Baskıcı güvenlik güçleri, Ramazan’ın 9. gününde havaalanında Hizb-ut Tahrir üyesi Muhammed Ahmed en-Nadi’yi gözaltına alarak, ailesi ve çocuklarıyla birlikte umre ibadetini yerine getirmesini engellediler! Daha önce de davet taşıyıcılarına karşı baskıcı tutum sergileyen güvenlik birimleri ne Ramazan ayının kutsiyetini ne Ahmed En Nadi’nin ilerlemiş yaşını ne de ailesinin yaşadığı korkuyu umursamamıştır.

Ardından Devlet Güvenlik Savcılığı’na çıkarılan en-Nadi’ye, “Rejimi yıkmaya teşebbüs ve yasaklı bir örgüte üyelik” suçlamaları yöneltilmiştir.

Ürdün rejimi, hala eski sapkınlığına devam etmekte, İslam’ın emrettiği hak sözünden korkmakta ve hak sözünü güvenliğini bir tehdit olarak görmektedir. Peki El-Nadi’nin ‘Rabbimiz Allah’tır’ demesi ve sonra da İslam’a davet üzerinde sebat etmesi dışında günahı neydi de gözaltına alındı? En-Nadi’nin mensubu olduğu ve dünya genelinde tanınan Hizb-ut Tahrir, İslami hayatın yeniden başlatmak çalışan ve bu uğurda fikri ve siyasi mücadele yürüten bir siyasi partidir. Bu rejime göre İslam’a davet etmek artık tutuklama ve hapisle cezalandırılması gereken bir suç mudur? Buna karşılık, laiklik ve ahlaksızlık propagandası yapanlara serbestçe platformlar sunulmakta ve rejim, bu büyük dine karşı yürütülen mücadelede onlarla iş birliği mi yapmaktadır.

وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ إِلَّا أَن يُؤْمِنُوا بِاللهِ الْعَزِيزِ الْحَمِيدِ“Onlardan ancak Aziz ve Hamid olan Allah’a iman ettikleri için intikam aldılar.” ^{[Buruc 8]}

Bu tutuklamalar, ardından gelen haksız yargılamalar ve adaletsiz kararlar, rejim ve güvenlik birimlerinin Müslümanlara yönelik baskı ve zulüm siciline bir yenisini eklemektedir. Ümmet, sizi bu zulümlerinizden dolayı dünyada hesaba çekecek, Müntekim ve Cebbar olan Allah ise sizi hem bu dünyada hem de ahirette hesaba çekecektir. Bu baskılar, Hizb-ut Tahrir gençlerini İslam davetini taşımaktan, Allah’ın şeriatını uygulamak için çalışmaktan ve yardım ve destek konusunda düşmanlarına bağımlı hale gelen yöneticilerin gerçek yüzünü ifşa etmekten alıkoyamayacaktır. Artık ümmet, ülkenin güvenliğini asıl tehlikeye atanların kim olduğunu çok iyi biliyor ve onların ülkenin güvenliğini gerçekten tehlikeye atan eylemleri artık gizlenemez hale gelmiştir.

وَسَيَعْلَمُ الَّذِينَ ظَلَمُوا أَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ“Zulmedenler, hangi dönüşle döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.” ^{[Şuara 227]}