حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
No: RDu2013BAu20132012u2013MBu2013TRu20130001 |
H. 9 Safer 1433 M. Salı, 03 Ocak 2012 |
Ürdün Rejiminin; Filistin Yönetiminin Yahudi Varlığı ile Arasındaki Günahkâr Görüşmelerini Kucaklaması Hüsrana Uğrayan Bir Kumarbazlıktır.
-Dörtlü Komisyon (ABD, AB, BM, Rusya) yahudi varlığını Filistin yönetimiyle bir araya getiren görüşmelere bu gün ev sahipliği yapmasıyla- sallanmakta olan Ürdün rejimi yahudi varlığını yerleştirmeye ve korumaya ve bu varlığın karşılaştığı zorlukları kolaylaştırıp yardım etmede devam edeceğine yönelik ısrarlı oduğunu göstermektedir. Üstelik ihanet dolu Yahudi varlığıyla yaptığı Vadi Araba anlaşmasını iptal etme hususundaki Müslümanların arzu ve isteklerini hiçe sayarak, onlara şu mesajı da vermektedir: Rejimin Ürdün'deki Müslümanların başına buyruk kalması, yahudilerin ve kâfir Batı'nın çıkarlarını gerçekleştirmede oynadığı role bağlı olduğunu ve efendisi olan Batı'yı razı ettiği sürece Ürdün halkının öfkesini umursamadığını göstermektedir. Kendisinden önce yıkılmış olan diğer rejimler gibi bu rejimin yaptığı kumarbazlığın hüsrana uğrayacağı gibi kendisi de o rejimler gibi yıkılacaktır; Allah'ın izniyle. Zira ümmet korku duvarını yıkmış ve kendisinin, istediği zaman, tağutların tahtını sarsabileceğini ve bu yöneticilerin kendi efendisi nezdinde sadece birer köleden ibaret olduğunu görmüştür. Nitekim efendileri dilediği zaman onlara dirsek çevirip tarihin çöplüğüne onları atabilirler. Bu yüzden şunları söylemek istiyoruz:
Birincisi: Yahudi varlığı ile yapılmış toplantı ve görüşmeler Allah [Subhânehu ve Te'alâ]'ya, Resulu [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'e ve Mü'minlere pek büyük bir hıyanettir. Bu böyle idi, böyledir ve böyle kalacaktır. Çünkü yahudi varlığı ile ilişkisindeki asıl olan durum, barış durumu veya zilletli bir şekilde ona boyun eğmek değil, bilakis savaş durumudur.
İkincisi: Yahudilerle yapılmış anlaşmalar ve antlaşmalar şer'an geçersizdir, batıldır. İslam'a ters düştüğü için Müslümanları hiç bir surette bağlamaz. Onları imzalayan rejimler de gayri meşr'u olup ümmeti hiçbir surette temsil etmez. Hali hazırda halkların gerçekleştirdiği devrimler bunun en açık delilidir.
Üçüncüsü: Biz hem Ürdün rejimine, hem Filistin yönetimine, hem Arap Birliğine, hem Arap Birliğinin Planını kabul edenlere, hem de bunların arkasında bulunan küfür ve sömürgeci güçlerine şunu hatırlatıyoruz: İslam ümmeti; kimin dinine saldırdığını ve kimin de haklarını ve mukaddesatını düşmana heba ettiğini asla unutmayacaktır. İslam ümmetini küçük düşüren, mukaddesatına dil uzatan, düşmanlarını destekleyenlerin akibeti elbet dünyada zillet ve rüsvay, ahirette de azap ve alçaklık olacaktır.
Dördüncüsü ise: Bu yöneticilerin edindikleri tutum ve davranış; kendilerinin gün be gün ümmetin düşmanından yana oldukları, ülke, insanlar ve mukaddesat aleyhine entrika ve desiseler çevirdiklerini gösterip ispatlar. Bu yüzdendir ki ümmetin bunların şerrinden kurtulması için Müslümanların ciddi şekilde harekete geçip çalışmaları bir elzem ve farzdır. Bu ise bir başkanı veya bir lideri devirmekle değil, ancak bu rejimleri kökünden söküp atarak Hilafet Devletini ikame etmekle olur. Zira Hilafet Devletiyle din korunacak ve ırzlar, canlar ve mallar muhafaza edilecektir. Nitekim bunun gölgesinde Müslümanı da zimmisi de bütün insanlar adalet, güven ve saadet içerisinde yaşayacaktır.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Ürdün Vilâyeti Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: http://www.hizb-jordan.org/ |
E-Mail: info@hizb-jordan.org |