Tunus halkı, artık ülkeyi dış borca boğan, kalkınma, gelişme ve doğru ekonomik yeteneklerini felç eden, yoksulluk, marjinalleşme, pahalılık, işsizlik, umutsuzluk ve bölgesel eşitsizlikleri miras bırakan yozlaşmış sistemi kökünden kazımak için çalışmanın kaçınılmaz olduğu kanısına hakimdir. Öte yandan sistemin uygulayıcıları, düzenin yozlaşmışlığı yerine yöneticilerin yozlaşmışlığı ile oyalayarak insanları saptırmak, değişim illüzyonu aşılamak için çalışmakta, kamu fonunu hortumlayan üst düzey yetkililer, yozlaşmış iş insanları, rüşvetçilik, kayırmacılık ve devlet aygıtındaki yozlaşmış bürokrasi gibi çeşitli düzeylerde mali yolsuzlukla mücadele etmektedir.

Devrim sonrası tüm hükümetler, yolsuzlukla mücadele sloganı yükseltmiş olmasına rağmen para lobilerinin, medyanın, iktidar erkinin, bazı parti ve politikacıların çıkar örtüşmesi nedeniyle yolsuzluk daha da artmıştır. Bunun sebebi, hastalık ve belanın nedenindeki teşhis yanlışlığıdır. Temel sorun, yabancı etkisi ve ülkede hüküm süren kapitalist uygarlık düzenidir. Çünkü yabancı etkisi, yozlaşmış ajanlar üretiyor, onları besliyor, yozlaşmış medyayı onların emirlerine veriyor, kanun ve kararnameler ile onları koruyor, askeri kuvvet ve finansal kurumların baskısı yoluyla onları halka dayatıyor. Yozlaşmış sistem ve yağmacılığın dizginleri ve aparatları Batı ve yabancı büyükelçilerin kontrolünde. İnsanlar, bir ajanı devirdiğinde, Batı daha kötüsünü getiriyor. Ümmetin bedenine zehrini kusan yılanın başı yerine kuyruğu ile uğraşmak hatadır.

Kapitalizm ve yozlaşmış rejimlerin zulmünden kurtuluş için en ideal çözüm, İslam’ın yeniden iktidar olmasıdır. O zaman dizginlerimiz kendi elimizde olacak, ekonomik sorunlarımızı, ayrıntılı İslami şeri hükümlere göre çözeceğiz. Şeri hükümler, yoksulluğun yayılmasını önleyecek, ortaya çıktığında hemen tedavi edecektir. Böylece devlet, ekonomik ve medeniyet olarak zenginleşme, gelişme ve ilerleme kaydedecek, borç, işsizlik ve enflasyon gibi çağımızın ekonomik sorunlarını tanımayacak, yolsuzluk ve sömürü kuşatmasına, sınıf ayrımına maruz kalmayacak, yoksulluk, kıtlık, cehalet, hastalık riskiyle uğramayacak, kaçakçılık ve para birikimi olmayacak, bütçe açığı yaşanmayacak, vatandaşı üzerine vergi dayatmayacaktır.

Bugün köklü değişim Tunus halkı için kaçınılmazdır. Halkın yolsuzluğuna tanık olduğu bu gerçekliği değiştirmek için sıkı çalışma yapmanın dışında hiçbir alternatif ya da seçenek yok. Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti olarak biz, El Hadra ülkesindeki uzmanları, aydınları, hâkimleri, avukatları, profesörleri, siyasetçileri ve kanaat önderlerini Batı sistemi çerçevesi dışında düşünmeye, İslam esasına dayalı uygarlık alternatifini benimsemeye çağırıyoruz. İslam, bugün siyasi bir zorunluluk, ayrıca şeri bir vecibedir. Hükümleri dışında adalet ve izzet aramak muhaldir.