Çarşamba, 02 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/04
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Yeni Zelanda Katliamının Nedeni, Batılı Hükümetler ve Medya Nefretidir!

Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde Cuma namazı sırasında iki camiye yönelik düzenlenen saldırıda en az 50 masum Müslüman hayatını kaybetti. Saldırıda, kadınlar, yaşlılar ve çocuklar üzerine soğukkanlılıkla ateş açıldı. Saldırganlardan biri, korkak ve kindar saldırıyı kameraya çekip canlı yayınladı.

Katliam sonrası Batılı politikacılar, formalite icabı saldırıyı kınayan peş peşe açıklamalar yaptılar. Bunlar, kurbanları Müslüman olan saldırıya terör yaftası vurmaktan çekinen temkinli kınamalardır. Ancak saldırının arkasındaki caniler, Yeni Zelanda tarihini bir dönüm noktası yaptılar. Bu yüzden Yeni Zelanda Başbakanı, terörist saldırı demek zorunda kaldı. Aşırı sağcı katil, İnternet’te yayınladığı manifesto ile saldırının arkasındaki siyasi motivasyonu detaylıca açıkladı.

Nefret ve soğukkanlılıkla işlenen bu cinayet, Batılı işgal güçleri ve paralı askerlerinin Irak ve Afganistan’da işledikleri katliamları akıllara getiriyor. Irak ve Afganistan’da Müslüman sivillere karşı katliamlar işlendi, camiler yıkıldı, bütün şehirler yerle yeksan edildi. Bu, İslam ve Müslümanlara karşı aynı nefretin tezahürüdür. Bizatihi Batının yarattığı aşırı sağcı canavar da aynı nefretten besleniyor.

Dâhili ve harici İslam karşıtı politika ve 18 yıldır devam eden medyanın nefret söylemi, kendisini “Haçlı savaşçısı” olarak nitelendiren Norveç Utoya saldırganı Anders Brevik benzeri bireyler ve gruplar salgıladı.

Bu caniler - suç işlerken- kendilerini halklarının geleceği için savaşan asil savaşçılar olarak gördüler. Bu konuda Batı işgal güçleri ve onları gönderen politikacılara benziyorlar. Danimarkalı politikacılar dâhil olmak üzere Batılı politikacılar, ideolojilerini çiğnerlerken, sürekli İslam’ı toplumlarını yıkan bir tehdit olarak betimlediler. Böylece bu ülkede yaşayan Müslümanlara karşı casusluğu, denetim ve tazyiki meşru gördüler. Siyasal eğilim, medya söylemi ve Müslüman karşıtlığından etkilenen bazılarının ülkesinde savaş misyonunu yürütmesi maalesef doğal hale gelmiştir.

Dolayısıyla Batılı hükümetler ve medya organları, uzun yıllar toplumlarına pompaladıkları - ve hala da pompalamaya devam ettikleri- nefretin bizzat sorumlusudurlar. Felaketin sonuçlarından mesuldürler. Felakete elverişli ortamlar yaratan onlardır.

Batılı politikacılar bilmelidir ki Müslümanların, timsah gözyaşlarına veya ikiyüzlü lanetmelere ihtiyaçları yok. Batılı ülkeler Müslüman ülkelere müdahaleden, savaşlara girişmekten, diktatör ve despot rejimleri desteklemekten, Batıdaki Müslümanların işlerine burunlarını sokmaktan, onlara karşı nefret söylemini kışkırtmaktan vazgeçmelidir. Bu, kaçınılmaz olarak Müslümanlara karşı suç ve saldırı işlenmesine neden olacaktır.

Allahım şehitleri hüsnü kabulle kabul eyle, yaralılara şifa ver, ailelerine sabır ve teselli ilham eyle. Allahım, Raşidi Hilafetin kurulması ile İslam’ın geri dönüşüne ivme kazandır. Hilafet, dünyadaki tüm Müslümanları koruyacak, İslam’ı ve rahmetini tüm insanlığa yayacaktır.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Danimarka


H. 8 Raceb 1440
M.  Cuma, 15 Mart 2019

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER