قَاتَلَهُمُ اللهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ “Allah onları kahretsin! Nasıl da döndürülüyorlar!” ^{[Münafikun 4]}

Güvenlik güçleri, dün 16 Ekim 2020 Cuma günü Cuma namazında imamlık yaptıkları gerekçesiyle Manuba-İntilaka semtinde Remzi Hafzullah ile Karkana adasında Hamis Arus adlı Hizb-ut Tahrir gençlerini gözaltına aldılar. Başbakan Hişam El Meşişi, 03 Ekim 2020 Cumartesi günü insanları Korona salgını enfeksiyonundan korumak bahanesiyle günahkâr bir kararla Cuma namazını askıya almıştı!

Tunus yöneticilerinin, Allah’ın dinine, Allah dostlarına yaptıkları küstahlık ve azgınlıkları zirveye ulaştı. Bu yöneticiler, Allah’ın Müslümanlara farz kıldığı Cuma namazını olası yöntemleri düşünmeden nasıl yasaklayabilirler? Oysa bulaştan korumak ile namazın edası arasını uygun yöntemlerle birleştirebilirler. Cuma namazı, İslam’ın farzlarından bir farzdır ve İslami cemaat tezahürlerinin en önemlisidir. Özürsüz yere Cuma namazını terk eden hatta ihmalkârlık gösteren, ahirette elim bir azabı hak eder. Hal böyleyken nasıl basitçe askıya alınabilir? Sonra bu yöneticiler, Allah’ın emrini yerine getirenleri tutuklamaya nasıl cüret edebilirler? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِيَ لِلصَّلَاةِ مِن يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ “Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.”^{[Cuma 9]} Ama öte yandan insanların toplu taşıma ve diğer araçlarda üst üste yolculuk yapmasına izin veriyorlar. Yoksa Korona salgını, İslam’ın ibadetleri ve büyük hükümleri ile mücadele etmenin bir maskesi haline mi geldi?

Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti, Cuma namazının yasaklanmasını kınadığı gibi şeri hükümlere uyanları bir suçlu olarak görüp gözaltı alınmasını ve tutuklanmasını da şiddetle kınar. Tunus yöneticilerini muhkem Kitabında şöyle buyuran Müntekim ve Cebbar Allah’ın gazabına karşı uyarıyoruz.

وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنْ مَنَعَ مَسَاجِدَ اللَّهِ أَنْ يُذْكَرَ فِيهَا اسْمُهُ وَسَعَى فِي خَرَابِهَا أُولَئِكَ مَا كَانَ لَهُمْ أَنْ يَدْخُلُوهَا إِلَّا خَائِفِينَ لَهُمْ فِي الدُّنْيَا خِزْيٌ وَلَهُمْ فِي الْآَخِرَةِ عَذَابٌ عَظِيمٌ “Allah’ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara (eğer girerlerse) ancak korka korka girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır.” ^{[Bakara 114]}