30 Nisan 2017 Pazar günü Doğu Guta Sağlık ve saha kaynaklarına göre Arbin kentinde Ceyşul İslam grubu bir çocuğu öldürdü ve onlarca sivili de yaraladı. Yaralılar arasında Guta kentinin tek nöroloğu da var. Halk, Guta grupları arasında günlerdir devam eden çatışmanın durması için sokaklara dökülmüştü. Her zamanki gibi “Ceyşul İslam”, Doğu Guta’da göstericiler üzerine ateş açanların kendi unsurları olduğunu kabul etti. Ancak askeri liderlik, ateş emrinin liderlik tarafından verilmediği, “bireysel inisiyatifle”olduğunu belirtti.

Bu çatışmalar gösteriyor ki bölge ve Batı ülkeleriyle ilişkileri nedeniyle grup komutanları, devrim ve devrim halkından kopuklar. Bu ilişkileri yüzünden Şam halkı, onlardan otoritesini çekip aldı. Bağlantılı komutanlar da halk adına müzakere yapıp ateşkes imzalar hale geldiler. Şam evlatlarını kullanarak yapay çatışmalar ürettiler. Ümmetin isteklerini hiçe saydılar. Sadece bu mu? Aksine zorba yöneticilerin peşinden giderek ümmetin hareketliliği ile mücadele ettiler.

Ey Şam halkı! Bilin ki siz, bir denizsiniz. Bu askeri kuvvetler sizin bağrınızdan çıktılar. Onun için eksen düzeltmesi yapın, engel olup onları hakka döndürün. Biliyorsunuz, ümmetin hareketliliği karşısında kaba kuvvete başvurmak, zafiyetin bir kanıtıdır. Ne zaman ki diktatörler, kendi halklarıyla mücadele ettiler, işte o zaman devrildiler. Allah Subhânehu ve Teâlâ otoriteyi size verdi. Bu hak kimsenin tekelinde değildir ya da bu hakkı kimse gasp edemez. Bu devrim, sizin devriminiz. Siz ne derseniz odur. Batı komploları sizin ellerinizle yıkılacak. Kararlılık ve devrim sabitlerine ulaşma ısrarınız nedeniyle siz, Allah’ın zaferine layıksınız. Bu yüzden devrime devam edin ve devrimin kaderini değiştirmek isteyen herkese engel olun. Rejimi devirip İslami yönetimi kurarak şehitlerin kanını koruyun. İşte göreviniz budur. Bu görevi size Allah Subhânehu ve Teâlâ tevdi etti. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

وَاَلَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَتَأْمُرُنَّ بِالْمَعْرُوفِ وَلَتَنْهَوُنَّ عَنْ الْمُنْكَرِ أَوْ لَيُوشِكَنَّ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عَذَابًا مِنْ عِنْدِهِ ثُمَّ تَدْعُونَهُ فَلَا يُسْتَجَابُ لَكُمْ“Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emreder kötülüğe engel olursunuz, ya da, Allah, yakında umumi bir bela verir. O zaman dua edersiniz, fakat duanız kabul olmaz.” ^[Tirmizi] Böylece insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet vasfına layık olursunuz. Nitekim Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Marufu emreder, münkerden nehyedersiniz.” ^{[Ali İmran 110]} Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurdu:

لا يَمْنَعَنَّ أَحَدَكُمْ رَهْبَةُ النَّاسِ أَنْ يَقُولَ بِحَقٍّ إِذَا رَآهُ، أَوْ يُذَكِّرَ بِعَظِيمٍ، فَإِنَّهُ لا يُقَرِّبُ مِنْ أَجَلٍ، وَلا يُبَاعِدُ مِنْ رِزْقٍ“Aman dikkat edin! Halk korkusu, sizlerden birini, gördüğü yahut şâhit olduğu vakit, hakkı söylemekten alıkoymasın! Çünkü bu, ne eceli yaklaştırır ne de rızkı uzaklaştırır.”^[Ahmed]

- Basın Açıklamasının Video Kaydı -