Son dakika haberleri arka arkaya düştü, bültenlerin baş köşesine, 8 Aralık 2024 Pazar günü Suriye’yi sarsan olay yerleşti: zalim babanın oğlu Beşşar Esad’ın düşüşü. 24 yıl boyunca babasının 30 yıldan fazla süren zulmünün ardından ülkeyi demir yumrukla, işkence, açlık ve mezhepçilikle yöneten bu aile, halkını baskı ve korkuyla boyunduruk altında tuttu. Haber ekranlarında, cezaevlerindeki korkunç manzaralar ve halkını sindirmek için sergilediği zalimce yöntemlerin görüntüleri izleyicileri sarstı.

Beşşar Esed ve Müslümanların diğer diktatör yöneticilerin halklarını yönetmesi, yeryüzünde fesat yayması ve insanları baskı altına alması, ancak Batılı devletlerin, özellikle Amerika ve İngiltere’nin desteği sayesinde mümkün olmuştur. Amerika ve İngiltere, uzun yıllar kendilerine hizmet eden ve kendi küfür sistemlerini Müslüman ülkelerde uygulayan ajanlarını bir kalemde silip atar. Hemen ardından çıkarlarını devam ettirebilecek yeni bir yönetici veya siyasi yapı arayışına girerler ve Müslüman ülkeleri boyundurukları altında tutmak için ellerinden geleni yaparlar.

Bu diktatörün düşüşü, Yemen’in zalim liderlerine ibret olmalı. Laikliği dayatmada ve halkı ezmede Suriye diktatörünün izinden gidenler, onun bu düşüş sahnesinden ders çıkarmalıdır. Bu düşüş, kin ve öfkeyle yoğrulmuş bu tiranın aklından bile geçmezdi. O zalim, Tunus, Libya, Mısır ve Yemen’de tahtlarından indirilen diğer diktatörlerin akıbetlerinden ders almak yerine daha da azgınlaştı ve küstahlıkta sınır tanımadı. Ah, ne çirkin işler yapıyorlar!

Bu bağlamda samimi çağrılarımız şunlardır: İlk olarak, Yemen’deki ve diğer İslam beldelerindeki kardeşlerimize şu davette bulunuyoruz: Zulüm, ihanet ve fasıklıkları apaçık ortada olan bu zalim yöneticileri görevlerinden azletmek için harekete geçin. Bu zalimleri en kısa sürede devirelim ve ümmeti doğru yola sevk etmek için güvenilirliği ve samimiyetiyle öne çıkan Hizb-ut Tahrir’in liderliğine yönelerek saflarımızı sıklaştıralım. Hizb-ut Tahrir, gerçekten de 20. ve 21. yüzyılda köklü değişimin lideridir. Dünyadaki İslami hareketler arasında öncü bir konuma sahiptir. Halkına asla yalan söylemez, onlarla sürekli etkileşim içinde olur ve bu etkileşiminde büyük bir başarı elde etmiştir. Bu samimiyeti ve başarısı, batı ve Doğu İslam ve Müslüman karşıtı güçlerin ona düşman olmasına neden olmuştur.

İkinci samimi çağrımızı, İslam’ın merkezi Şam’daki kardeşlerimize yöneltiyoruz. Onlara iman ve hikmet yurdu Yemen’den sesleniyoruz. Onlara Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in dua edip Şam ile bağdaştırdığı yardım topraklarından sesleniyoruz. Bu bereketli topraklardan çıkan Müslüman orduları, kardeşleriyle birlikte fetihlere katılmak için yola koyulurlardı. O günler, bir devletimizin ve hilafetimizin olduğu, İslam’ın yüce değerleriyle hükmettiğimiz şanlı günlerdi. Sizlere yürekten ve samimi bir çağrıda bulunuyoruz: Birlik olun, İslam Devleti’ni, hilafeti kurarak müminlerin yüreklerini ferahlatın. Yemen’den ibret alın. Devrim, hain ve ölen İngiliz ajanını devirdiğinde, kafir Batı tüm planlarını devreye soktu. Körfez ülkelerinin ve İran’ın liderleriyle ve içerideki işbirlikçileriyle, devrimin meyvesini çalmayı başardı. Batı, devrimin yarım kalmasının trajik sonucu olarak ülkeyi adeta paramparça etti, halkı acıların ve sefaletin içine attı, işkence, sürgün ve cehalet dağlarıyla örülü bir enkaz bıraktı. Sizler acılar çektiniz ve hâlâ çekiyorsunuz! Bu acılar, İslam etrafında kenetlenmediğiniz, İslam’ı uygulayıp Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafeti ilan etmediğiniz sürece devam edecektir. Hilafet hem bu dünyada hem de ahirette kurtuluşunuzdur. Erdoğan’ın daha önce devriminizi nasıl çaldığını unutmayın; bu kez sabrınızı ve fedakârlıklarınızı da çalmasına asla müsaade etmeyin.

Ey Şamlı kardeşlerimiz! Bugün ümmetin evlatları, Müslümanların Hilafet sancağı altında cihat etmeyi, Yahudilere galip gelmeyi, aşağılamayı, zalimlerden intikam almayı sabırsızlıkla bekliyor. Öyleyse hadi Hilafeti kurun! Size Hilafeti kurmanızı söylerken seyirci de kalmıyoruz. Aksine gece gündüz Rabbimizin farzı ve izzetimizin kaynağı olan bu büyük devleti kurmak için çalışıyoruz. Allah zalimi devirmeyi size nasip ettiği için bunu size söylüyoruz. Bugün Şam topraklarında siyasi bir boşluk var ve bu boşluğu sadece aranızdaki samimi müminler, Allah’ın hükmünü uygulayarak doldurabilir. Bu ise yalnızca Hizb-ut Tahrir’in sunduğu, Allah’ın Kitabı ve Peygamberimizin Sünnetinden alınmış siyasi proje ile mümkündür. Bu siyasi proje, size dünyada zillet elbisesi ve ahirette azap giysisi giydirmeye çalışan Amerika’nın seküler projelerine karşı bir kalkan olacaktır. Unutmayın, Amerika, siz devriminizi ilan ettiğinizden beri bu oyunların peşindedir. Onu durdurun! Planlarını bozun! Ve sakın bu projelerin gerçekleşmesine izin vermeyin!

فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُمْ مِنِّي هُدًى فَمَنْ اتَّبَعَ هُدَايَ فَلاَ يَضِلُّ وَلاَ يَشْقَى *وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكاً وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى“Eğer tarafımdan size bir yol gösterici gelir de, kim benim yol göstericime uyarsa artık o, ne sapar ne de sıkıntı çeker. Her kim de benim zikrimden yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.” ^{[Taha 123-124]}