Aden el-Ğad gazetesi ve Web sitesi, 26 Mayıs 2014 Pazartesi günü "Anonim İslami Hizb, Güney'de kartların yeniden karıldığı bir ortamda operasyon korkusuyla Mukalla ve Aden'de yeniden beliriyor" başlıklı bir haber yayınladı. Haberin ayrıntılarında "Güney Yemen'de aktif olup Hizb-ut Tahrir İslami olarak bilinen ve daha önce 2011 yılında beliren anonim İslami parti, yeniden ortaya çıkıyor..." deniliyor. Ayrıca Güney Yemen'in Aden ve Mukalla kenti sakinleri Aden el-Ğad gazetesine yaptıkları açıklamada "İsmi cismi bilinmeyen kişilerin, şehrin bir dizi caddelerine sömürgecilik diye niteledikleri yapay sınırların varlığını reddeden pankartlar astılar." dediler. Haberin devamında "Bu pankartlar, Aden ve Mukalla şehrindeki binalara asıldı ve her iki şehirde de aynı pankartlar kullanıldı. Yemen'in diğer şehirlerinde Hizbin herhangi bir siyasi aktivite yaptığına dair de hiç bir işaret yok" denildi.

Profesyonellik ve nesnellik ile övünen bir gazete ve Web sitesinde yayınlanan haber, özetle bu şekildedir! Hizbe ve faaliyetlerine yaklaşımı da böyledir! Keşke gerçeği görebilse de Hizbe attığı iftiralar ile ilgili olarak kendisinde var olan kapalılığı bertaraf edebilse. Acaba bu basın açıklamamız, Web sitesinde yayınlanacak mı? Yoksa profesyonellik ve objektiflik denilen safsata buna engel mi olacak? O zaman yayınlama kararının gazete sahiplerinin mi yoksa şeytanların mı elinde olduğunu göreceğiz?

Hizb-ut Tahrir'in anonim olduğunu söylemek, gerçeği çarpıtmaktır. Zira Hizb-ut Tahrir, evrensel bir partidir ve dünyanın kırktan fazla ülkesinde faaliyet göstermektedir. Bu gün ışığı kadar aşikârdır. Özellikle medya çevreleri, olay ve haberleri takip edenler bunu iyi bilirler! Küresel güçlü kitlesel eylemler yapsa da, basın özellikle de görsel medya bunu gündeme taşımıyor. Bunun nedeni medyanın kendisidir. Zira bazıların kırmızı çizgileri var. Onları aşamazlar. O kırmızı çizgilerin bir tanesi, belki de en önemlisi, Hilafet Devletinin yıkılış yıldönümünü anmak münasebetiyle Hizb tarafından düzenlenen küresel etkinliklere sansür uygulamaktır.

Hizb-ut Tahrir, faaliyet gösterdiği birden fazla ülkede ümmet ve kuvvet ehlini doğru değişim için seferber etmeye çalışıyor. Doğru değişim, ancak Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devleti ile olur. Batı ve onun çürük hadaratından ithal edilen sözde sivil devlet olarak bilinen demokratik laiklik, sosyalizm, milliyetçilik ve ulusalcılık gibi projeler başarısız kaldı. İslami ümmete onurlu bir yaşam sunamadı. Çünkü bu düşünceler, ümmetin akidesi ile uyuşmuyor, Allah Subhânehu ve Teâlâ'yı razı eden düşünceler değil. Aksine uygulananları krizden krize, sıkıntıdan sıkıntıya sürükledi.

