Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti, Tunus halkına “Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti’nden Zeytune Topraklarının Onurlu İnsanlarına”başlıklı bir çağrı yöneltti. Çağrıda, Batı hegemonyasını kabul eden, Batılı laik sistemi koruyan, İslam’ı yönetim ve yasamadan dışlayan Cumhurbaşkanı Kais Said’in izlediği bu yolun tehlikesine karşı halkı uyardı. Bu gidişatın devrimden sonra yönetime gelen ve 25 Temmuz’da devrilen düzenin bir uzantısı olduğunu belirtti. Yine çağrıda Hizb-ut Tahrir, Cumhurbaşkanının yönetim sistemini ve seçim yasasını değiştirmeye çalıştığını, yolsuzluk ve yolsuzluk yapanlarla mücadele sloganını dillendirdiğini, demokratik kapitalist sistemin yozlaşmışlığına değinmediğini, İslam temelinde köklü değişimden halkın dikkatlerini uzaklaştırdığını ifade etti. Tunus halkının 14 Ocak 2011’de devirmek istediği demokratik sistem, yolsuzluk ormanını örtbas eden asırlık bir çınar gibidir.

Çağrıda Tunus halkına özellikle de bilginlere etkili bir serzenişte bulunan Hizb-ut Tahrir, ülkeyi Batı ve trollerinin etkisinden kurtarmaya çağırdı. Bu, otorite ve iradeyi geri almanın ilk adımıdır. Ardından Kitap ve Sünnetten türetilen net siyasi proje temelinde birlik ve bütünlük gerçekleşecek, İslam temelli Raşidi bir yönetim kurulacaktır.

Ayrıca çağrıda Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti, güvenlik ve askeri liderleri başta Amerika, İngiltere ve Fransa olmak üzere düşman ülkelerle işbirliği yapan hainlerden koruma kalkanını kaldırmaya davet etti. Ve özellikle İngiltere’nin savunma, içişleri ve adalet bakanlıklarıyla imzaladığı sözde güvenlik işbirliği anlaşmaları ile Amerika’yla imzalanan zorba askeri anlaşmalara uymamaya ve askeri tatbikatlara katılmamaya çağırdı.

Hizb-ut Tahrir gençleri, 10 Eylül 2021 Cuma günü Tunus’un çoğu illerinde bu çağrıyı halka dağıttı. Cuma namazına müteakiben camilerin önünde konuşmalar yapıldı. Siyasi iktidar bundan rahatsız olmuş olmalı ki, fikir ve düşünceyle mücadele etmek için güvenlik birimlerini seferber etti. Gençleri tutukladı, darp etti, devrik Bin Ali dönemini andıran suçlamalarla gençleri yargılamaya kalktı. Bütün bunlar, Cumhurbaşkanı Kais Said’in önceki yöneticilerden pek farksız olduğunu, kâfir Batı adına İslam ve dava taşıyıcılarıyla mücadeleye kalkıştığını, görüşü nedeniyle kimsenin tutuklanmadığını ve tutuklanmayacağı iddiasının da yalan olduğunu gösterir!

Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti olarak biz, devrik Cumhurbaşkanı Bin Ali’nin siyasi polisliğini anımsatan terör ve tutuklama mesajının sadece kararlılık ve azmimizi artıracağını, ülkeyi sömürgecilik ve yerel uşaklarından kurtarmak için elimizden gelen çabayı sarf edeceğimizi vurguluyoruz. Suçluların kırbacı, zorbaların hapishanesi Hizb-ut Tahrir gençlerinin kararlılığını asla kıramaz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يُرِيدُونَ أَنْ يُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللَّهُ إِلا أَنْ يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ “Allah’ın nurunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez.” ^{[Tevbe 32]}