Milli istihbarat ve güvenlik teşkilatı Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti gençlerini yaklaşık bir hafta gözaltında tuttuktan sonra geri kalan tutukluları da serbest bıraktı. Bununla birlikte Sudan Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Fakültesi Bilim ve Teknoloji bölümü öğrencisi olan Ekrem Sa'd el-Hüseyin'in tutukluluğu sürüyor. Ekrem, H.18 Zilka'de 1434 M. 25 Eylül 2013 Çarşamba günü Hizbin rejimin yalanını ifşa eden bildirisini dağıtmasının ardından tutuklanmıştı. Rejim, yakıtların sübvanse edildiğini iddia ediyordu. Ekrem, bu basın açıklamasının yazıldığı tarihe kadar neyle suçlandığı belli olmaksızın ya da mahkemeye çıkarılmaksızın hala gözaltında tutuluyor.

Ekrem'in yaptığı amel, amellerin en güzelidir, Allah katında ecri boldur. Nebilerin ve Celil Sahabenin amelidir. Ekrem, marufu emrediyor, münkerden nehy ediyordu. Bununla Allah, bu ümmeti insanları için çıkarılmış en hayırlı ümmet kıldı. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor: كُنْتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ "Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Marufu emreder, münkerden nehy edersiniz." ^{[Ali İmran 110]} Ekrem, Allah'ın izniyle Allah katında mükremdir. Şeri vacibi yapan bir kimse nasıl cezalandırılabilir? Nasıl tutuklular arasına konulabilir.

Biz, Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak rejimi insanları Allah yolundan alıkoymaktan sakındırırız. Kim hakkın bayrağını taşıyanları yürüdüğü yoldan alıkoyarsa, marufu emreder ve münkerden nehy ederken karşısında durursa, eğer düşünüyorlarsa onlara Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın şu sözünü hatırlatırız:

وَالَّذِينَ يُؤْذُونَ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ بِغَيْرِ مَا اكْتَسَبُوا فَقَدِ احْتَمَلُوا بُهْتَانًا وَإِثْمًا مُبِينًا "Mümin erkekleri ve mümin kadınları işlemedikleri şeyler yüzünden eziyet edenler, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir." ^{[Ahzab 58]} Yine Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:الَّذِينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا عَلَى الآخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِ اللَّهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا أُولَئِكَ فِي ضَلالٍ بَعِيدٍ  "Dünya hayatını ahirete tercih edenler, Allah yolundan çevirip onu eğri ve çelişkili göstermek isteyenler var ya, işte onlar derin bir sapıklık içindedirler." ^{[İbrahim 3]}

Hükümete gözaltı ne kadar uzarsa uzasın Hizb-ut Tahrir gençlerini İslami akide temelinde İslami ümmeti kalkındırma yolundan ve kapitalizm dalâleti üzerinde yürüyenleri ifşa etmekten asla caydıramayacağını vurgularız. Bu yöneticiler, IMF ve Dünya Bankası komutları doğrultusunda hareket ediyorlar. Bu uğurda verilen kurbanlar ne kadar çok olursa olsun, Allah muhlis kullarına nusret ve yeryüzünde egemen kılma vaadini gerçekleştirinceye kadar hiçbir güç Hizb-ut Tahrir'i hedefine doğru yürümekten yıldıramayacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: إِنَّا لَنَنْصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الأَشْهَادُ "Şüphesiz ki, Rasullerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz." ^{[Mümin 51]} Sonra ekonomik yaşam hatta tüm hayat, İslami hidayet ve hükümleri üzerine geri dönecektir. Sistemleriyle, karakterleriyle zorba yönetim yok olup gidecektir. Nübüvvet metodu üzere Hilafet geri gelecektir. İslam ve marufu emreden, münkerden nehyeden Müslümanlar Hilafetle izzet bulacaklar, Allah konusunda kınayıcının kınamasından korkmayacaklar. Keza Hilafetle kâfirler, kötü zebani yöneticiler, onların maşası olmaya rıza gösterip komplolarını uygulayanlar zillet bulacaklar. İşte o zaman zulmedenler nasıl bir döndürülüşle döndürüleceklerini bileceklerdir.