حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti
Medya Bürosu
No: TR-BA-2008-RS-TR-0026 |
H. 18 Ramazan 1429 M. Perşembe, 18 Eylül 2008 |
Doğan-Erdoğan Çekişmesi, Çirkin Bir Demokrasi Tiyatrosudur
Son bir haftadır Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Başbakanı Recep Erdoğan ile ülkenin en büyük medya grubunun patronu olan Aydın Doğan arasında karşılıklı atışmalar ve restleşmeler görülmektedir. Süregelen bu çatışma, hafta sonu Erdoğan'ın beklentileri boşa çıkararak hiçbir somut açıklama yapmaması ve bahsi kapatması ile yatışmaya başlamıştır.
Doğan grubu medyasının, ucu AKP Hükümeti'ne varan dört önemli yolsuzluk olayını gündeme getirmesine, Erdoğan'ın halka hitaplarında sert tepki göstermesiyle başlayan bu kavga sahte bir kavgadır. Zîra Doğan grubunun ortaya attığı iddialar, buzdağının bir kısmıdır sadece. Üstelik bu grup, 3 Kasım 2002 seçimlerinde AKP'yi açıkça gündeme taşıyıp reklamını yaparak iktidara ulaşmasında kritik bir rol oynamıştır. AKP iktidarı boyunca da Hükümet'in izlediği politikaların ve reform adımlarının çoğuna destek vermiştir. Bununla birlikte bu grup içerisinde Amerikan ve İngiliz ağızlarının bulunması Hükümet'i rahatsız etmekte, Aydın Doğan'ın bu İngiliz uzantılarını kovmasını istemektedir. Zîra bu uzantılar, Erdoğan'ı sert dille eleştirmekten, yolsuzluklarını ifşa etmekten ve Erdoğan muhâliflerine dolaylı destek vermekten çekinmemektedir. Ayrıca bu tartışma, AKP hakkındaki yolsuzluk iddialarının gündeme getirilmesinden sonra başlamış gibi görünse de, burada aslında kapatma davasından AKP'nin suçlanarak ve yıpranarak çıkmasının, son zamanlarda sıkça gelmeye başlayan asker cenazelerinin ve Başbuğ'un Genelkurmay Başkanlığı ile birlikte Ergenekon soruşturmasının sekteye uğramış olmasının üzerini örtmek vardır. Çünkü kamuoyunu böylesine meşgul eden bir tartışma çıkmamış olsaydı, gündemde AKP'nin burunların direklerini kıran yolsuzlukları, neredeyse her gün gelmeye başlayan asker cenazeleri ve hızını kaybeden Ergenekon soruşturması olacaktı. Ayrıca önümüzdeki günlerde Anayasa Mahkemesi başörtüsü ve kapatma davalarının gerekçelerini açıklayacaktır ki Erdoğan bu sahte kavgayla, o zaman başlayacak tartışmalara zemin ve mazeret hazırlamaktadır.
Kavganın içi de boştur. Çünkü Erdoğan'ın "açıkladın açıkladın, açıklamadan bir hafta sonra ben açıklayacağım" deyip de yan çizdiği şeyler, suçsa savcılara suç duyurusunda bulunup haklarında dava açılmasını talep edebilir, bir hafta bekleme süresi vererek suça ortaklık etmezdi, suç değilse o zaman bu kadar celâllenmesinin manası kalmazdı. Doğan grubunun ne olduğunu ve 28 Şubat dönemindeki aktivitelerini herkes iyi bilir. Erdoğan'ın hafta sonu yapacağı açıklamalardan geri adım atması, varsa suçların, kirli işlerin ve çirkin oyunların üzerini örtmüştür ki bu bir şahsiyetsizlik ve suça ortaklıktır. Yok, eğer açıklayacağı bir şey yoktu da blöf yapıyorduysa, o halde kamuoyunu ihtirasları ve popülaritesi uğrunda meşgul etmiş, insanları boş beklentiler içine sokmuş demektir ve bu da bir zulümdür. Biz zaten biliyoruz ki bu Kapitalist-Laik-Demokratik sistem, kokuşmuş bir küfür sistemidir. Bu sistem içerisindeki hükümet de, medya da, diğer güç odakları da aynı bataklık içinde yüzmektedir. Allah'ın bilip de bizim bilmediğimiz nice çirkeflikler mevcuttur. Bir gün mutlaka bunlar aydınlığa çıkacaktır. Fakat üzücü olan şu ki halkımız hala bu zâlim ve küstah demokratlardan medet ummakta, onları mazlum, mağdur ve masum görüp haklı bulmaktadır. Oysa Rabbimiz [Subhânehu ve Te'alâ] şöyle buyurmuştur: وَلاَ تَرْكَنُواْ إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُواْ فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللّهِ مِنْ أَوْلِيَاء ثُمَّ لاَ تُنصَرُونَ "Sakın zulmedenlere meyletmeyin! Yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra muzaffer de olamazsınız." [Hûd 113]
Yılmaz Çelik
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Resmî Sözcüsü
Türkiye Vilâyeti
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: www.hizb-turkiye.com |
E-Mail: bilgi [@] hizb-turkiye.com |