Hizb, özellikle Hilafet Devletinin yıkılışının 93.inci trajik yıldönümünde eylemlerini toplu olarak ümmete hitap üzerinde yoğunlaştırdı. Bir grup hain Arap ve Türkler ile komplo kurarak Hilafeti yıkmak için çalışan kindar Batı, başarılı oldu ve H. 28 Receb 1342, M. 3 Mart 1924 tarihinde Hilafeti ilga etti. İşte Hizb, bu trajik yıldönümünü anmak amacıyla konferanslar, seminerler, mitingler düzenledi, cadde ve sokaklara afiş ve pankartlar astı. Yemen halkı da bu ümmetin bir parçasıdır. Hatta Allah Subhânehu ve Teâlâ, Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in lisanı ile onlara övgüler yağdırdığı için bu yüce hedef uğrunda çalışanların en ön safında olmalıdır. Çünkü Yemen halkını her türlü tehlikeden koruyacak, onlara iyi bir yaşam sunacak, Batının kökünü kazıyacak, komplolarına son verecek tek güç, Hilafet Devletidir. Yemen halkı, sosyalizm ve kapitalizmi denedi. Ama onlara sadece sefalet ve savaş vaat etti,  birliklerini parçaladı. Fakat mütekebbirler hâlâ inat ediyorlar.

Hizb, Hilafetin yıkılışını anmak amacıyla Yemen Vilayetinde de faaliyet düzenledi. Bu faaliyet kapsamında kuzey ve güney illerinin çoğuna, başkent Sana, Zimar, İbb, Teiz, Aden, Mukalla ve diğer şehirlerin caddelerine afiş ve pankartlar asıldı. Hizb, Yemen halkı arasında hatta tüm Müslümanlar arasında ayrım yapmaz. Heyhat! heyhat! Hizb, Batının, onun ajan yöneticilerinin ve politikacıların elinde asla maşa olmaz. Hizbe karşı yapılan bu karalama ve propaganda, Batı ve uşaklarının Hizb-ut Tahrir ve amacına yönelik başlattığı küresel savaşın bir parçasıdır. Çünkü Hizb, tüm dünyada Batının oyun ve entrikalarını deşifre eden tek partidir. Batı, Hilafet kurulduğunda ülkeden nüfuzunu kovacağını, kendi topraklarında bile peşine düşeceğini biliyor. Hilafet Devleti tarafından benimsenen çözümlerin doğruluğunu ve işleri en güzel şekilde güdüldüğünü görenler, akın akın İslam'a girecekler. Hilafet, onları kuşatan ekonomik ve ahlaki krizler ışığında, onların kurtarıcısı ve bel bağladıkları unsur olacaktır.

Keşke gazete ve Web sitesinin Hizbin faaliyetlerini ele alışı bu yüzeyde kalmış olsaydı. Ama öyle olmadı ve Hilafeti kurmak için şiddet ve maddi eylemlere de başvurduğunu söyleyerek Hizbin imajını karalamaya kalktı. Hizbin, Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in takip ettiği metodu kendisine örnek edindiğini bilmiyor mu? Hizb, devlet kurmak için asla maddi eylemler kullanmadı, kullanmaz. Hizb, bunu korktuğu, tırstığı ve bekasını korumak için yapmadı. Aksine eğer öyle olmuş olsaydı gençleri hapse atılmaz, işkence görmez, baskıya maruz kalmazdı. Bunlara rağmen yine de takip ettiği Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in metodundan kıl payı kadar sapmadı.

Biz, yanıtı fazla uzatmayacağız, fazla da sertleşmeyeceğiz. Gazete ve Web sitesinin düştüğü hataya düşmeyeceğiz, onlar gibi karalamayacağız. Aksine hüsnü zanda bulunacağız. Aklı karışık olduğu için ya da bilgi eksikliğinden dolayı bize zanda bulunanlar, bize özür borçlular. Biz, yüzü maskeli dolaşan kişiler değiliz! Faaliyetlerimizi yaptıktan sonra Mars'a da kaçacak değiliz. Aksine ortalıktayız. Hak için hakka bağlıyız. Tüm karalama ve karartmaya rağmen Hilafet için çalışmaya devam edeceğiz.

Başkent Sana ve Teiz kentinde asılı pankartlar bunun kanıtıdır. Umulur ki görürsünüz.

Abdul Mümin Ez-Zeylaî
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Yemen Vilâyeti
Medya Bürosu Başkanı