin ve Mısır Nüfus Konferansı gibi anlaşmalarının ve ittifaklarının bentleridir. O halde hükümet, nasıl olurda bal ile zehrin birbirine karıştırıldığı etkinlikler yoluyla İslam ülkelerinde bu kuruluşların iğrenç planlarını uygulamak için bu ikisi ile anlaşma yapabilir? Ayrıca onların, kız çocuğunun özgürlüğü ve hakkıyla ilgili sözleşmelerinde evlilik dışı diğer ortamlarda istediği zaman bu ilişkilerin uygulanmasını talep ettikleri bilinirken ancak onlar, alemlerin Rabbinin helalini yasaklamaktadırlar. Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:
إِنَّ الَّذِينَ يُحِبُّونَ أَنْ تَشِيعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذِينَ آمَنُوا لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ وَاللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنْتُمْ لا تَعْلَمُونَ "İman edenler arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de elim bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz." [Nur 19]
Üçüncüsü: Toplumun kapısının düşmanların planlarına ve oyunlarına açılması, Allahu Subhânehu'nun hesaba çekeceği ve bu hususta çaba sarfeden herkese azap edeceği büyük bir cürüm sayılmaktadır.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَتَّخِذُواْ بِطَانَةً مِّن دُونِكُمْ لاَ يَأْلُونَكُمْ خَبَالاً وَدُّواْ مَا عَنِتُّمْ قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاء مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ "Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri dost, sırdaş edinmeyin! Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar ve hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür." [Âl-i İmrân 118]
Dördüncüsü: Alimler, nebilerin varisleridirler. O halde nasıl olurda onlar, iffetli mümin kadınlarla ilgili şeri hükmü tartışmak için Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Temsilcileri ve Nasranilerle bir araya gelebilirler? Halbuki bu mesele, hiçbir gün Allah'ın dinini muhafaza etmenin emanetçileri olan, yöneticilerle mücadele eden ve Allah'ın hükümlerinin tatbik edilmesi ve bu davetin dünyaya taşınması için onlara nasihat eden alimlerin çabalarına muhtaç olan bir sorun olmamıştır. Sanki bu sempozyumda dönen tartışma, kafirleri şaşkına çevirmekte ve özgürlükler nedeniyle canavar küfür toplumlarda Müslüman kadının konumunun kaybolmasını arzulayan kindar göğüslerini rahatlatmaktadır. O halde alimlerin meselesi, beceriksiz kapitalizmin politikaları yoluyla ülkenin parçalanmasını ve insanların yoksullaşmasını göz ardı edecek şekilde saçmalamak mı olmalıdır? Seçkin imamlardan Ahmed İbn-u Hanbel, eş-Şâfî ve el-İzz İbn-u Abdusselam gibi olanlar neredeler Allah aşkına?!
Beşincisi: Kadın için istediklerini iddia ettikleri onurlu bir yaşam, sadece batılın önünden de arkasından da yaklaşamayacağı Allah'ın şeriatının gölgesinde gerçekleşecektir. Batı hadaratına gelince; onun kokusu burunların direklerini sızlatmaktadır. O halde nasıl olur da alimler, yanı başımızda hakkı bildiren Alah'ın kitabı ve Resulü [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in sünneti varken onların bu batıl çözümlerini dilenip durabilirler ki? Nitekim Allahuteala, şöyle buyurmaktadır:
أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنْ اللَّهِ حُكْمًا لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ "Yoksa onlar hala cahiliye hükmünü mü istiyorlar. İnanan bir kavim için Allah'tan daha iyi hüküm veren mi vardır?" [el-Maide 50]
Altıncısı: Sempozyumda, el-Ahval eş-Şahsiyye kanununun değiştirilmesine değinilerek hükümet ile yerel ve küresel kuruluşların, içtimai nizamdan geriye kalanları ortadan kaldırmak için anayasadaki içtimai nizam hükümlerinin değiştirilmesine dönük ortak çabaları yorumlanmıştır.
Allah'ın düşmanları olan kafirler, bizim iyiliğimizi istemedikleri gibi onların bizim işlerimize müdahale eden ellerini ise sadece Allah'ın kitabı ve Resulü [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]'in sünneti üzere biat edilecek, toplumlarımızı koruduğu gibi onları düşmanların şerlerinden de koruyacak olan bir imam koparacaktır. Zira Resulullah [Sallallahu Aleyhi ve Sellem], şöyle buyurmuştur:
إِنَّمَا الإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ "İmam [Halife], ancak arkasında savaşılan ve onunla korunulan bir kalkandır."
Hizb-ut Tahrir
Hanımlar Resmî Sözcüsü
Sudan Vilâyeti
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07 http://www.hizb-sudan.org/ |
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com |