Başta Şam’daki cani ve zorba rejim olmak üzere totaliter baskıcı rejimler, ümmetin iradesini gasp edip kutsallarını ihlal ettiler. İstihbarat ve güvenlik birimlerini ümmete musallat edip yüreklerine korku saldılar. O kadar ki insanlar en yakınlarıyla bile kamu işlerini konuşmaya cesaret edemez hale gelmiştiler. Ancak kutlu Suriye devrimi sonrası devrimci Suriye halkı korku duvarını yıktı. Cani ve katil rejimin meşrutiyetini sorgulatan, prestijini yerle bir eden kahramanlıklar sergiledi. Yabancı ülkeler tarafından liderleri zehirli siyasi para ile satın alınan farklı isimler altında grupların ortaya çıkmasıyla birlikte devrim pusulasından saptı. Rejimi devirme çalışmasından kurtarılmış bölgelerde kontrolü ele geçirme ve bu kontrolü genişletme girişimine evirildi. Bu amaçla güdücü zihniyetten yoksun, otoriter zihniyete sahip bu gruplar, baskıcı uygulamalara başvurdular. İnsanların otoritesini yeniden gasp ettiler. Özel mülkiyete saldırdılar, kutsalları ihlal ettiler, haksız yere kan döktüler. Bu yüzden insanların güvenini yitirdiler. Güvenlik uygulamaları birçoklarının yüreğine korku saldı. Baskıcı uygulamalar, kutsallar ve özel mülkiyetlere saldırının yanı sıra orada burada baskıcı güvenlik uygulamaları ve insanların kutsallarına saldırıyı meşrulaştırıcı bazı “şeri” sesler yükseldi. Bunlar, gruplar arasındaki çatışmayı ve Şam’daki cani ve katil rejim ile ateşkesi meşrulaştırıcı fetvalar verdiler.

Biz, samimi mücahit kardeşlerimize kendilerine kucak açan halkımıza karşı zorbalığa kalkışmanın, kutsallara ve özel mülkiyete saldırı ile insanlara zulmetmenin suç olduğunu hatırlatıyoruz. Onlar, kendilerine ve gerçek dayanakları kabul edilen halklarına yapılan zulüm ve adaletsizliği ortadan kaldırmak için devrime kalkışmadılar mı? Eğer bu dayanaklarını kaybederlerse, dayanaksız ve yardımsız kalırlar. Yalancı seraba tutunurlar. Ki o serap bir saat sonra yok olup gider. Her şeyden önce onlara Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözünü hatırlatıyoruz:

الظُّلْمُ ظُلُمَاتٌ يَوْمَ الْقِيَامَةِ“Zira zulüm, kıyamet günü karanlıklar olacaktır.”

Zulümden kaçının, zulmü emredenler ya da şaibeli fetvaları ile zulmü meşrulaştıranlardan sakının. Devrimin aslına geri dönün. Allah ve dininin, Allah’tan sonra zalimlere karşı yardımınızı bekleyen halkınız ve kardeşlerinizin yardımcıları olun. Sakın zalimlerin yardımcıları olmayın. Baskıcı ve cani rejim ile güvenlik ve askeri güçlere karşı devrime kalkışan, bu uğurda en büyük fedakarlıkları yapan sabırlı ve yiğit halkımıza da zalimlere ve yeni despotlara engel olmaları gerektiğini hatırlatıyoruz. Despotların aşırılıklarına sessiz kalınması, despot ve baskılarını artıracaktır. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem, zorba ve zalimlere engel olmamız gerektiğini emretti. SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

كَلَّا، وَاللَّه لَتَأْمُرُنَّ بِالْمَعْرُوفِ، وَلَتَنْهَوُنَّ عَنِ الْمُنْكَرِ، ولتَأْخُذُنَّ عَلَى يَدِ الظَّالِمِ، ولَتَأْطرُنَّهُ عَلَى الْحَقِّ أَطْراً، ولَتَقْصُرُنَّهُ عَلَى الْحَقِّ قَصْراً، أَوْ لَيَضْرِبَنَّ اللَّه بقُلُوبِ بَعْضِكُمْ عَلَى بَعْضٍ، ثُمَّ ليَلْعَنكُمْ كَمَا لَعَنَهُمْ “Hayır, Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder, kötülükten nehyeder, zalimin elini tutup zulmüne mani olur, onu hakka döndürür ve hak üzerinde tutarsınız; ya da Allah Teâlâ kalplerinizi birbirine benzetir, sonra da İsrâiloğullarına lânet ettiği gibi size de lânet eder.” ^{[Ebu Davud ve Tirmizî]}

Siz, Allah’ın yardımı ve tevekkülüyle zalimlere engel olup onları değiştirebilirsiniz. Onların yerine samimi kardeşlerinizi getirebilirsiniz.

Siz gerçek otorite sahibisiniz. Bu yüzden otoritede aşırıya kaçmayın ve onu layık olanlara verin. Fedakarlıklarınızı zayi etmeyin ve zalimlere yaslanmaktan sakının. Allah’a olan güveninizi ve Allah’a, dinine yardım ederek de Allah ile olan ahdinizi yenileyin. Dinini izzetli ve hakem kılmak için çalışanlarla birlikte çalışın.