2015’te ABD’nin NATO dışı müttefiki anlaşmasına imza atmasından bu yana Tunus, Kuzey Afrika’da ABD kuvvetleri için gelişmiş bir üs haline geldi. ABD Ordusu, komşu ülkelere karşı istihbarat faaliyetinde bulunmak için Tunus’un bazı askeri üslerini sıçrama tahtası olarak algıladı. Tunus güvenlik birimlerinin terörle mücadele yeteneklerini geliştirme bahanesiyle Tunus toprakları ABD güçleri için bereketli bir araziye dönüştü. Eski Cumhurbaşkanı Baci Kayed Sebsi, 22 Kasım 2016’da Tunus Hivar kanalına verdiği röportajda bunu zımnen itiraf etti.

Bundan daha tehlikelisi, 28 Mayıs 2020’de ABD’nin Afrika Kuvvetleri (AFRICOM) Komutanı Stephen Townsend’ın, Tunus Savunma Bakanı İmed Hazgui ile telefon görüşmesinde, Rusya’nın Libya’daki faaliyetlerinden duyduğu kaygıya dikkati çekerek, Tunus’a “Güvenlik Güçleri Yardım Tugayını” konuşlandırabileceklerini söylemesidir. Bu açıklama AFRICOM’un güvenlik ve askeri güçlerimizi eğitme kisvesi altında Tunus’a ek muharip güç konuşlandırmayı planladığı anlamına geliyor. Bu, ülkenin egemenliği ve bağımsızlığı için bir tehdittir. Buna rağmen Cumhurbaşkanı Kais Said’in bu komutanı özellikle askeri alanda ve “terörle” mücadelede ikili işbirliği gerekçesiyle 9 Eylül 2020 Çarşamba günü Savunma Bakanı İbrahim El Albertaji’nin huzurunda Kartaca Sarayı’nda kabul etmesi ayıptır. AFRİCOM aslında Afrika’ya hükmetmek, zenginliğini yağmalamak, halkını sömürmek ve terörle mücadele bahanesiyle İslam’la savaşmak için kurulmuştur.

Başta Amerika olmak üzere kafir ülkelerle imzalanan anlaşmalar, askeri ve güvenlik düzenlemeleri büyük bir ihanettir ve şeran haramdır. Faili, dünyada şiddetli bir azaba, ahirette ise azap ve hüsranı maruz kalacaktır. Çünkü bu ihanet, kâfirlerin Müslümanlar ve ülkelerini kontrol etmeleri anlamına gelir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَن يَجْعَلَ اللّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً“Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir.”^{[Nisa 141]} Keza Müslümanları öldürmek ve casusluk yapmak için bu kâfir ülkelere yardımcı olmak anlamına gelir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَتَعَاوَنُواْ عَلَى الْبرِّ وَالتَّقْوَى وَلاَ تَعَاوَنُواْ عَلَى الإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ “Birr ve takva üzerine yardımlaşın. Günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah’tan korkun. Muhakkak ki Allah’ın azabı şiddetlidir.” ^{[Maide 2]} Yine müminlerin kâfirleri dost edinmesi demektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

لاَّ يَتَّخِذِ الْمُؤْمِنُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاء “Müminler, kafirleri dost edinmesinler...”^{[Ali İmran 28]}

Ey Tunus halkı! 2011’den bu yana Tunus’a 1 milyar dolarlık askeri yardımda bulunan Amerika, Tunus’a karşı havuç sopa politikasından vazgeçmeyecektir. Ta ki Amerikan bayrağı, aziz topraklarımızın bir kısmında, ajan yöneticilerin ABD askerleri için verdiği askeri bir üste dalgalanana kadar. Amerikan Büyükelçiliği’nin El Bahira topraklarını hinlikle ve yöneticilerin işbirliğiyle ele geçirilmesi bir örnektir. Hizb-ut Tahrir, özellikle güç ve kuvvet ehlini Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak, toprağımızı kurtarmak, Şeriatın egemenliğini yeniden sağlamak ve kararımızı elimize almak için çalışmaya çağırıyor. Kurtuluşumuz, sadece İslam ve Hilafet iledir.