حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti
Medya Bürosu
No: SDu2013BAu20132014u2013KRSu2013TRu201314 |
H. 14 Cumâde’s Sânî 1435 M. Salı, 15 Nisan 2014 |
Basın Açıklaması Müslüman Bayanlara Yönelik Bilgilendirici Mesajlar Dizisi -4- Batı'daki Müslüman Bacılardan Afrikalı Müslüman Kadınlara Bir Mesaj
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Kadınları olarak tüm sıcak ve samimi kalbi duygularımız ile Afrikalı kardeşlerimizi selamlıyoruz
es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh
Batıda büyüyen herkes tarafından Afrika yoksulluğun kol gezdiği, sonsuz kabile savaşlarının yaşandığı ve kadınlar için dünyanın en tehlikeli yerlerden biri olarak betimlenir. Birçok bölgede İslam ve dinin etkisi, Afrika'nın az gelişmiş üçüncü dünya seviyesinde kalmasının nedeni olarak görülür. Ancak gerçek şu ki, Batı sömürgeciliğinin zararlı etkileri, onun sömürgeci gündemi ve yerli nüfusun bastırılması aslında gerçek suçludur.
Afrikalı kadın ve çocuklar, bölgede oynanan sözde demokratik oyun nedeniyle acı ve sıkıntıya maruz kalıyorlar. Medya, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşlar, Batının ekonomik çıkarlarına hizmet etmek için tüm güçlerini seferber eden kıtanın liderlerinin tüm suçlarını örterek kadınların ezilmesine yardımcı oluyorlar. Dünyada okuma yazma bilmeyenlerin üçte ikisi kadınlardır. Bunların çoğu Batı Afrika'da yaşıyor. Açlık, şiddet ve Afrika'daki savaştan kaçan mültecilerin çoğu, kadın ve çocuklardır. Şu an Sahra Altı Afrikalı kadınlar, yılda toplam 40 milyar saati sadece su taşımak için harcıyorlar.
Son Rio+20 raporunda, kadınlar arasında açlık ve yoksulluğun başlıca nedeninin cinsiyet eşitsizliği olduğu zikrediliyor. Onlarca yıl IMF, Dünya Bankası ve BM tarafından yürütülen ve doğum kontrol programları, eğitim projelerinin finansmanı ve diğer liberal kültürel girişimler yoluyla toplumsal cinsiyet eşitsizliğini hedef alan sömürgecilik planları, sadece kadınların İslami değerlerini zayıflatmak için tasarlandı. Bu programlar, yeni ticari fırsatlar açmak ve daha yüksek ticari kar elde etmek için yabancı hükümetlerin, kadınları köleleştiren yeni işgücü piyasalarını sömürmesini ve aile birimini yok etmesini kolaylaştırdı. Tarih kayıtlarına göre sömürgeci egemenliği altında kadınlar, bazı hallerde de kanunla, filizlenen Avrupa ekonomileri için ücretli işgücü sağladılar. Batıda yaşayan bacılarınız, ister doğrudan isterse dolaylı olsun kukla liderlerin sömürgeciliğine karşı mücadele örneklerinizi araştırdılar. Bölgedeki kardeşlerimizin sıkıntı ve acılarının gerçek nedeni bu sömürgeciliktir.
Biz biliyoruz ki sömürgecilik, daha önce kadınların toprak sahibi olmalarına izin vermedi. Oysa İslam, bunu kadının bir hakkı olarak görüyor. Sömürgeciler Afrika'ya gelirlerken özel toprak mülkiyet fikri ile beraber geldiler. Ama Kenya'da, 1954 Swynnerton Planı kapsamında kadınlar tamamen bu mülkiyet fikrinden hariç tutuldular. Sömürgeci ekonomik politikalar, işgücü boşluğunu doldurmak için erkeklerin şehirlere göç etmelerini sağladı. Şehirlere göç eden erkekler, kırsal alanlarda ve giderek artan iş yükü ile kadınları savunmasız geride bıraktılar. Kenya'da Northey Genelgesi [1919] bölge görevlilerine ve Afrikalı liderlere özel ve kamu sektöründe çalışmak üzere kadın ve çocuk işçi tedarik etmelerini emretti. İslami ekonomik sisteme aykırı olan vergiler, sömürgeci otoriteler tarafından Nijerya'ya sokuldu. Sömürgeci İngiliz otoritesi, kadınlara vergi koymak için Afrikalı erkekleri kullandı. On beş yaşından itibaren kadına vergi konuldu. Kakao, kahve, pamuk vb gibi rant ekonomisi, kadınların tarımsal yükünü ikiye katladı.
Bir kimse, sömürgeciliğin geri kalmış bölgenin yaşam standardını yükselten teknolojik gelişmelere izin verdiğini iddia edebilir. Ancak bu fikir, tarihsel açıdan çürütülebilir. Çünkü pulluğun girişiyle, tohumun saçılması ve harmanlanması gibi iş yoğunluğu kadınlara kaldı. Şu anda dünyanın HIV pozitif virüs taşıyan çocukların %91'i Afrika'da bulunmaktadır. Batılı şirketler, patent yasaları ve yüksek ilaç maliyetleri aracılığıyla hastanın tedavisinde gerekli olan teknolojiyi vermiyor. Hâlbuki bu ilaçlar, İslami Hilafet Devletinde ücretsiz verilecektir. Bunlar, sömürgeciliğin Afrikalı kadınlar üzerinde nasıl yıkıcı bir etki bıraktığını göstermek adına sadece bir kaç örnektir. Buna karşılık, İslami siyasal sistemin altındaki kadınların yaşamları çok farklıydı. Servetin dolaşımını teşvik eden ve kamu kaynaklarının özelleştirilmesini kabul etmeyen ekonomik politikalar, Afrika'yı dünyanın tahıl ambarı haline getirir.
