19 Nisan 2016 günü savaş uçaklarının, Ma’re Numan kasabasında bir sebze pazarını hedef almaları sonucunda 43 kişi şehit oldu, 80’nin üzerinde de yaralı var. Kufr Nebel kasabasındaki balık pazarına düzenlenen hava saldırılarının ardından da 11 kişi şehit oldu.

Suriye halkının yaşadığı bu katliam ve göçlerin nedeni, grupların kâfir Batı tarafından dayatılan ateşkese bağlılığı ve müzakere heyetinin de Amerikan çözümüne göre hareket etmesidir. Suriye halkının pak kanı, müzakere konumunu güçlendirmek için adeta bir koz olarak kullanılıyor. Anlaşma ve misaklar ise sadece bir bahanedir. Kaldı ki Şam zorbasının ahdi ve misakı olmaz. Bırakın büyükleri, küçükler bile artık bunun farkındadır. Ama her nedense Amerikan siyasi çözümüne göre hareket eden müzakere heyeti bunu bir türlü görmüyor ve rejimi devirmek için bunu bir çözüm olarak görüyor. Rejimin Amerika tarafından desteklendiğini ve şuana kadar devrilmesine engel olduğunu, hatta katliam ve soykırımlar için yeşil ışık yaktığını unutuyor. 

Hizb-ut Tahrir / Suriye Vilayeti olarak biz, şehitlerin yakınlarına tüm samimiyetimizle başsağlığı diliyor ve akan bu tertemiz kanın sorumluluğunun rejimle ateşkes ve müzakere yapanlara ait olduğunu söylüyoruz. Ateşkes, rejimin ömrünü uzatır. Katliam ve cinayetleri için ona ek süre kazandırır. Kim onu denetleyecek veya muhasebe edecek? Bakın müzakereler, yeniden meyvelerini vermeye başladı bile. Bilinmelidir ki çocuk katili ve tecavüzcü ile asla ateşkes olmaz. Gruplar daha neyi bekliyor bilmiyoruz. Harekete geçmek, ateşkesi bozmak, rejimle herhangi bir müzakereyi iptal etmek, Batı ve onun kuklaları ile tüm bağları kesmek, yılanın başına yönelmek, kellesini koparmak, kulları onun kötülüklerinden kurtarmak ve enkazı üzerine Allah’ın yönetimini kurmak için daha kaç kişinin şehit olması gerekiyor?

Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

فَوَرَبِّكَ لَنَسْأَلَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ عَمَّا كَانُوا يَعْمَلُون“Rabbin hakkı için, mutlaka onların hepsini yaptıklarından dolayı sorguya çekeceğiz.”^{[Hicr 92-93]}