Güvenlik teşkilatı ve milli istihbarat, Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti gençlerinden tutuklu olan 19 genci serbest bıraktı. Gençler dayak, tekmeleme, istismar, hakaret ve zincirlerle bağlama gibi çeşitli işkencelere maruz kaldılar. Bazı tutuklular ileri düzeyde yaşlı olmalarına rağmen yine de işkence gördüler. Mescit imamları ve âlimler gibi çeşitli makam ve mevkilere sahip olmaları fayda etmedi. Kalbinde zerre kadar iman olan kimse, bu vahşeti uygulayamaz. Ancak Sudan'daki zorba rejim yetkilileri, İslami akideye aykırı olan bu vahşet ve çirkin eylemleri yaptılar. Allah Azze ve Celle bu vahşeti yapanları cehenneme atacağı tehdidinde bulundu. Orası ne kötü dönüş yeridir. Zira Rasûl Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

صِنْفَانِ مِنْ أَهْلِ النَّارِ لَمْ أَرَهُمَا قَوْمٌ مَعَهُمْ سِيَاطٌ كَأَذْنَابِ الْبَقَرِ يَضْرِبُونَ بِهَا النَّاسَ "Cehennem halkından iki sınıf insan var ki, ben onları görmedim: Birinci grup, ellerinde sığır kuyrukları gibi kamçılar olan, onlarla insanları dövenlerdir..." Zalimler, işkencenin gençlerin kararlığını zayıflatacağını veya güçlerini kıracağını sandılar. Ama ne yazık ki hem dünyalarını hem de ahiretlerini kaybettiler. Allah'ın izniyle Vallahi bu gençler kazananlardan olacak, zalimler de kaybedenlerden olacaktır. O gün nedamet fayda etmeyecektir.

Hala tutuklulukları devam eden gençler şunlardır:

1-Nasır Rıza Muhammed Osman, Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Merkezi Temas Lecnesi Başkanı 2- Muhyuddin Buhari Ebu Bekir, Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Encümen üyesi 3- Fatır Darucul 4- İbrahim AbdurRahim 5- Hammadi el-Day 6- Ahmed el-Hatib 7- Abdulhalik Abdun 8- Nadir Hüseyin 9- İbrahim Muhammed İbrahim 10- Mütevekkil Vedaa 11- Muhammed AbdurRahman 12- Muhammed el-Umde 13- Ali Abbas 14- Ekrem Sa'd el-Hüseyin

Biz Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak şunu vurgularız:

Siz gençlerin gücünü sınadınız, onları sabit dağlar kadar sebatkâr buldunuz. Allah'ın izniyle İslam'a yardım etmek için hak yolunda yürüyeceğiz. İçerde İslam ve Müslümanlara karşı komplolar kuran Batı uşakları ve zebanilerine rağmen Nübüvvet metodu üzere Râşidi Hilafet Devletini kurarak İslami hayatı başlatmak için çalışacağız. Onların cezaevleri ve tutuklamaları bizleri asla korkutamaz. Kamçıları da korkutamaz, korkuttukları prangalar, zincirler de bizleri yıldıramaz.

Hartum'daki iktidar gücü şunu bilmeli ki baskı, terörizm, tehdit ve insanları korkutma politikanızın, sizleri o aşınmış koltuklarınızda tutacağını düşünüyorsanız boş hayallerle uğraşıyorsunuz. Sizler yok olup gideceksiniz. Sizden önce sizden daha güçlü ve acımasız kimseler şimdi neredeler? Allah Azze ve Celle bunlar hakkında şöyle buyurdu: وَسَكَنتُمْ فِي مَسَاكِنِ الَّذِينَ ظَلَمُواْ أَنفُسَهُمْ وَتَبَيَّنَ لَكُمْ كَيْفَ فَعَلْنَا بِهِمْ وَضَرَبْنَا لَكُمُ الأَمْثَالَ وَقَدْ مَكَرُواْ مَكْرَهُمْ وَعِندَ اللّهِ مَكْرُهُمْ وَإِن كَانَ مَكْرُهُمْ لِتَزُولَ مِنْهُ الْجِبَالُ "Kendilerine zulmedenlerin yerlerinde oturdunuz. Onlara ne yaptığımız ise size belli olmuştu. Size misaller de vermiştik. Onlar gerçekten tuzaklarını kurmuşlardı. Tuzakları yüzünden dağlar yerinden oynayacak olsa bile, tuzakları Allah katındadır." ^{[İbrahim 45-46]}

Bu kavimler, sizin gibi baskı araçlarının kendilerini koltukta ve hayatta tutacağını sandılar. Ama sonları hüsran oldu. Eğer sizlerde azgınlığınızdan dönmezseniz sizin de sonunuz öyle olacaktır. Yaratıcınıza dönünüz. Çünkü Allah, ihmal etmez, mühlet verir.