16 Nisan 2019’da Kabli Belediyesi, dernekleri destekleme ve temizlik programı çerçevesinde Amerikan Büyükelçisini kabul etti. Ardından Amerikan Büyükelçisi, 17 Nisan 2019’da “Castile” zanaat köyünü ziyaret etmek ve ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından finanse edilen ve kadın zanaatkârların yeteneklerini güçlendirmeyi amaçlayan kültürel değişim programı mezunlarının projesini incelemek üzere Tuzer iline gitti...

Tunus’u enine boyuna dolaşan Amerikan Büyükelçisi Donald Blum, 2015’ten 2018’e kadar ABD’nin Kudüs başkonsolosuydu. Yani ABD Büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınmasının sorumlularından biriydi. Bundan önce Irak’taki Çokuluslu Stratejik Kuvvet hücresinin müdürüydü. Yani binlerce Irak halkının katledilmesinin sorumlusudur... Buna rağmen Tunus’taki yetkililer, ABD görevlisini abartılı bir şekilde karşıladılar ve zehirli yardım bahanesiyle ülkeye müdahale etmesini kolaylaştırıyorlar. Temizlik yapmak ya da bahçeler inşa etmek için Amerikan yardımlarına ihtiyacımız mı var? Zanaat öğrenmek için Tunuslu kadınların zehirli Amerikan yardımlarına ihtiyaçları mı var?

Ne zamandan beri Amerika, Müslümanların iyiliğini ister oldu? Müslümanların sorunlarına yönelik politikası, düşmanca ve canice bir politika değil mi? Amerika, baba ve oğul Bush ağzından haçlı seferi ilan etti. O zamandan beri Müslümanlara karşı soykırım savaşı yürütmekte, İslam’ın imajını karalamaya, “terörizm” olarak adlandırmaya devam etmektedir. İslam’ı şeytanlaştırma, kutsallarını ihlal etme, Kur’an ve Peygambere hakaret etme kapılarını araladı. Müslüman ülkeleri işgal etti, yüz binlerce kişiyi öldürdü, Irak, Afganistan ve Pakistan’da işkenceler yaptı, suçlar işledi, malları ve servetlerini yağmaladı ve Müslümanları aşağılayıcı bir şekilde yoksullaştırdı. Gaspçı Yahudi varlığını kurdu, para ve silah yardımında bulundu, haksız uluslararası kararlarla destekledi ve kurulduğu günden bu yana tüyler ürpertici katliamlarını örtbas etti.

Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti olarak biz, Amerika ile, Tunus ve Müslümanlara karşı suç işleyen tüm sömürgeci ülkelerle kurulan bu günahkar ilişkiyi reddediyor, bu veya diğer sömürgeci ülkelerin büyükelçilerinin ülkemizi kirletmesini kabul etmiyoruz. Zeytune topraklarındaki tüm onurluları, bu zehirli yardımları reddetmeye çağırıyoruz, çünkü bu yardımlar, ülkemizi sömürge vesayeti altına almanın bir yoludur. Bu büyükelçiyi karşılayan ve ziyaretinden ötürü memnuniyetini dile getiren her yetkiliye de diyoruz ki, kendinizi ve halkınızı aslında sizin paralarınızdan yağmalanan bu kırıntı yardımlarla küçük düşürmeniz utanç vericidir. Ümmetinizin, dininizin ve ülkenizin düşmanını kabul etmeniz, muhasebe edilmeyi dahası yargılanmayı hak ettiğiniz bir ihanettir. Size Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu buyruğunu hatırlatıyoruz:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارَىٰ أَوْلِيَاءَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَمَن يَتَوَلَّهُم مِّنكُمْ فَإِنَّهُ مِنْهُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet etmez.”^{[Maide 51]} Terörist Amerika’ya ve gittiği her yerde yıkımın mimarı olan bu büyükelçisine de diyoruz ki, hoş gelmediniz. Siz ve başkanlarınız savaş suçlularısınız, halk hırsızlarısınız. Bir avuç yarı yöneticilerin ve koltuk peşindeki yarı politikacıların sizi kabulleri ve önünüzde eğilmeleri sakın sizi aldatmasın. Çünkü onlar, ziyaretinizi ve zehirli yardımlarınızı reddeden Tunus halkının temsilcileri değildir. Biliniz ki biz, suçlarınızın bilincinde, kötü niyetli planlarınızın farkındayız. Biz, hegemonyanızdan kurtulmak ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak için devrime kalkan İslam ümmetinin bir parçasıyız. Allah’ın izniyle Hilafet, dünyayı sizin kötülüklerinizden ve suçlarınızdan kurtaracak, ekâbir suçlularınızın peşine düşecektir. 

وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ“Zulmedenler, hangi dönüşle döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.” ^{[Şuara 227]}