بسم الله الرحمن الرحيم
Veziristan'daki Savaş Haramdır ve Durdurulması Vaciptir
9 ekimde Paşaver'de meydana gelen saldırı, aynı ayın dokuzunda Ravalpindi'deki ordu karargahına yapılan saldırı, aynı ayın on ikisinde Pakistan ordusuna bağlı birliğe yönelik saldırı ve yirmi sekizinde Paşaver'deki kalabalık bir pazara yönelik saldırı gibi Pakistan, son zamanlarda yüzlerce sivilin ve askerin ölmesine yol açan pek çok menfur saldırılara sahne oldu. Bu saldırılar, Pakistan Devlet Başkanı Asıf Zerdari'nin Pakistan ordusunun Veziristan'da askeri bir operasyon düzenlenmesinin zorunluluğuna ilişkin açıklamalarından önce meydana gelmiştir. Nitekim Zerdari, 09 Mayıs 2009'da Amerika'dan dönüşü sırasında Veziristan'a yönelik saldırı yapılacağını ilan etmiş ve temel gıda ürünleri kesilerek Veziristan'daki Müslümanlar kuşatma altına alınmaya başlanmıştır. Veziristan'a saldırı yapma hususunda Zerdari'ye cesaret veren şey Müslümanların kıllarını kıpırdatmaksızın binlerce kişinin katledildiği ve milyonlarca kişinin mülteciye dönüştüğü Svat'a yönelik saldırısındaki başarısıdır.
Artık Blackwater veya benzeri kiralık şirketler gibi kimin yaptığı bir yana bu katliam ve patlama eylemlerinden Zerdari rejiminin sorumlu olduğu açık bir hal almıştır. Mesela hükümet, Revalpindi'deki ordu karargahında meydana gelen patlamadan 2009 Temmuz ayından beri haberdar olmasına rağmen hiçbir şey yapmamıştır. Dahası Pakistan'da güvensizliğin olduğunu söylemek için bu tür patlamaları nasıl gerçekleştireceği hususunda düşünceye dalmış ve insanların endişe ve korku içerisinde yaşamasını sağlamıştır. Dolayısıyla hükümet, böylesi bir savaşı yapmada insanların desteğini elde etmiştir.
Garip ve tuhaf olan şudur ki bu savaşta Müslümanların bir seçeneği olmayıp kendilerine zorla dayatılmış olmasıdır. Zira yolsuzluğu ve açgözlülüğü yüzünden "Sayın %10" namıyla bilinen Zerdari, emirlerini Amerika'dan almakta ve onun Pakistan'daki çıkarlarını gerçekleştirmektedir. Erkeğiyle, çocuğuyla, kadınıyla ve yaşlısıyla bedelini Müslümanlar ödemesine ve bölgenin terörist denilen unsurlardan temizlenmesi gerekçesi altında milyonlarca Müslüman yurtlarından edilmesine rağmen terörle mücadele altında savaşların fitili tutuşturulmaktadır. Zira Zerdari, Amerika ile Batının yerine savaşmakta ve Müslümanları birbirleriyle savaşmaya sevk etmektedir ki boğucu ekonomik bir krizin sıkıntısını çeken bu devletlere ağır yükleri olan savaşın yükünü hafifletmektedir. Böylelikle de onları içerisinde bulundukları bataklıktan kurtarmaktadır. Değilse Allah [Azze ve Celle] şöyle buyurduğu halde bir Müslümanın, Müslüman kardeşini öldürmeyi nasıl kabul edebilir:
وَمَنْ يَقْتُلْ مُؤْمِنًا مُتَعَمِّدًا فَجَزَاؤُهُ جَهَنَّمُ خَالِدًا فِيهَا وَغَضِبَ اللَّهُ عَلَيْهِ وَلَعَنَهُ وَأَعَدَّ لَهُ عَذَابًا عَظِيمًا "Her kim bir mümini kasten öldürürse, onun cezası içerisinde ebediyen kalacağı Cehennem'dir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır." [en-Nîsa 93] Zerdari ve zebanileri, Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in şu kavlini hiç işitmediler mi?
كل المسلم على المسلم حرام دمه وماله وعرضه "Her bir Müslümanın kanı, malı ve ırzı Müslümana haramdır!"
Yoksa bu yöneticilerin nazarında Müslümanların temin ettikleri mal ve hizmetler dışında hiçbir kıymeti yok mu? Müslümanların birbirleriyle savaşması haramdır. Bir de bu savaş, kafirlerin çıkarı için olduğunda nice olur?! Artık Veziristan savaşı, kanların akıtılması, malların heder edilmesi ve açık alana sürgün edilmesi gibi tüm kutsiyetleri yok etmiştir! Şüphesiz bu, Müslümanlarla hiçbir ilişkisi olmayan bir savaş olup sadece onun yakıtı olmuşlar ve büyük ihtimalle sonunda hüsran vardır.
Ey Müslümanlar!
Batının planlarına göre hareket eden bu yöneticilerin bekası daima Müslümanların katledilmesine ve yurtlarından edilmelerine yol açacaktır. Oysa Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] şöyle buyurmuştur:
المسلم أخو المسلم لا يظلمه ولا يخذله ولا يحقره "Müslüman Müslümanın kardeşidir ona zulmetmez, onu yüz üstü bırakmaz ve onu hakir görmez." [Muslim rivayet etti]
O halde kimileri her ne gerekçe gösterirse göstersin tüm Müslümanlara düşen Veziristan'daki bu savaşı durdurmak için ciddiyetle çalışmak, yurtlarından edilenleri evlerine döndürmek, Müslümanların katledilmesini, açık alana ve çetin kış içerisine sürüklenmelerini durdurmak için Pakistan yöneticilerine engel olmaktır.
Bir kimsenin Müslümanların göğsüne saplanan bu yöneticilerden hayır ve medet beklemesi bir mazeret sayılmaz. Zira Müşerref gibi bir "diktatör" ile Zerdari gibi bir "demokrat" arasında hiçbir fark yoktur. Bunların hepsi de Amerika'nın yörüngesi ile planlarına göre hareket ediyorlar ve Müslümanlara komplolar kuruyorlar. Artık tüm Müslümanların Hilafet Devleti'ni kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışmaya ne kadar muhtaç oldukları aşikar olmuştur. Böylece kendilerini kitap ve sünnetle yönetecek içlerinden bir Halife'ye biat etsinler ki onların şereflerini korusun, ırzlarını ve mallarını müdafaa etsin ve onları hakkaniyetle gözetsin. Zira Resul [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] şöyle buyurmaktadır:
إنما الإمام جُنَّـة يُقاتل من ورائه ويُتَّـقى به "İmam [Halife] ancak bir kalkandır, onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur."
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Amerika
H. 15 Zilka’de 1430
M. Salı, 03 Kasım 2009