أَوَلَا يَرَوْنَ أَنَّهُمْ يُفْتَنُونَ فِي كُلِّ عَامٍ مَرَّةً أَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لَا يَتُوبُونَ وَلَا هُمْ يَذَّكَّرُونَ “Onlar, her yıl bir veya iki kez (çeşitli belâlarla) imtihan edildiklerini görmüyorlar mı? Sonra da ne tövbe ediyorlar ne de ibret alıyorlar.” ^{[Tevbe 126]}

Egemenlik Konseyi Başkanı ve ordu komutanı Abdül Fettah el-Burhan, bugün yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Önümüzdeki dönemde geçiş sürecini tamamlamak üzere bir hükümet kuracağız. Adına geçici hükümet diyebilirsiniz. Anayasal belge onaylandıktan sonra bir başbakan seçilecek ve yürütme organını hiçbir müdahale olmadan yürütecek.”

Görünen o ki, El Burhan, önceki laik düzeni, sadece figüranları değiştirerek tekrar sahneye koymaya çalışıyor. Oysa bu düzen, ekini ve nesli yok eden bu savaşın başlıca sebebiydi. Ne El Burhan ne de arkasındaki siyasi güçler, savaşın aynı sebebini kopyalamaktan, Allah’ın şeriatını bir kenara bırakmaktan, zalimlere boyun eğmekten ve dini hayattan, siyasetten ve yönetimden uzaklaştıran kâfir Batı sömürge sistemlerini uygulamaktan ders almış görünüyorlar. El Burhan’ın bu yaptığı, Allah’ın açıkça belirttiği gibi, eksiksiz bir şekilde indirdiğiyle hükmetmeyi terk etmektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَأَنِ احْكُم بَيْنَهُم بِمَا أَنزَلَ اللّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاءهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَن يَفْتِنُوكَ عَن بَعْضِ مَا أَنزَلَ اللّهُ إِلَيْكَ“Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın.” ^{[Maide 49]}

İslam’da yönetim sistemi, Peygamber Efendimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in belirlediği üzere, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafettir:

كَانَتْ بَنُو إِسْرَائِيلَ تَسُوسُهُمْ الْأَنْبِيَاءُ كُلَّمَا هَلَكَ نَبِيٌّ خَلَفَهُ نَبِيٌّ، وَإِنَّهُ لَا نَبِيَّ بَعْدِي، وَسَتَكُونُ خُلَفَاءُ تَكْثُرُ“İsrail oğullarını Nebiler yönetiyordu. Bir Nebi öldüğünde onu bir başka Nebi takip ederdi. Benden sonra Nebi yoktur. Fakat benden sonra birçok Halifeler gelecektir.”

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, Allah’a olan sorumluluğumuzun gereği olarak El Burhan’a, siyasi güçlere ve tüm Müslümanlara vahye dayalı Hilafet Devleti Anayasa Taslağı’nı sunuyoruz. Bu anayasa, Allah’ın kitabı, Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sünneti ve bu ikisinin irşat ettiği temel alınarak hazırlanmıştır. İlk madde ise şu şekilde başlamaktadır: “İslami akide, devletin esasıdır. Öyle ki devletin yapısında, cihazında veya muhasebesinde yahut devlet ile ilgili herhangi bir şeyde, İslami akideyi esas kılmaktan başka bir şey var olamaz. İslami akide aynı zamanda anayasa ve şer’i kanunların da esasıdır. Öyle ki bunlardan herhangi biriyle ilgili herhangi bir şeyin İslami akideden fışkırması haricinde var olmasına izin verilmez.”

İnsanların keyfi arzularıyla çekişmelere sahne olan bir anayasal belge yerine, yüce vahiyden gelen, hikmeti ve bilgeliği sınırsız olan Allah’ın belirlediği bir anayasa sunuyoruz. Bu yüce anayasa, yönetim ve idare organlarını Peygamber Efendimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in belirlediği ve uyguladığı, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in de örnek almamızı tavsiye ettiği Raşidi Halifelerin üzerinde yürüdüğü şekilde düzenlemiş ve belirlemiştir:

فَإِنَّهُ مَنْ يَعِشْ مِنْكُمْ بَعْدِي فَسَيَرَى اخْتِلَافًا كَثِيراً، فَعَلَيْكُمْ بِسُنَّتِي وَسُنَّةِ الْخُلَفَاءِ الرَّاشِدِينَ الْمَهْدِيِّينَ، فَتَمَسَّكُوا بِهَا وَعَضُّوا عَلَيْهَا بِالنَّوَاجِذِ“Çünkü durum şu ki sizden, benden sonra yaşayacak olan kimseler, yakında çok ihtilaf görecekler. Binaenaleyh benim sünnetime; doğru yolu bulan, hidayete erdirilmiş halifelerin sünnetine sarılın. Bunlara azı dişlerinizle (yapışır gibi sımsıkı) yapışın.” Bu anayasada, ümmetin kurtuluşu, başkasında ise helaki vardır.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasûlü’ne icabet edin.” ^{[Enfal 24]}

İbrâhîm Usmân [Ebu Halîl]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilayeti Resmi Sözcüsü