Perşembe, 14 Şaban 1446 | 2025/02/13
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü


حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu

No: RD-BA-2025-MB-TR-04 H. 11 Şa'bân 1446
M. Pazartesi, 10 Şubat 2025

Bir Halifemiz Olsaydı, Trump Bize Böyle Zorbalık Edemezdi, Hükümdarlarımızın İhaneti Olmasaydı da Yahudi Varlığı Hayatta Olmazdı

Amerika ve Avrupa’daki küfrün elebaşları ve onların kuklası olan Yahudi varlığı gayet iyi biliyor ki, Müslüman ülkelerin yöneticilerinin, siyasi çevrelerinin ve onlara methiyeler düzen yalaka takımının tutumları, Müslümanların kahir ekseriyetinin tutumlarını yansıtmıyor ve onların, itibar ve güçlerini yeniden kazanma özlemiyle dolu yüreklerinde olanları temsil etmiyor. Yakında bu ülkeler, Müslümanların Allah’ın emirlerine nasıl yanıt verdiklerini, kafirlerin dünya genelindeki zulüm ve katliamlarına nasıl cevap verdiklerini ve daha fazla topraklarını işgal etme ve zenginliklerini yağmalama tehditlerine karşı nasıl dik durduklarını görecekler. Trump’ın küstah sözlerinden de anlaşıldığı gibi, Amerika’nın gazaba uğrayanlara verdiği destek açıkça ortada. Ancak Avrupa’daki Haçlıların kalplerindeki kin, Trump’ın sözlerinden çok daha büyüktür. Trump’ın Gazze halkını tehcir etme talebi de Yahudilerin Batı Şeria’ya yönelik, Yahuda ve Samara adını verdikleri yerleri ilhak etmek için yumuşak tehcir hedefiyle yürüttükleri savaş da, Avrupa Birliği’nin savunduğu iki devletli çözüm de... Hepsi aynı amaca hizmet ediyor: Filistinlileri topraklarından sürmek.

Yeter artık bu yalanlar, dolanlar, ihanetler ve düşmanlıklar! İslam ümmeti ve ülkelerinin bir numaralı düşmanı olan Amerika’nın yaptıkları düşmanlıklara artık dur deyin. ABD, sadece bağımlı yöneticilerin lügatinde dost, ortak veya müttefiktir. Onunla bu temelde, herhangi bir düzeyde ilişki kuran herkes, günah ve düşmanlıkta ortaktır. Birincil düşman ise, Filistin’de Yahudi varlığının tohumlarını atan ve ardından hain yöneticiler aracılığıyla onu güçlendiren yılanın başı İngiltere’dir.

Tehciri reddeden Ürdün halkının, Ürdün rejiminin ta başından beri düşmanlarına sunduğu ödünleri savunması asla kabul edilemez. Bu ödünler, tıpkı daha önce Filistin halkını sürüklediği gibi hem ülkeyi hem de halkı zayıflık ve zillete sürüklemiştir. Trump’ın son açıklamaları, bu rejim için varoluşsal bir felaket tehdidi oluşturduğunda, rejimin Ürdün halkına destek ve savunma talebiyle başvurması kesinlikle kabul edilemez. Ürdün halkını içine düştükleri bu sefalete, aşağılanmaya ve sıkıntıya sürükleyen rejimin ta kendisidir. Aynı rejim ders almak yerine hâlâ Amerika ve Yahudi varlığıyla ilişkilerini ilerletme hayalleri kuruyor. Ürdün rejiminin başı, Amerika’ya yaptığı bu ziyaret öncesinde, her zaman olduğu gibi İngiltere’ye uğrayarak istişarelerde bulunmuş ve talimatlarını almıştır. Şimdi ise Trump ve Amerikan yönetiminin çeşitli kurumlarıyla görüşüyor. Ürdün Dışişleri ise bu durumu utanmadan “ittifak ve dostluk” olarak adlandırıyor! Ürdün’e yönelik tehditler alenen ortadayken, Ürdün halkı yürüyüşlerinde savaş ve askeri çatışmaya hazır olduğunu dile getirmişken, Yahudiler, Ürdün ordusunun zayıflığı ile alay ederken, hala bu tür saçma sapan ilişkilerde ısrar etmenin mantıklı bir yanı var mı?

