Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Heyeti, Sudan resmi sözcüsü İbrahim Osman Ebu Halil önderliğinde, Sudan Vilayeti encümen üyesi Muhyiddîn Buhari ve Medya Bürosu İsam Ahmed Eytem eşliğinde, Hizb-ut Tahrir / Rusya tarafından "Tataristan'da Güvenlik Güçleri Müslümanlara Şiddetli İşkence Yapıyorlar" başlıklı Rusça, İngilizce ve Arapça yayınlanan bildiriyi Rus Büyükelçisi adına Rus elçiliğindeki Halkla İlişkiler Müdürüne teslim etti. Bildiri, Rus yetkililerin özellikle Tataristan'da yaptıkları tutuklama, adam kaçırma ve Müslümanlara yapılan acımasız işkenceleri ifşa ediyordu. Ayrıca bildiri, Tataristan İçişleri Bakanının patlamaların arkasında Hizb-ut Tahrir'e mensup gençler var diye yaptığı açıklamanın yalan olduğunu söylüyor, Hizb-ut Tahrir'in siyasi ve fikri bir parti olduğunu ifade ediyordu. Mücadelesinde herhangi maddi kuvvetin kullanılmasını reddediyor ve bu suçlamanın Rusya yöneticilerinin bir küstahlığı olduğunu dile getiriyordu.

Rus Büyükelçiliğine teslim edilen bildirinin sonunda şöyle deniyordu: "İşte İslam'a karşı duran kimseler, fasit ve mücrimlerin ta kendileridir. Bunlar kendi kanunlarından bile korkuyorlar. Hak ve İslam karşısında zayıftırlar. İslam, her aklı başındaki düşünüre, her Rus ve Araba yakındır. Bu kâinat, tek bir Yaratıcının yaratığıdır. Rasûlü Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem İslam Risalet'i ile âlemlere rahmet olarak gönderdi. İslam Risalet'i, Kur'an, Sünnet ve bu ikisinin irşat ettiği kıyas ve İcma'us sahabeden müteşekkildir. Kim bu sözleri açıkça söylerse, Rusya yöneticileri onu tutukluyor, kökten dinci ve katil olarak niteliyor, hapse atıyor ve akrabalarına, kızlarına, çocuklarına, ailesine eziyet ediyorlar.

Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti olarak biz, kardeşlerimizin bu zorba ve ceberut yöneticilerin zulmünden en kısa kurtulmalarını temenni ediyoruz. Allah Subhânehu ve Teâlâ onları hak yolda daim eylesin, yakında Allah'ın ferah ve kurtuluşu gelene kadar onlara sabır ilham eylesin. İslam ve Müslümanların Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti kurulduğu zaman, dünyanın her yerinde Müslümanların kanını akıtan mücrimlerden intikamımızı alacaktır. Bu, Allah Subhânehu ve Teâlâ'ya o kadar uzak değildir.

إِنَّا لَنَنْصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الأَشْهَادُ

"Şüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz." ^{[Mümin 51]}