Bu hafta ikinci kez Tunus yetkilileri, kasıtlı olarak Hizb-ut Tahrir’in iki davasına askeri yargıyı bulaştırdılar: Birincisi, Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Siyasi Büro Başkanı Abdül Rauf El Amiri’nin 15 Nisan 2019’da ertelenen davasına. İkincisi, Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti sorumlularından Münir Amara’nın 19 Nisan 2019 Cuma günü Tunus askeri istinaf mahkemesinde görülecek davasına. Oysa bilindiği üzere Sayın Münir Amara davasındaki ara karar, duruşmanın olmaması yönündeydi.

Partinin askeri mahkemede yargılanmasının nedeninin, iktidarın Yahudi varlığıyla normalleşme suçunu, Yahudi varlığı heyetlerini korumak için güvenlik güçleri ve silahlı kuvvetlerinin seferber edilmesini, hırsız sömürgeci şirketleri ülkesini ve zenginliklerini geri almak isteyen Tunuslu gençlerin devriminden korumak için askeri birimlerin zenginlik bölgelerine sevk edilmesini deşifre eden basın açıklamaları olduğunu hatırlatırız.

Bu askeri yargılamalar, askeri yargı ve kurumun bir açmazıdır. Doğru görüş ve sözle mücadele karşısında (normalleşme arzusundaki) Tunus yönetiminin bir tezgâhıdır. Bu yargılamalar, devrik lider Bin Ali tarafından bile işlemeyen tehlikeli emsallerdir. Dahası normalleşme suçuna ek bir suçtur.

Bu nedenle biz, dürüst ve onurlu gazetecileri bu askeri davaları izlerken sorumlu olmaya çağırıyoruz. Çünkü yargılamalar Hizb ut Tahrir ile ilgili değildir, ülkenin güvenliğiyle, yöneticilerin ülkeye karşı kurdukları komplonun ifşasıyla, devletin güvenlik ve askeri aygıtlarını kasten ülke düşmanlarının hizmetine sunmalarıyla ilgilidir.