Yemen Riyali’nin dolar karşındaki değer kaybı nedeniyle son üç gün içinde Yemen’de fiyatlar fahiş şekilde arttı. Savaş ve siyasi krizin gölgesi altında taraflar, BM sponsorluğunda Kuveyt’te müzakereler yürütürken 1 doların 300 Riyal’a yükselmesi ile tarihi zirvesini gördü.

BM Yemen Özel temsilcisi İsmail Velid Şeyh, Husilerin ve Ali Salih’in uzlaşmaz tavrı karşısında müzakerelerden çekilme imasında bulunan Hadi hükümetinin bu açıklamasının ardından taraflardan barış ve savaşı durdurmak için tavizler verilmesini talep etti.

Yapılan bu zamlar ve fiyat artışı, halk için tam bir felakettir. Vebali ve günahı da çatışmacı ve müzakereci taraflara aittir. Zamlara neden olan ve ortam hazırlayan en önemli sebepleri kısaca açıklayacağız:

 

1- Yemen’de devam eden uluslararası İngiliz-Amerikan çatışması. Savaşan taraflar arasında Yemen’de ekonomik ateşkes ve uzlaşı söz konusu. İngiliz yanlısı koalisyon tarafından desteklenen Hadi ve hükümeti, dördüncü haftasına giren Kuveyt’teki kriz istişarelerinde siyasi çözüme ulaşmak için Husilere ekonomik baskı uyguluyor. Çatışmanın tarafları arasında ekonomik bir uzlaşı ve ateşkes olsa da Amerika tarafından desteklenen Husiler, çıkarlarına hizmet edecek şekilde bu ateşkesi mücadelelerinde istismar ettiler.

 

2- İç ve dış savaş, altyapıyı yok etti. Üretim çarkını, özellikle de bütçenin gelir öncelikleri arasında bulunan petrol kaynaklarının üretimini durdurdu.

 

3- Üretken kalkınma projeleri ve nitelikli kadroları olmadığı için Husiler, ülke ekonomisini yönetmeye ehil değildir. Ekonomik veya diğer konularda boğazlarına kadar koloni projelerine batmışlardır. Seleflerinin projelerini devam ettirdiler. Buna bir de kibir ve kötü yönetimi de eklediler.

 

4- Altın ya da gerçek üretim karşılığı olmaksızın Yemen para birimi basımından kaynaklanan enflasyon, Riyal’in alım gücünü zayıflatmıştır. Bunun üzerine insanlar dolara hücum ettiler.

 

5- Çatışan taraflar, hazine desteğinde Körfez ülkeleri ve İran’a dayanmaktadır. Bu ülkeler de taahhütlerini yerine getirmiyorlar. Çünkü büyük güçler tarafından dayatılan bazı kısıtlamalar ve çözümlerden ötürü ekonomi kırılganlık yaşıyorlar.

 

6- Savaşı ganimet ve zenginlik kaynağı olarak gören çatışmanın yerel uşakları tarafından ülkenin yağmalanması.

 

7- Ülke ekonomisini yanlış tahmin ettiği için insanlar arasında korku ve panik yayan önyargılı ve yanlı medya savaşları. Bu korkudan ötürü halk, ihtiyaçlarını bolca ve çokça satın almak için pazarlara koşuyorlar. Bu yüzden arz azalırken, talep de artıyor.

 

8- Yerel para biriminin dolara endekslenmesi, stabilize olan ve öz değerini koruyan altın ve gümüşe dayanmaması.

 

9-  Petrol ürünü fiyatlarının küresel piyasaya göre belirlenmesi. Bu durumda ülke, bu ürünlerin küresel fiyat artışının insafı altında kalmış oluyor.

 

10- Ceberut yönetim altında ülkede uygulanan kapitalist sistem. Bu sistemde zengin, daha da zenginleşirken, yoksul da daha da yoksullaşıyor. Kapitalistler nazarında bile bu sistemin başarısızlığı aşikârdır. Bu sistem, hastalığın başıdır. Hayatın her alanındaki belanın başlıca sebebidir.

İslam sisteminin, ekonomi ve hayatın her alanına ilişkin ayrıntılı pratik çözümleri var. Şayet ülkeye ve halkaya musallat olanlar, İslam sistemini bilseler ya da İslam temelinde çözümler düşünselerdi, onun bütün iyiliklerini görürlerdi.

Ama nerede? Bu zorbalar, yıkım projeleridir. Merhamet diye bir şey tanımazlar. İnsanların canı ve geçimi pahasına olsa bile iktidar koltuğundan başka bir şey düşünmezler!

İnsanların işlerini gütmek için atılanlar şunu iyi bilmelidir ki yönetim, bir sorumluluk ve emanettir. Kıyamet günü ise hüsran ve nedamettir. Tüm sorunlar için radikal çözüm, dine rücu etmek, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin gölgesi altında hayatın her alanında bu dinin çözüm ve hükümlerini uygulama sahasına koymaktır.

Kuşkusuz biz, Yemen halkını Hilafete kurmak için çalışmaya davet ediyoruz. Hilafet, Yemen halkını sefalet ve bedbahtlıktan çıkaracaktır. Emniyet, gerçek ve köklü güvenlik, Hilafeti hâkim kılmanın bir sonucudur.

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ“Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” ^{[Nur 55]}