Son günlerde çeşitli medya organları, ABD ve Rusya temsilcilerinin çeşitli düzeylerde ziyaretler gerçekleştirdiklerini belirttiler. Örneğin, ABD’nin Afganistan Özel Elçisi Zalmay Halilzad’ın 9 Temmuz’da Orta Asya ve Orta Doğu turu için ülkeden ayrıldığı bildirildi. Halilzad, Katar, Pakistan ve Özbekistan’ı ziyaret edecek, Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in inisiyatifiyle düzenlenen “Orta ve Güney Asya: Bölgesel Bağlantı. Tehditler ve Fırsatlar” başlıklı üst düzey bir konferansa katılacak. 10 Temmuz’da ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Taşkent’te Büyükelçi Halilzad, Özbekistan Hükümeti’nin ev sahipliğinde bölgesel angajman konusunda uluslararası bir konferansa katılacak.” bilgisi paylaşıldı. Açıklamada, Halilzad’ın Özbekistan ziyareti ile ilgili olarak çok fazla detay yer almadı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı resmi sözcüsü Maria Zakharova, 9 Temmuz’da Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un 15 ve 16 Temmuz’da Taşkent’i ziyaret edeceğini söyledi. Zakharova, Lavrov’un “Orta Asya ve Güney Asya: Bölgesel Bağlantı. Tehditler ve Fırsatlar” başlıklı üst düzey bir konferansa katılacağını belirtti.

Biz, Müslümanlar olarak, sömürgeci ABD ve Rusya’nın ülkemize yoğun ziyaretler düzenlediği konusunda daha dikkatli olmalıyız. Çünkü geçmiş yıllarda yaşanan olaylara baktığımızda, bu devletlerin terörist olduklarını, Suriye, Irak ve Afganistan da dâhil olmak üzere Müslüman ülkelerin halkına tonlarca bomba attıklarını, çocukları, kadınları ve yaşlıları öldürdüklerini görürüz. Bu ülkeler, sıradan insanlığı unuttular, günlük katliam işliyorlar, kuşatmalar yapıyorlar, evleri ve mahsulleri yerle yeksan ediyorlar. Bu katliamlardan kurtulan mazlumları bombalıyorlar, yaralananlar hastanelere götürülüyor.

Bütün bunlara rağmen ajan yöneticilerimizin bunları ayakta alkışladıklarını görüyoruz! Orta Asya liderleri bu ülkelerle işbirliği yapmaktan onur duyuyorlar. Bu sömürgecilerin adım bastığı ülkelerde barış ve refahtan bahsedilemez. Ama bu yöneticiler bu işgalcilerde izzet ve üstünlük arıyorlar! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ  “Hâlbuki asıl üstünlük, ancak Allah’ın, Peygamberinin ve müminlerindir.” ^{[Münafikun 8]}

Müslümanlar tek bir ümmettir, dünyaya bakışları ve hayattaki ölçüleri birdir. Yüce Rabbimiz, kâfirlerin Müslümanlara düşmanlığı hakkında şöyle buyuruyor:

إِنَّ الْكَافِرِينَ كَانُوا لَكُمْ عَدُوّاً مُبِيناً  “Şüphesiz kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır.” ^{[Nisa 101]}

هُمْ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْ  “Onlar, düşmandır. Onlardan sakının” ^{[Münafikun 4]}

Bu sömürgeciler, tüm dünyada savaş, yoksulluk, yıkım, yozlaşma ve ahlaksızlığa neden oldular. Bu durumda ülkemize barış getirmeleri nasıl beklenebilir? Elimizde sorunlarımızı doğru bir şekilde çözen Allah’ın Kitabı ve Rasûl’ünün Sünneti varken Amerika ve Rusya’yı kıblemiz olarak görmek ve onlara yönelmemiz doğru mu? Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا بِطَانَةً مِنْ دُونِكُمْ لَا يَأْلُونَكُمْ خَبَالاً وَدُّوا مَا عَنِتُّمْ   “Ey iman edenler! Sizden olmayanlardan hiçbir sırdaş edinmeyin. Onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar. Hep sıkıntıya düşmenizi isterler.” ^{[Ali İmran 118]}

Ülkemizi yağmalamak isteyen tüm sömürgeci güçleri, işlerimize müdahale etmekten engellemeliyiz ve elçilikleri ile birlikte sınır dışı etmeliyiz. Bu çalışma, İslami hayatı yeniden başlatma yolunda büyük bir adım olacaktır. Çünkü bu sömürgeciler gerçekten çok zayıftırlar. Çok büyük görünmelerine rağmen içlerindeki korku ve vehn onları yiyip bitirmektedir.