Cuma, 27 Muharrem 1446 | 2024/08/02
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu

No: TN-BA-2020-MB-TR-28 H. 25 Muharrem 1442
M. Pazar, 13 Eylül 2020

Sabah Gazetesinde Yer Alan Bir Makaleye Yanıt

01 Eylül 2020’de Sabah gazetesinde Selahaddin El Kerimi imzalı bir makale yayınladı. Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Medya Bürosu, Yıllık konferansını düzenledi: Hizb-ut Tahrir, partiler yasasını duvara vurdu.başlıklı makaleye yönelik yanıtını 09 Eylül 2020’de gazeteye teslim etti. Ancak ne var ki yanıt, bugüne kadar yayınlanmadı. Oysa dürüstlük, güvenilirlik ve profesyonel medya gereği yayınlanması gerekirdi!

Yanıtın içeriği aşağıdadır:

Bismillahirrahmanirrahim

Selahaddin El Kerimi’nin “Yıllık konferansını düzenledi: Hizb-ut Tahrir, partiler yasasını duvara vurdubaşlıklı makalesine yanıt. 1 Eylül 2020 Salı günü Sabah gazetesi, Selahaddin El Kerimi’nin bir makalesini yayınladı. Yazar makalesinde Hizb-ut Tahrir konferansından bahsetti. Hizbin, İslam’a dayalı siyaset güttüğü ve demokrasiyi reddettiği için partiler yasasını ihlal ettiğini belirtti.

Yazar makalesinde Hizb-ut Tahrir konferansından bahsederken uyum ve ahenkten uzaklaştı. Dahası başlığın ima ettiği şeyin aksine gerçeklerden ve güncel olaylardan koptu. Bir ay parti faaliyetlerini donduran önceki davalardaki geçici kararları dayanak gösterdi. Geçici kararları iptal eden nihai kararları nedense görmezden geldi ya da görmezden gelmek istedi. Nihai kararlardan niye söz etmediğini bilmiyoruz! Buna ek olarak yazıda üzerinde durulması ve düzeltilmesi gereken çok sayıda demagoji söz konusu. Aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

1- Yazar, kullandığı “faaliyetlerinin dondurulması kararı alındı” ve “çok sayıda yasal ve usul ihlalleri Tahrir konferansını gölgeledi” kabilinden ifadeleri parti, İslam ve Hilafet çağrısı hakkında korku ve endişe algısı yaratmak istedi. Yazar, sanki Hizb hakkında davaların olduğunu ima etmek istiyor ve partiye leke sürmeyi amaçlıyor. Hizbin faaliyetlerinin dondurulması kararına gelince, yazar herhalde daha gazetecilik mesleğinde acemi. Halbuki istese Hizb-ut Tahrir’in resmi kaynaklarına başvurabilir ya da partinin medya bürosu ile temasa geçebilirdi. Sorular sorsaydı, Baci Kayed Sebsi iktidarının Hizbin çalışmalarını nasıl engellediğini anlayabilirdi. Sebsi, Hizbe karşı karalama kampanyası yürüttü. Eylül 2016 Perşembe günü yaptığı açıklamada, “ Hizb-ut Tahrir meselesini çözmeniz gerekiyor.dedi. Baci bu hayattan ayrıldı, partisi de sönüp gitti, ama Hizb-ut Tahrir hala hayatta.

Ya da yazar açıkça Hizbin hasımlarına angaje olmuş durumda. Entelektüel ve politik olarak parti ile mücadele edemediler, dolayısıyla hilekârlığa, alaycılığa ve jurnalciliğe başvurdular.

Yazar sormuş olsaydı, Hizb-ut Tahrir / Tunus’un kuruluşu için Başbakana “İlmi haber” dilekçesi sunduğumuzu öğrenmiş olurdu. Parti dilekçesinde, partinin amacının Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti kurmak olduğu belirtildi. Dilekçede logosu da vardı. En önemli logosu, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bayrağıdır. Özellikle Hizb-ut Tahrir tarafından hazırlanan anayasa taslağı da dilekçede mevcuttu. En başından beri Hizb, demokrasiyi reddediyor. Çünkü demokrasi, güçlülerin zayıfları köleleştirdiği, İslam’ın ilahi hükümleriyle çelişen insan yapımı bir sistemdir. Buna göre parti, kendisi ile çelişmez. Başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı ofislerine sunulan dilekçede yer alanlardan bir milim dahi sapmamıştır.