Ey Ürdün halkı! Filistin’i çevreleyen halkların bile ümmete karşı dişlerini gösteren, Yahudi varlığına sonsuz destek veren ve birlikte komplo kuran düşman ve şer güçleriyle çatışmaya girmeye hazır olduğunu ifade ettiği halde rejimin hala Amerikan birliklerinin kalışıyla, ortak savunma anlaşmasıyla ve Vadi Araba Anlaşmasıyla övünmesi ve bağlılığını sürdürmesi gerçekten hayret verici. Bu da rejimin ihanetini, yalanlarını ve çevresindeki yazarlar, milletvekilleri, ileri gelenler ve partilerin de bu suça ortak olduklarını gözler önüne seriyor. Sizi yanıltıyorlar. Rejimin ülkeyi düşmanlara teslim etme hamlelerini allayıp pulluyorlar. Sizin talepleriniz ve menfaatleriniz, düşmanlarınızla olan ilişkisi yüzünden size büyük bedeller ödeten bu rejimin menfaatlerinden tamamen farklıdır. Böyle bir durumda yapılması gereken, Yahudilere karşı onurlu bir savaşa hazırlanmakken, onlar ne yapıyor? Düşmanların kalbi olan Washington’a gidiyorlar!

Ey Ürdün halkı! Ey İslam ümmeti! Düşmanlarla olan ilişkilerinizin sınırlarını İslam çok net bir şekilde belirlemiştir. Ürdün topraklarının konumunu ise Kur’an, Allah Teâlâ’nın şu buyruğuyla net bir şekilde tanımlamıştır:

سُبْحَانَ الَّذِي أَسْرَى بِعَبْدِهِ لَيْلاً مِّنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ إِلَى الْمَسْجِدِ الأَقْصَى الَّذِي بَارَكْنَا حَوْلَهُ “Kulunu bir gece Mescidi Haram’dan, kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir.” [İsra 1] Ürdün toprakları, Allah’ın çevresini mübarek kıldığı Mescid-i Aksa’nın topraklardandır. Bu nedenle, Mescid-i Aksa’yı işgal eden düşmanlara ve onların işbirlikçilerine karşı yapılması gereken tek şey, Rabbimizin emrettiği gibi onu emaneti geri almak için savaşmaktır. Bu düşmanlarla herhangi bir ilişki kurmak da kesinlikle yasaktır; Yahudiler, gasıp ve suçludur. Amerika ve onun arkasındaki Haçlılar ise zaten fiili bir şekilde sizinle savaş halindedir. Ürdün ve Amerika müttefik değillerdir, bu düpedüz saçmalıktır ve bugün artık bu yalanın sizi kandırmasına izin vermemelisiniz. Rejimin Amerika’da yaptığı görüşmeler, taviz, çözüm veya tehditlerin hafifletilmesi gibi sonuçlar da doğursa da bunlar, Filistin meselesinin tasfiyesi sürecinde sadece seraptan ve zaman kazanmaktan başka bir şey değildir.

Biz hayal veya kuruntulardan söz etmiyoruz. Bizim bahsettiğimiz şey şeri çözümdür. Düşmanların boyunduruğundan kurtulmanın en samimi, en güvenilir ve en kısa yoludur. Çünkü İslam’ın siyasi mekanizması olan Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devleti, orduları kurtuluş için harekete geçirecektir. Ordularımız senelerdir Rablerinin emrini yerine getirmekten geri durmuşlardır ve onların bu emri yerine getirmeleri Allah’ın izniyle çok yakındır. İslam ümmeti, öncelikle sarsılmaz inancıyla, sonra yağmalanan servetleriyle ve kahraman evlatlarının yiğitliğiyle ne kadar muazzam bir güce sahip olduğunu yakında gösterecektir.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا بِطَانَةً مِّن دُونِكُمْ لَا يَأْلُونَكُمْ خَبَالاً وَدُّوا مَا عَنِتُّمْ قَدْ بَدَتِ الْبَغْضَاءُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ وَمَا تُخْفِي صُدُورُهُمْ أَكْبَرُ قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الْآيَاتِ إِن كُنتُمْ تَعْقِلُونَ“Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür. Eğer düşünüp anlıyorsanız, ayetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz.” [Ali İmran 118]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Ürdün Vilâyeti
Medya Bürosu
Adres Bilgileri ve Web Sitesi
Telefon: 
http://www.hizb-jordan.org/
E-Mail: info@hizb-jordan.org

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER