27 Mart 2020’de Husiler, Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata b. Halil Ebu Raşta’nın 28 Recep 1342’de Hilafetin yıkılışının 99. yıldönümü vesilesiyle yaptığı konuşmanın dağıtımının ardından başkent Sana’daki camilerden birinde Abdurrahman Muhammed Hazza’yı gözaltına aldılar. 1953 yılında Şeyh Takiyyuddin El Nebhani tarafından kuruluşundan ve ikinci Emiri Ebu Yusuf’tan beri Hizb-ut Tahrir, Hilafeti geri getirmek için çalışıyor. Merhum iki Emir, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Minhacı’nı Hilafetin kuruluşu metodu olarak benimsediler. Bireylerinde İslami şahsiyet oluşturmak için bir kitle kurdular. Küfür hükümlerini Müslümanların hayatından yok etmek, yerine İslam’ın hüküm ve fikirlerini koymak için fikri çatışmaya giriştiler. Kâfirlerin planlarını Müslümanlara ifşa etmek için siyasi mücadele yaptılar. İslam ile yönetmek ve Müslüman ülkeleri birleştirmek, Hilafet Devleti yoluyla yönetimi teslim almak için güç ve kuvvet ehlinden nusret talep ettiler.

Hizb-ut Tahrir, Yemen de dâhil olmak üzere dünyanın dört bir yanında Müslümanlara devletlerinin yıkılış yıldönümünü hatırlatmayı gelenek edinmiş, İslami hayatı yeniden başlatmak ve Hilafet Devletini kurmak için kendisiyle birlikte çalışmalarını istemiştir.

Kurani yürüyüş ve Mescidi Aksa’yı Yahudilerin pisliğinden kurtarma terennümleri ile başımızı ağrıtan Husiler, bugün İslami hayatı yeniden başlatmak ve Hilafet Devletini kurmak için çalışanları gözetliyorlar. Gözaltı merkezlerinde siyasi mahkûmların olmadığı şarkılarıyla kulaklarımızı sağır etmişlerdir. En son korona virüs korkusuyla cezaevlerini boşalttıklarını iddia ettiler. Aslında şu an bile hâlâ insanları hapse atıyorlar. Masum insanların tutuklanmasının, cezaevlerinde ve dışında yapılan zulümlerin korkunç sonuçları var. Yapanlar, büyük günah ve helake maruz kalacaklardır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَا تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الْأَبْصَارُ “Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.” ^{[İbrahim 42]} Bilin ki zorbaların cezaevleri ve terörleri Hizb-ut Tahrir gençlerini korkutamaz. Cani rejimlerle yüz yüze geldiler ve halen de geliyorlar. Rejimler, bu çağrıyı durduramamışlardır.

Diyoruz ki, ey Kurani yürüyüş iddiasındakiler! Abdurrahman’ın suçu ne? Hilafet Devletinin kurulması ile Müslümanların birliğini sağlama çağrı mı? Siz Kuranın neresindesiniz? Müslümanlara siyasi birliği farz kılan ayetleri hiç okumuyor musunuz? Bu suçunuz sebebiyle yarın âlemlerin yüce Rabbine ne cevap vereceksiniz? Bunun için şimdiden hazır olun.

Husileri Hizb-ut Tahrir genci Abdurrahman Muhammed Hazza ve yaklaşık üç yıldır ünlü El Salah hapishanesinin dehlizlerinde çürüyen Abdullah Ahmed Naci’yi serbest bırakmaya çağırıyoruz. Hapse atılmayı hak eden bir suç işlemedikleri için derhal serbest bırakılmalarını talep ediyoruz. Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti kurmak için gecesini gündüzüne katan, değerli ve enfes her şeyi harcayan kimseleri hapse atmak yerine alınlarından öpmelidirler. Çünkü tek amaçları, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın vaadini ve Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesini gerçekleştirmektir.

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ “Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına dair vaatte bulunmuştur.”^{[Nur 55]}

ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ “Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”