Dünyaya yayılan korona virüs salgını, savunma yasasının gerekçesi olamaz. Salgın, tedbirleri ve acil durum yasalarını dayatmak için rejim ve hükümete beklediği fırsatı sundu. Alınan tedbirlerin karantina ve önlemler ile hiçbir ilgisi yok. Bunun kanıtı, hükümetin normal hayata kademeli dönüş için zaman zaman yayınladığı kararnameler ve savunma yasalarında görülen doğaçlama ve çelişkilerdir.

Hükümet, tecrit ve ev izolasyonu önlemlerini dayatmak, sosyal hayatı ve çalışmayı durdurmak için pandemi korkusunu ve paniğini istismar etti. Bazı zamansal ve mekânsal ayrıcalıklar getirdi. Salgınla mücadele için alınan katı koruyucu önlemlerin kaçınılmaz olduğunu hatırlattı. Bir ay sonra ise başbakan, vaka sayısında görülen azalmaya ve hastalığın kontrol altına alınmış olmasına rağmen krizin haftalarca, aylarca sürebileceğinden bahsetti. Ürdün rejimi, halka dayatmak istediği önlemleri henüz sonlandırmadı. Yumuşak baskı için salgın iyi bir fırsattır. Öncesinde böyle bir fırsata sahip değildi. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

اللَّهُمَّ مَنْ وَلِيَ مِنْ أَمْرِ أُمَّتِي شَيْئًا فَشَقَّ عَلَيْهِمْ فَاشْقُقْ عَلَيْهِ وَمَنْ وَلِيَ مِنْ أَمْرِ أُمَّتِي شَيْئًا فَرَفَقَ بِهِمْ فَارْفُقْ بِهِ “Allahım! Kim ümmetimin işinden bir şey üstlenir, sonra da onlara sıkıntı verirse, sen de ona sıkıntı ver. Kim de ümmetimin işinden bir şey üstlenir, sonra da onlara nazik ve iyi davranırsa, sen de ona iyi davran.”Rejim ve hükümet, insanların geçimlerini kazanmak için çalışmalarını engellemeyi sürdürüyor. Mucizevi zalimane koşullar dışında mağazalarını açmalarına, alım satım yapmalarına izin vermiyor. Hükümet sözcüsünün açıkladığı dayanışma ve işbirliği nerede. Gerçek pastoral sorumluluktan oldukça uzak. Hükümet, her haliyle şantaj yapıyor. Ulusal yardım isteyenlere verilenler, ne ondurur ne de öldürür. İşini yapmak ve dükkânını açmak isteyenler, isteğe bağlı olmasına rağmen Sosyal Güvenlik kaydı yaptırmak zorunda. 100.000’den fazla kayıtsız kurum var.

Ayrıca hükümet, bu işlemler için ücret almayacak, nakit paranın dolaşımını engellemek amacıyla banka hesabı olmayan memurların maaşları cep telefonlarına gönderilecek. Doğal olarak bu işlem internet bankacılığını gerektiriyor. İnternet bankacılığı olmayanlar, bu işlemleri yapamayacaklar. Bunun ötesinde bir sömürü var mı? Dahası rejim, kişisel bilgilere, verilere, nüfus envanterine ve finansal işlemlere erişim, memurların cebini boşaltmak, haksız vergi ve harç sistemini etkinleştirmek arzusunda. Buna ek olarak hükümet, memurların mütevazı maaşlarına zorla el koydu. Bu yıl sivil ve askeri ikramiyeler ödenmeyecek. Eğitim öğretim yılının başında verdiği öğretmen ödeneklerini askıya aldı. Bunlar, rejimin bu tedbir ve önlemlerden amaçladığı hedeflerdir.

Kısıtlamaların kaldırıldığı bazı noktalar hariç Ürdün’ün birçok yerinde salgının kontrol altına alındığına dair haberler basına yansıdı. Yine de hükümet, totaliter despot zihniyetini sürdürüyor. İnsanların dini ritüellerini özellikle Cuma ve cemaat namazını eda etmelerine, Ramazan ayında en güzel şekilde Allah’ın camilerinde ibadet etmelerine, Allah’a dua etmelerine izin vermiyor. Camilerin kapalı kalmalarında ısrar ediyor. Suç artık aşikâr. Neredeyse insanlar ittifak etmiş durumda. Hükümetin bahaneleri örümcek ağından daha zayıf. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:

مَا مِنْ عَبْدٍ يَسْتَرْعِيهِ اللَّهُ رَعِيَّةً، يَمُوتُ يَوْمَ يَمُوتُ وَهُوَ غَاشٌّ لِرَعِيَّتِهِ، إِلَّا حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ “Allah bir halkın başına getirip de, öldüğü gün tebaasını aldatmış olarak ölen hiç bir kul yoktur ki, Allah ona cenneti haram etmesin.”

Rejim ve hükümetin korona krizinden kurtuluş için aldığı ekonomik, vergici ve şantajcı önlemler sadece yandaşları içindir. Dayattığı savunma yasaları insanların hakları yiyor, elektronik ödeme ile onları faize dayalı kapitalist ekonomik sistemle işlem yapmaya hazırlıyor. Açmak için gerekli önlemleri alma olasılığı rağmen camilerin kapalı kalmasını sürdürüyor. İftardan önce sokağa çıkma yasağı uygulayarak oruçlulara baskı yapıyor. Korona salgınından önce bunlara asla cesaret edemezdi. Şimdiyse sadece zorbalık ve despotluk yöntemi ile cesaret edebiliyor. Bunlar, hükümet ve bakanların yeni bir önlem aldıklarında terennüm ettikleri halkın sağlığını koruma gerekçesinden oldukça uzak.

Ümmet, rejimin oyunlarından, yalanlarından ve beka sevdasından artık daha fazla haberdar. Rejimin tek endişesi, IMF programlarının uygulanması, Trump anlaşması şartlarının yerine getirilmesidir. İnsanların yaşamı ve sağlığı umurunda değil. Dahası boyun eğdirmek ve önlemlerini kabule zorlamak için şantaj yapıyor. Gaspçı Yahudi varlığı ile yapılan ve insanların tamamı tarafından reddedilen gaz anlaşması sadece birkaç aydır yürürlükte.

Ümmetin farkındalığı gittikçe artıyor. İktidardaki bu rejimlerin varlık sebebi, sömürgeci kâfire hizmet etmek ve İslami kimliğini yok etmektir. Ümmetin, Raşidi Hilafet Devletinin dönüşü için çalışanlar ile birlikte çalışma bilinci ve hamaseti giderek yükseliyor. Hilafet, namaz, zekât ve oruç ritüellerini yerine getirerek Rabbinin rızasını elde edecek, ümmetin kutsallarını ve zenginliklerini koruyacak, sömürgeci kafir ve yandaşlarının ellerinden geri alacaktır.

الَّذِينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا عَلَى الْآخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ اللَّهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجاً ۚ أُولَٰئِكَ فِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ “Dünya hayatını ahirete tercih edenler, (insanları) Allah yolundan çevirip onu eğri ve çelişkili göstermek isteyenler var ya, işte onlar derin bir sapıklık içindedirler.”^{[İbrahim 3]}