İctimaî Sistem alanında ise kadınlar, korunması gereken bir ırzdır. Sömürüden ve her türlü emek istismarından korunur. Hilâfet, kadınların gelişigüzel şiddet korkusundan arınmış aktif siyaset yürütmelerine ve sosyal yaşama sahip olmalarına izin verir. Eğitimlerine ve tüm yönleriyle potansiyellerini geliştirmelerine fırsat tanır. İslami yönetim altında kadınlar ve genel olarak toplum, başarılar ile doludur. İslam, sömürgecilik emeller için Afrika'yı fethetmedi. Aksine karanlıktan, yanlış değerlerin zulmünden, geçmişte dünyaya hâkim ve bugün de hâlâ varolan diktatörlüklerin baskısından insanları kurtarmak için fethetti. Sonuç olarak, İslam ile yönetilen her bölgede toplumsal ve politik ilerleme oldu.
el-İdrisi, 1511 yılında İslam'ın egemenliği altındaki Tekur ülkesini, Arap tarihçilere göre Biladu'ş Sudan olarak bilenen bölgeyi, "güvenli, huzurlu ve sakin." olarak tarif ediyor. el-Bakri, el-Mesudi, İbn Batutah ve İbn Haldun gibi seçkin tarihçiler, bu toprakların unutulmayacak kahramanlıkları hakkında çeşitli yazılar yazdılar. Nijerya'nın Bornu bölgesi yöneticisi Ali Gazi [1476- 1503], İslami yönetim sistemi altında sosyal ve ekonomik olarak gelişmiş ve yeni bir şehir olan Nigazaragamu'yı başkent yaptı. İslami hukuk sistemi hakkında daha fazla bilgi edinmek için sık sık baş İmam Ömer Masramba'yı ziyaret ederdi. Lider ve ileri gelenleri, eşlerinin sayısını dört ile sınırlandırmaları için ikna etti. Böylece kadınları içtimai istismardan kurtardı. Batı Sudan'da büyük şehirler, İlk Müslüman Üniversitesi, Sankore Üniversitesi Timbuktu ve Jenne gibi üniversiteler aracılığıyla İslami eğitim veriyorlardı. Bu üniversitelerden mezun olan Müslüman kadınlar, toplumlarını yetiştiren İslami âlimler oldular.
Ey Afrikalı Müslüman kadınlar! Batıda yaşayan Müslüman kadınlar, liberal değerlerin kadınları nasıl başarısız hale getirdiğini canlı olarak yaşıyorlar. Bugün hâlâ kadınlar eşit ücret ve toplumda eşit temsil edilmek gibi temel haklar için mücadele ediyorlar. Nasıl Müslüman kadınlar, liberalizm ve feminizmin bu sahte değerleri altında ilerleme kaydedebilirler? Biz sizi gerçekten kadınların ilerlemesini sağlayacak bir sistemi için çalışmaya çağırıyoruz. Nitekim bu, İslami Devletin yönetimi altında kanıtlandı. Rabbiniz ve yaratıcınız olan Allah Subhânehu ve Teâlâ, sizi sizden daha iyi bilir. Allah Subhânehu ve Teâlâ, sizi samimiyetsiz uluslararası kuruluşların yükselttiği konumdan çok daha yüksek bir konuma yükseltti. Bu kuruluşların gerçek niyetleri, kimliğinizi ve İslami sadakatinizi yok etmek, sonra sizi kullanmak, satmak ve daha sonra da toplumun çöp bidonuna atmaktır. Dünya ve ahiret sevabına nail olmak için uğruna çalıştığınız yüce hedeflerinizi destekliyoruz. Bizler, sadece Allah'a ibadet eden kullarız. Kızlarınız için güvenli ve onurlu bir gelecek vaat eden Hilafet Devletini kurma konusunda sizinle birlikteyiz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:
مَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنْثَى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَنُحْيِيَنَّهُ حَيَاةً طَيِّبَةً وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَجْرَهُمْ بِأَحْسَنِ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ "Erkek veya kadın, kim mümin olarak iyi iş işlerse, elbette ona hoş bir hayat yaşatacağız ve onların mükâfatlarını yapmakta olduklarının en güzeli ile vereceğiz." [Nahl 97] Afrikalı kadınlar, gerçek huzur ve mutluluğu sadece Hilafet Devleti altında elde edeceklerdir.
Bu mesaj, Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu üyesi İmrana Muhammed tarafından Hizb-ut Tahrir / Sudan Vilayeti Kadınlarının düzenlediği kampanya için yayınlandı.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilayeti Kadın Resmi Sözcüsü
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Sudan Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi 21 October Street, Imarat al-Vaqf, Ground Floor, East Khartum / Sudan Telefon: +(249) 0912 24 01 43 – 0912 37 77 07 http://www.hizb-sudan.org/ |
E-Mail: spokman_sd@dbzmail.com |