27 Nisan 2019 Cumartesi günü “Hukuk, Adalet ve Güvenlik Yargı Forumu” öncülüğünde “Sayıştay Hâkimler Birliği” ile “Tunus Yolsuzlukla Mücadele Derneği”nin katılımıyla 3. Yolsuzlukla Mücadele konferansı düzenlendi. Tartışma bölümünde Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti yetkilileri iki katılımda bulundular:

Birinci katılım: Kültür Bürosu üyesi Mühendis Muhammed Ali Bin Hüseyin, konferans konuşmalarında geçen yabancı gündemlerin varlığını ve “komplo teorisi” diyerek ihmalkârlık gösterilmemesi gerektiğinin önemini vurgulayarak sözlerine başladı. Bin Hüseyin’in katılımı dört nokta üzerine odaklandı:

- Birinci noktada politik para cennetlerinin yargıdan önce düşüncede, anayasa ve yasada yattığını vurguladı. Uluslararası platformdaki konumumuzu belirlemek, dost mudur düşman mıdır diye sömürgeci düşmanı kategorize etmek için acilen politik ve entelektüel cesarete gereksinim var. Düşmanı dostla karıştırmak, daha doğrusu düşmanı dost olarak belirlemek, herkesi dost bellemek, yabancı politik paranın meşruiyetinin temelidir. Bu bağlamda Bin Hüseyin, konuyu BAE ve Katar ile sınırlandırmanın gerçekleri saptırmak olduğuna dikkat çekti. Zira herkes bu devletçiklerin söz sahibi olmadığını bilir.

- İkinci noktada, yabancılardan politik ve mali yardım istememenin partilerin kuruluş ve üyelik şartlarından biri olması gerektiğini, sadece bir pazarlama sloganı değil, entelektüel ve kültürel oluşumda da temel alınması gerektiğini vurguladı...

- Üçüncü noktada, şu anki gereksinim, herkesin “sömürgeciliğin bölge meselelerine müdahil olmaması” kuralını benimsemesi gerektiğine dikkat çekti. Askerler, kolluk kuvvetleri, hakimler, politikacılar ve partiler bu kuralın güdümünde olmalıdır...

- Dördüncü ve son noktada katılımcılara karar vermezden önce bir şeylere hakaret etmenin, karar verdikten sonra kabul etmenin doğru olmadığını hatırlattı. Batılı çıkarları ve gündemleri gerçekleştirmek, hassas sektörleri yeniden yapılandırmak için doğrudan Amerika, İngiltere ve Fransa himayesinde gerçekleşen ve sömürgecilik tarafından finanse edilen bugünkü etkinlikte en tehlikeli yolsuzluk türleri reddedilmeli ve sınıflandırılmalıdır...

İkinci katılım: Hizb-ut Tahrir Medya Bürosu üyesi Esad El Acili şöyle bir soruyla konuşmasına başladı: “Tunus bağımsız bir ülke mi? Ve sömürgecilik altında yolsuzlukla mücadele olur mu?” Ardından şu iki hususa vurgu yaptı:

Birincisi: Tunus, doğrudan vesayet altında bir koloni ülkesidir ve bu durumda, sömürgecilik ortadan kaldırılmadan yolsuzluk ortadan kaldırılamaz.

İkincisi: Egemenliğin Şeriata, otoritenin ümmete ait olduğu bir sistemde ancak yolsuzluğun kökü kazınabilir.