حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti
Medya Bürosu
No: TRu2013BAu20132013u2013MBu2013TRu2013014 |
H. 16 Şa'bân 1434 M. Salı, 25 Haziran 2013 |
-Basın Açıklaması- Avrupa Birliği'nin Bekleme Odasındaki Türkiye Ve "22. Fasıl"
40 yıldan bu yana AB'nin bekleme odasındaki Türkiye ile müzakereler 3 Ekim 2005 tarihinde resmen başlamıştı. 10 yıldan fazla bir zamana yayılması beklenen müzakere sürecinin 22. faslının açıldığını Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle bildirdi. Buna göre "Türkiye ile müzakerelerde "Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu" başlıklı 22. fasıl açılacak. Ancak fasıl konusundaki resmi çalışmalar yani hükümetler arası konferansın toplanması için "AB İlerleme raporu" beklenecek." Böylece 22. fasıl açıldı-açılmadı arasında siyasi bir çözüm bulundu. Zira seçim sürecine giren Almanya, Türkiye'nin AB'ye girme konusundaki üç yıldır askıya alınmış müzakerelerin yeniden başlaması noktasında olumsuz bir takım beyanatlarda bulunmuştu.
Konu ile ilgili Başbakan Erdoğan; "AB'nin kararı beklediğimiz gibi çıktı" derken, Dış İşleri Bakanı Davutoğlu ise; "AB ile Türkiye arasındaki üyelik müzakerelerinde 22. faslın açıldığını" beyan etti.
Türkiye-AB Müzakerelerinde toplam 35 başlık bulunmaktadır. Bu 35 başlığın 8'i Katma Protokol'ün Kıbrıs'a genişletilmemesi nedeniyle AB, 5'i ise sadece Fransa tarafından askıya alınmıştır. Tüm bunlarla birlikte aşılması gereken daha birçok siyasi konu mevcuttur. Kıbrıs meselesi, azınlık hakları meselesi ve AB'nin genişleme kapasitesi gibi "ucu açık" konular bunlardan belli başlılarıdır. Burada sorulacak soru şudur! Yaşlı Avrupa 40 yıldır Türkiye'yi bekleme odasında tutarken neden 2005 yılında müzakereleri başlattı?
Soğuk savaşın bitmesi ile birlikte Kapitalist ideoloji tek başına kaldı. Karşısında ise onu alt edip tarihin çöplüğüne gönderecek tek tehdit olarak İslam ideolojisini gördü. İşte bu yüzden küreselleşen dünyada yeni konjektör, Türkiye'nin bölge için en güvenilir liman olduğuna karar vermiş ve Türkiye'yi merkez olarak seçmiştir. Türkiye'nin Cumhuriyet ile yaşıt olan bir takım meseleleri bu yüzden demokratikleşme adı ile bitirilmek istenmektedir. Çünkü sorunları olan bir ülke başka ülkelere model olamaz ve demokrasiyi pazarlayamaz.
Hizb-ut Tahrir birçok konu hakkında olduğu gibi bu mesele hakkında da Türkiye Müslümanlarını uyarmaktadır. Batı'nın kokuşmuş demokrasisi AB üyeliği adı altında Ak Parti Hükümeti eliyle topluma yerleştirilmek istenmekte ve bir hayat tarzı olarak Müslümanlara dayatmaktadır. İşte o zaman fikir hürriyeti adı altında Rasul Sallalahu Aleyhi Ve Sellem'e daha rahat hakaret edilecek, şahsi hürriyet adı altında eşcinseller daha fazla hak talep edecek, bu şekilde kutsallar çiğnenmiş olacak ve Müslüman neslin geleceği ahlaksız Avrupa toplumunun haline dönecek.
Peki, Ey Türkiye'deki Müslümanlar! Çocuklarınıza böyle bir gelecek bırakmak istemiyorsanız, yöneticilerinizi muhasebe edin ve insanlığa aydınlık bir gelecek vaad eden Raşid-i Hilafet Devleti'nin ikamesi için çalışın.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: www.hizb-turkiye.com |
E-Mail: bilgi [@] hizb-turkiye.com |