Hizb-ut Tahrir / Tunus Medya Bürosu Kadın Kolları olarak biz, güvenlik güçlerinin, suçsuz olduğu anlaşıldıktan sonra serbest bırakılan oğlunu aramak için evine baskın düzenlemelerinin ardından öldürülen Delile Sahili’ye en sıcak taziyelerimizi sunuyoruz. Ayrıca bu elim olaydan soyut şüpheden hareketle evlerin kutsallığını ihlal eden yetkililer sorumludur. Zira devlet, “Yönetmek için baskı yapmak” kavramını benimsemektedir. Geçenlerde bakanlardan biri, insanlar korkmalıdır derken sanki buna işaret ediyordu.

Dolayısıyla bu olayın sorumluluğu, çalkantılı koşullar oluşturmak için çalışan yetkilileri aittir. Bu koşullardan dolayı insanlar, panik, terör ve korku içinde yaşıyorlar.

Özellikle gazetecilerin bu cinayete sessiz kalmasının tek sorumlusu ülkeyi yöneten yetkililere aittir. Biz şiddetle şunlara dikkat çekmek isteriz ki evlerin mahremiyetini ihlal etmek, insanların güvenliğini yok saymak, işkence etmek, onların temel ihtiyaçlarını karşılamamak ve siyasi bilince sahip insanlara karşı kamuoyunu kışkırtmanın ciddi tehlikeleri vardır.

Onun için bu ülke konusunda Allah’tan korkun... Annelerimiz konusunda Allah’tan korkun... Gençlerimiz hakkında Allah’tan korkun...

Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

من روّعَ مؤمنا لم يؤمّنِ اللهُ روعتهُ يومَ القيامةِ ومن أخافَ مؤْمِنا لم يُؤمّنِ اللهُ خوفهُ يومَ القيامةِ ومن سعَى بمؤمنٍ أقامهُ اللهُ مقامَ الخزْيِ والذُلِّ يوم القيامةِ “Kim, bir mümini korkutursa, Allah o kimseyi kıyamet gününün korkunç afetlerinden emin bırakmaması Onun hakkıdır. Kim bir müminin aleyhine çalışırsa, Allah ona kıyamet günü zül ve hüsran makamı ikame eder.”