Makalenin yazarı, partinin faaliyetlerinin dondurulmasını emreden mahkeme kararlarının, kötü niyetli suçlamaların bir sonucu olarak verilen geçici hızlı kararlar olduğunu bilmelidir. Otorite (cumhurbaşkanlığı ve Hükümet) bu kararlar ile partiyi karalamayı ve faaliyetlerini iptal etmeyi denedi. Parti lehindeki kararlar ise, iktidarın zayıflığını ve kırılganlığını ortaya çıkaran nihai kararlardı. Yazar, yargıç olup sevmediği kararları veren hâkimleri yargılayabilir mi?

Makalenin yazarı diyor ki: Tunus Cumhuriyeti’nin değerlerine karşı tutumu, demokrasi ve devletin uygarlığını reddetmesi nedeniyle...

Parti, demokrasi, cumhuriyet ve diğer yönetişim konuları hakkında İslam’ın hükmünü açıkça belirtmiştir. Allah Muhkem Kitabı Kuranı Kerimde şöyle buyuruyor:

إِنِ الْحُكْمُ إِلَّا للهِ Hüküm yalnızca Allaha aittir.[Yusuf 40] Hükmetme ve yasama hakkı sadece Allah’a mahsustur. Demokrasi, âlemlerin Rabbi, insanlığın yaratıcısı olan Allah’ın bu hakkını reddeder ve anlayışı sınırlı bir yaratık olan insana ait kılar.

Hizb-ut Tahrir, çoğu partiler gibi fırsatçı değildir. Aksine ideolojik bir partidir, yozlaşmış demokratik sisteme göre renk ve şekil almaz. Hizb, demokrasinin yozlaşmışlığına dair kesin kanıtlar ortaya koydu. Daha sonra âlemlerin Rabbinin Şeriatından türetilen yönetim sorununa doğru çözüm sundu.

Hizb, demokrasinin sonunun geldiğini, artık iflas ettiğini söyleyenlerin başında gelir, İslam karşıtı entelektüel köklerini çürütenlerin öncülerdendir. Batıdaki büyük düşünce kuruluşları, 1990’lardan beri “demokrasinin kaçınılmaz sonu” ve “Demokrasi sonrası” gibi konuları konuşuyorlar. Görünüşe göre yazar bunu kaçırmış. Google arama motoruna “demokrasinin sonu” sözcüğünü yazmış olsaydı, demokrasinin sonu başlıklı düzinelerce Batılı kitap karşısına çıkardı.

Hal böyleyken bu demokrasi ve cumhuriyet hayranlığı niye? Cumhuriyetin herhangi bir değeri var mı? Makalenin yazarı, ardışık Fransız cumhuriyetlerinin insanlığa karşı işlediği suçları görmüyor mu? Demokrasilerin lideri ve sahte cumhuriyetçi değerlerin bayraktarı Amerika’nın işlediği iğrençlikleri orman canavarları bile işlemez. Yazar, cumhuriyet değerlerine inanan demokratik partilerin Tunus ve halkına neler yaptığını görmüyor mu? Demokrasinin, Bin Ali rejimi canilerini iktidara geri getirdiğini görmüyor mu? Cumhuriyet değerlerinin Tunus’u Batı Avrupa uydusu cılız bir devlet haline getirdiğini görmüyor mu? Makalenin yazarı, Hizb-ut Tahrir’in uydular zümresine katılmasını mı istiyor? Yazar, ülkeyi satan meclis partilerinin cumhuriyet değerlerine inanan demokratik partiler olduğunu görmüyor mu?

Son olarak, biz yazarın gece oduncusu gibi odunla birlikte yılan toplamasını, dolayısıyla iyi ile kötü odunu karıştırmasını istemiyoruz. Hakikat, gerçeklik ve tarih yan yana. Yine biz, bu gibi makaleyi yayınlamadan önce gazetenin, bilgilerini doğrulatmasını, böylece profesyonel gazetecilik ilkelerini ihlal etmemesini istiyoruz!

مَا يَلْفِظُ مِن قَوْلٍ إِلا لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌ “İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında gözetleyen hazır bir melek bulunmasın.” [Kâf 18]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 71345949 / 21430700
http://www.ht-tunisia.info/ar/
Fax: 71345950
E-Mail: [email protected]

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER