22 Ekim 2015 Perşembe günü, Hizb-ut Tahrir / Tunus’un sekiz genci “Halkı barışçıl kitlesel eylemlere kışkırtmak... “ suçlamasıyla Menuba Mahkemesinde yargılandılar. Olayın oluş tarihi şöyledir: 22 Ocak 2014’de Hizbin hayırlı gençleri, parlamento tarafından onaylanması planlanan anayasanın içyüzünü insanlara açıklayan bir takım konuşma yaptılar. İnsanları, Allah’ın Şeriatına bağlanmaya ve onun dışındaki her şeyi reddetmeye çağırdılar. Sonrasında gençler, gözaltına alınıp emniyete götürüldüler. İfadeleri alındıktan sonra da serbest bırakıldılar. Ondan sonra dosya, yargıya intikal etti. Yargı da gençlerin bilgisi olmadan gıyaben onları altı ay cezaya çarptırdı!

Hizb-ut Tahrir / Tunus olarak biz, insanları İslam’a, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Kitabına ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’inSünnetine davet ettikleri suçlamasıyla Hizbin gençlerinin tutuklanmasını, ardından dosyanın mahkemeye intikal etmesini şiddetle kınıyoruz. Sanki gençler, kanunen cezayı müeyyideyi gerektiren bir suç işlediler de! İddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesini ve davaya bakmasını da ayrıca kınıyoruz. Zira Allah Subhânehu ve Teâlâ’nındinine düşkün, ülkede ve halk arasında Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Şeriatını hâkim kılmak için çalışan gençler nasıl tutuklanabilir? Şeriat, âlemlerin Rabbinin kulları için razı olduğu bir dindir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ “Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır.” ^{[Mülk 14]} Daveti yüklenenler, nasıl suçlu gibi muamele görebilirler? Devrik rejim, kapıdan çıkıp herhalde pencereden geri girdi. Zira Allah’ın Kitabı ve Peygamberin Sünneti temelinde bu ümmetin kalkınması için çalışanları nasıl kovuşturabilir?

Hiç kuşkusuz Hizb-ut Tahrir gençlerinin Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti çağrısı, hak bir davettir. Özellikle ona inananlar için bir onurdur. Daveti taşımak ve en değerli ve en enfes şeyleri onun uğrunda kurban etmek, her Müslümana farzdır. Ukbe ibn Nafi’nin ülkesinde Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinin kurulmasına davet etmek, Tunus ve Tunus halkı için ayrıca büyük bir onurdur. Bu yüzden bu büyük onura davet edenleri, ümmete ilişkin şeytani planları olan Batının müttefikleri ancak yargılar ve düşmanlık eder. Onlar, Allah’ın Hanif Şeriatıyla hükmeden Hilafet altında eski izzetine kavuşmak isteyen ümmete karşı yeni Haçlı seferleri düzenleyen avanelerdir.

Hizb-ut Tahrir / Tunus olarak biz, ayrıca şunu vurgularız ki, Hizbin gençlerini kovuşturmak ve farklı iğrenç yöntemlerle onlara karşı kumpas kurmak, gençlerimizin, bir karış dahi ödün vermeden İslam ideolojisi temelinde siyasi mücadeleye atılma azimlerini artıracaktır. Tunus halkına davetten, nasihatten ve onlara karşı kurulan komploları deşifre etmekten hiçbir şey bizi yıldıramaz. Allah Subhânehu ve Teâlâ, Tunus’ta Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletinin kurulması ile bizi onurlandırana kadar yılmadan yorulmadan yolumuza devam edeceğiz. Bu nedenle biz, bu tertemiz ülkenin samimi insanlarını Hizb-ut Tahrir ile çalışmaya ve ona yardımcı olmaya çağırıyoruz. Ey Tunus halkı! Gelin İslam dünyasının dört bir yanında bu izzet için çalışanlardan önce Hilafeti Tunus’ta kuralım ve böylece öncülerden olalım. Zira Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletin doğuşu şafakta belirmeye başladı. Dolayısıyla akıllı biri, Allah’ın rızasının öncülerinden olmak ister. Bilin ki İslam ümmetini sömürgeci kâfirin hâkimiyetinden kurtarmak, ancak Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurmakla olur.

يَا قَوْمَنَا أَجِيبُوا دَاعِيَ اللَّهِ وَآمِنُوا بِهِ يَغْفِرْ لَكُمْ مِنْ ذُنُوبِكُمْ وَيُجِرْكُمْ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ “Ey kavmimiz! Allah’ın davetçisine uyun. Ona iman edin ki Allah da sizin günahlarınızı kısmen bağışlasın ve sizi acı bir azaptan korusun.” ^{[Ahkaf 31]}