Suçlu Suriye rejimi ile Dera ilindeki “muhalifler”, anlaşmaya vardı. Yerel bir kaynağa göre, anlaşma, eski muhaliflerin elindeki hafif silahların teslim edilmesini, askeri kontrol noktaları kurulmasını, bir ay önce Dera el-Beled Mahallesi’nin giriş çıkışlarına konulan kontrol noktalarının kaldırılmasını, rejimin günlerdir yürüttüğü askeri operasyonun sonlandırılmasını öngörüyor.

Ey mübarek Şam toprakları Müslümanları! Üç yıl önce “MOK” operasyon odasının işbirliğiyle ve bağlantılı grup liderlerinin komplosuyla peşkeş çekilen Dera, bir saat bile olsun devrimin rayından dışarı çıkmadı. Dera’da gösteriler ve suçlu Esed rejimi karşıtı eylemler, durmaksızın devam etti. Rejim bu faaliyetleri sınırlandırma veya sonlandırmada çaresiz kaldı. Bu eylemleri sonlandırma arzusuyla Dera’daki birçok bölgeyle peş peşe anlaşmalar imzaladı, ama beyhude. Çünkü eylemler gittikçe ivme kazandı ve alanı genişledi.  Bugün Dera, devrimin başında olduğu gibi bu sahnenin en ön saflarında yer alıyor.

Bir kez daha bağlantılı beceriksiz liderler devreye girdi ve kaçınılmaz sondan rejimi kurtarmak için ona can simidi oldular. Dera tekrar sahneye döner dönmez, Merkez Komitesi sahneye çıktı. Rejimle müzakere ve daha önce kontrol edemediği bölgeleri rejime teslim etme misyonunu üstlendi. Rejimle, Astana ve Cenevre konferansı maddelerine benzer kapalı ve sinsi bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma uyarınca şehrin atar damarlarını kesmek, halkını yalnızlaştırıp kontrolünü tamamlamak, böylece Dera’daki devrim beşiğini yok etmek için onlarca asker ve araç Dera’ya girdi.

Ey İslam’ın Payitahtı Biladu’ş Şam Müslümanları! Tiran Şam rejimi, Timurlenk’in Şam şehrine yönelik yaklaşımını izliyor. Timurlenk, Şam halkına barış teklif etmiş, silahlarını ve mallarını teslim etmelerini istemişti. Şam halkı da İbn Müflih’in “kanı koruma” yaklaşımına yanıt verdiğinde, kanları heder oldu, çocukları esir alındı, kadınlarına tecavüz edildi, evleri yakıldı.

Ey Dera ve genel olarak Şam halkı! Hayatta kalmak ve devrimin ilk siretine geri dönmek istiyorsanız, 2018’de ülkeyi teslim eden İbn Müflih’in torunlarının bugün ülkeyi koruyamayacağını bilmelisiniz. Görevlerini mükemmel bir şekilde tamamlayana kadar başladıkları şeye devam edeceklerdir. Bugün bu bağlantılı beceriksiz liderleri reddetmeli, onları samimi oğullarınız ve kardeşlerinizle değiştirmelisiniz. Sabır ve sebat etmeli, başladığınız şeyi bitirmelisiniz. Bu anlaşmalar kanınızı, onurunuzu ve haysiyetinizi koruyamaz. Şam tiranının ahdi ve misakı yoktur. Bu beceriksiz liderler ve bazı şahsiyetlerden gördükleriniz, bu anlaşmanın hedefini anlamak için yeterlidir. Devrimin son on yılında yaptığınız muazzam fedakârlıklar, dürüst bir çalışmanın katalizörü olmalıdır. Ta ki uğrunda devrime kalkıştığınız rejimin tüm sütunlarını ve sembollerini devirip, yerine İslam yönetimi kurana dek.

Ey Dera halkı! Siz haysiyet devriminin beşiği ve ilk kıvılcımısınız. Devrim düşmanlarının elinde bir maşa olmaya razı gelen irade yoksunu liderlere uymayın. Sebat edin. Zalimlere yaslanmaktan sakının. Bu, Allah’a yemin olsun ki, apaçık bir hüsrandır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَا تَرْكَنُوا إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُوا فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللَّهِ مِنْ أَوْلِيَاءَ ثُمَّ لَا تُنْصَرُونَ “Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” ^{[Hud 113]}

Ey İslam’ın kalbi Biladu’ş Şam Müslümanları! Şam devriminin geldiği noktanın ana sebebinin bu hizipsel sistemden ve haram siyasi paradan beslenen ve sözde sponsor ülkelerle irtibatlı olan liderler olduğunun farkındasınız. Dolayısıyla bu bağlantılı sistem, Dera’daki halkımızın yardımına koşmak için parmağını bile oynatmıyor. Çünkü karar verici değildir. Cebel El Zaviye ya da diğer bölgelere yardım için seferber olmadı. Ayrıca açık bir siyasi projeyi benimsememenin, samimi ve uyanık bir siyasi liderlik edinmemenin tehlikesinin farkındasınız. Yüce Allah’tan başka kefil yoktur. Orada burada eylem yaparak size yardım etmeye çalışan herkesin kaderi, Şam halkını desteklediğini iddia eden bir devletin eliyle Ebu Havle’nin kadere gibi olacaktır.

Darboğazdan kurtulmak için, sadece Allah’ın ipine sarılmalı, İslam akidesi ve Allah’ın dininden türetilen net bir siyasi proje benimsemelisiniz. Bilinçli ve sadık bir siyasi liderlik, gemi kaptanı gibidir. İslam ve Şam devrimi düşmanlarının kurduğu komplo ve tuzakları ifşa edecek, karaya demirlemek için dosdoğru bir yol çizecektir. Aksi takdirde geminiz batana kadar azgın dalgalarla boğuşmak zorunda kalacaksınız. O zaman pişmanlık fayda etmez. Öyleyse devrimimizi düzeltmenin ve çok geç olmadan canımızı, onurumuzu ve fedakârlıklarımızı kurtarmanın hala zamanı gelmedi mi?

Ahmed Abdul Vehhâb
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti
Medya Bürosu Başkanı