Ürdün’ün de aralarında olduğu Müslüman ülkelerde yolsuzluk, yolsuzluk yapanlar ve yargılanmaları gündemden düşmüyor. Yolsuzluk gerçeğine ve ona ilişkin İslam’ın tavrına bir göz atmak için aşağıdaki hususları hatırlatmak kaçınılmazdır:

- Yolsuzluğun kaynağı, özü ve temeli, uygulanan kapitalist sistemde yatar, çünkü kapitalizm, bozuk fikri temele sahiptir ve tüm yolsuzluk ondan fışkırır. Allah Subhânehu ve Teâlâ, fikri temelin bozulmasıyla gökyüzü ve yeryüzünün de bozulacağını beyan etti. Şöyle buyurdu:

لَوْ كَانَ فِيهِمَا آلِهَةٌ إِلَّا اللَّهُ لَفَسَدَتَا فَسُبْحَانَ اللَّهِ رَبِّ الْعَرْشِ عَمَّا يَصِفُونَ“Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilâhlar olsaydı, kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu. Demek ki, Arş’ın Rabbi Allah, onların nitelemelerinden uzaktır, yücedir.”^{[Enbiya 22]} Temel bozuk olunca, füruat düzgün olmaz.

- İdeolojik bozukluktan (fikri düzenden) sonra insanlar için yasa yapan yasama sisteminin bozukluğu gelir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَوِ اتَّبَعَ الْحَقُّ أَهْوَاءهُمْ لَفَسَدَتِ السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُ“Eğer hak onların arzularına uysaydı, gökler ile yer ve onlarda bulunanlar elbette bozulur giderdi.”^{[Müminin 71]}

Allah’ın hükmü dışında her hüküm, küfür ve bozuk hükümdür. İnsanlık için geçim sıkıntısına neden olur. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنْكًا“Her kim de benim zikrimden yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır.” ^{[Taha 124]}

Kişi ve araçların bozukluğu, bozukluğun en az ve en zayıf halidir. Çünkü bu, bozuk temelden doğar, bu bir sonuçtur. Bozukluğun en şiddetlisidir, ıslahı olmaz. Eğer temel doğru ve sağlamsa, kişi ve araçlar tedavi edilebilir. İslam Devletinde Müslüman, dolandırıcılık yapabilir, rüşvet alabilir ama İslam, şeri hükümler yoluyla bunu tedavi etmiştir. Kapitalist sistemde, birey ve araçların bozukluğu kaçınılmazdır, ıslahı yoktur. Kişiler ve araçlar, bozgunculuğu yasal gören, himaye eden, bozgunculuğun temelini, yasama düzenini, bireyleri ve araçları korumak için yasalar yapan bozuk yasama sistemi ile asla ıslah edilemezler. Hatta böylesi kişiler, hakka daveti Musa Aleyhisselam’ın davetini bozgunculukla suçlayan Firavun ve kavmi gibi bozguncu davet olarak kabul ederler.

وَقَالَ فِرْعَوْنُ ذَرُونِي أَقْتُلْ مُوسَى وَلْيَدْعُ رَبَّهُ إِنِّي أَخَافُ أَن يُبَدِّلَ دِينَكُمْ أَوْ أَن يُظْهِرَ فِي الْأَرْضِ الْفَسَادَ“Firavun dedi ki: “Bırakın beni, Mûsâ’yı öldüreyim. Rabbini yardıma çağırsın! Çünkü ben onun, dininizi değiştireceğinden yahut yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağından korkuyorum.”^{[Mümin 26]} Yine Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَقَالَ الْمَلأُ مِن قَوْمِ فِرْعَونَ أَتَذَرُ مُوسَى وَقَوْمَهُ لِيُفْسِدُواْ فِي الأَرْضِ وَيَذَرَكَ وَآلِهَتَكَ“Firavun’un kavminden ileri gelenler dediler ki: “Sen Mûsâ’yı ve kavmini, bu ülkede fesat çıkarsınlar, seni ve ilâhlarını terk etsinler diye bırakacak mısın?”^{[Araf 127]}

En büyük bozgunculuk, siyasal bozgunculuktur. Diğer bir deyişle yönetim bozgunculuğu ve yöneticinin sorumsuzluğudur. Çünkü bu, yolsuzluğun başı ve esasıdır. Toplumdaki her türlü ahlaksızlık bundan türer. Fısk, masiyet ve Allah’ın kutsallıklarını ihlal gibi bozgunculuk türleri yönetimin gözetimi altında gittikçe büyür. Savaşmak ve kutsal Filistin topraklarından çıkarmak yerine Yahudilere sevgi beslemek ve yakınlaşmak bozgunculuktur. Küfrün başı Amerika’dan yardım istemek, ülke ve halka saldırganlığına izin vermek, Müslümanları kontrol etmesine olanak sağlamak bozgunculuktur, hem de ne bozgunculuk! IMF’yi ülke ekonomisinin yöneticisi olarak kabul etmek de keza bozgunculuktur, iflas ve yıkımdır...

Ürdün’de yolsuzlukla mücadele, yozlaşmış rejimle olmaz. Çünkü bozgunculuğun temelini bir arada barındırmaktadır. Fikir, yasama ve kişiler yozlaşmış rejimin direklerindendir. Dolayısıyla bozuk temel, bozuk yasama ve rejimin direkleri dururken yozlaşmışları yargılama istemi, Kuran ve değişim metoduna aykırıdır, zaman ve çaba kaybıdır. Gerçekçi bir bakış bize göstermektedir ki onca yolsuzlukla mücadele çağrılarına rağmen yolsuzluk kökleşmiştir.

Ürdün ve Müslüman ülkelerdeki yolsuzluk için yegâne çözüm, İslam akidesini devletin politik temeli haline getirmektir. Ekonomik, sosyal, politik, yönetim, dış politika hatta bütün toplumsal sistemler olsun insanın, toplumun ve devletin sorunlarını İslam temelinde çözen tüm şeri hükümler o akideden fışkırır. Çünkü bu akide, en ince işleri görüp bilen ve her şeyden haberdar olan Allah katındandır. Adalet ve rahmeti gerçekleştiren şeyleri insanoğlundan daha iyi bilir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ“Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır.” ^{[Mülk 14]} Pratikte bu, âlemlerin Rabbi olan Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın indirdiği, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in uyguladığı, ondan sonra da Raşit Halifelerin izinden gittiği Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini yönetim sistemi haline getirmekle olabilir. Ey Müslümanlar! Sizi buna davet ediyoruz. Samimi olanları da yolsuzluğu kökünden yok etmek için ciddiyetle çalışmaya çağırıyoruz.