Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

إنَّ مِمَّا أَدْرَكَ النَّاسُ مِنْ كَلَامِ النُّبُوَّةِ الْأُولَى: إذَا لَمْ تَسْتَحِ فَاصْنَعْ مَا شِئْت “İlk peygamberlerden itibaren halkın hatırında kalan bir söz vardır: “Utanmıyorsan dilediğini yap”

13 Ekim 2020 Salı günü Nabil-Haruba güvenlik güçleri, Tunus Savunma Bakanı İbrahim El Bartaji’nin imzaladığı ve Cumhurbaşkanı Kays Said’in onayladığı sözde Tunus-ABD askeri yol haritası anlaşmasını protesto etmek amacıyla Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti tarafından 9 Ekim 2020 Cuma günü Hammamet’teki El-Ghafran Camii önünde düzenlenen gösteride yaptığı konuşmanın ardından Hizb-ut Tahrir üyesi Necmeddin Şuaybin’i ifadeye çağırdı.

En ufak bir utangaçlık veya hayâ duymadan güvenlik güçleri, protestoyu kimin düzenlediğini, kimlerin protestoya katıldığını ve pankartları kimlerin getirdiğini öğrenmek için Necmeddin Şuaybin’e baskı yaptılar. Güvenlik güçleri, sınırlarımızı, güvenliğimizi, ordumuzu ve askeri üslerimizi, İslam ve Müslümanların azılı düşmanı olan, hala Irak ve Afganistan’da kardeşlerimizin kanını döken, Libya ve Cezayir’deki kardeşlerimize komplo kuran Haçlı ABD askerlerine teslim eden Başbakanı, Savunma Bakanını ve Cumhurbaşkanı Kays Said’i Müslüman Tunus halkına karşı işledikleri bu büyük ihanetten dolayı sorguya çekmek yerine bu hain anlaşmayı yüksek sesle reddeden, güvenlik birimleri ve ordu içindeki samimi insanları o anlaşmayı reddetmeye ve isyana çağıran ümmetin sadık evlatlarını sorguya çektiler. Allah’a yemin olsun ki bu, büyük bir günahtır!

Biz, Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti olarak, devrik Cumhurbaşkanı Bin Ali’nin siyasi polisliğini andıran böyle ucuz yöntemlerin, hain yöneticilere ve sömürgeci efendilerine karşı siyasi çatışma yürütmemizi engellemeyeceğini vurguluyoruz. Tunus halkını, özellikle de güç ve kuvvet ehlini, topraklarımıza ve onurumuza ihanet eden, Allah dostlarını inciten, Allah yolundan alıkoyan, sıkıntı üstüne sıkıntı yaratan bu yöneticilere engel olmaya çağırıyoruz. Söküp atmak ve köklerini kazımak dışında hiç bir şey fayda etmez. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûl’ünün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}