Geçtiğimiz ay 11 Ekim 2016 günü Doğu Guta kasabası, korkunç bir olaya tanık oldu. Hak üzerinde dimdik duran ve Allah’ın Şeriatına davet eden Hizb-ut Tahrir / Suriye Vilayeti üyesi ve siyasi düşünür Hacı Ebu Malik, kalleşçe ve korkakça kaçırıldı. Devrim öncesinde de zorba Şam rejimi tarafından tutuklandığı halde Ebu Malik, Allah’ın rızası uğrunda İslami hayatı yeniden başlatmak gayesinden vazgeçmedi. Hak üzerindeki sebatı ve hak sözü açıkça haykırması nedeniyle uykuları kaçan ve sarsılıp sersem olan haydutlar, böyle bir cürüm işlediler. Bu cürümleriyle Allah’ın nurunu söndürebileceklerini ve efendilerini hoşnut etmek için hakkı susturabileceklerini sandılar.

Bu iğrenç suçun sorumluluğu grup komutanlarına aittir. Çünkü iddialarına göre Doğu Guta, onların kontrolü ve himayesi altındadır. Dolayısıyla kaçıranları bulmak ve bu iğrenç suçun tekrar etmesini önlemek onların sorumluluğundadır. Aksi halde insanların güvenliğini koruma makamına layık olamazlar. Bu durumda bu sorumluluğu, Allah hakkında kınayıcının kınamasından korkmayan saygıdeğer Şam halkı yiğitlerine bırakmalıdırlar.

Ülkeyi zayi eden, zaferi geciktiren, sıkıntıları uzatan bu bozuk durum karşısında sokaklara dökülen Doğu Guta halkından umut kesilmiş değil. Bu mevcut zulmü önlemek için Doğu Guta halkı harekete geçip devrimi zalimlerden arındırmalı ve onlara engel olmalıdır. Motivasyon ve protestoların herkesçe benimsenen açık ve net hedefi, Şam’ı ümmet projesi olan Nübüvvet metodu üzere İslam Hilafet Devletinin merkezi yapmak olmalıdır. Eğer gösterilere uyanıklık hâkim olursa, o zaman Guta halkı, yamalı ve kandırmaca çözümleri asla kabul etmeyeceklerdir. Ubade ibn Samet’ten rivayet edildiğine göre

بَايَعْنَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى السَّمْعِ وَالطَّاعَةِ فِي الْمَنْشَطِ وَالْمَكْرَهِ، وَأَنْ لَا نُنَازِعَ الْأَمْرَ أَهْلَهُ، وَأَنْ نَقُومَ أَوْ نَقُولَ بِالْحَقِّ حَيْثُمَا كُنَّا، لَا نَخَافُ فِي اللَّهِ لَوْمَةَ لَائِمٍ“Gerek sıkıntı ve darlıkta dinleyip itaat etmek, emir sahipleriyle çekişmemek, nerede olursak olalım hakkı gerçekleştirmek ya da söylemek, bu konuda hiçbir ayıplayıcının ayıplamasına aldırmamak üzere Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e biat ettik.” ^[Buhârî]