بسم الله الرحمن الرحيم
İslam’ın Cihat ve Hilafet Öğretilerini Sınırlandırma Çabası, Haramdır, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Lanetini Gerektirir
Hükümetin, Hilafet ve cihat maddesini fıkıh derslerinden kaldırıp tarihin bir parçası haline getirme gayreti, İslam’ın asil öğretilerini sınırlandırma çabasından başka bir şey değildir.
Daha önce Endonezya Diyanet İşleri Bakanlığı İslami Eğitim Genel Müdürü Komaruddin Âmin, artık Hilafet ve cihat konularının tarih müfredatı altında verileceğine dair bir genelge yayınlamıştı. Bu politika, dini modernliğin yaygınlaştırılması ve medrese eğitiminde radikalizmin önlenmesinin bir parçasıdır.
Hükümetin bu politikası açıkça İslam’a aykırıdır. Bunun nedeni, İslami öğretimde cihat ve Hilafet, İslami fıkhın bir parçasıdır. Çünkü İslami Şeriatın emrettiği farzlardır. Hilafet ve cihat, sadece tarih derslerinden ibaret değil. Allah yolunda cihat etmek ve Hilafeti kurmak farzdır. Bunu açıklamaksızın Hilafet ve cihadı tarihin bir parçası yapmak İslam’ın asil öğretilerini sınırlandırmaktır.
Cihadın farz olduğu ile ilgili olarak Allah Subhânehu ve Teâlâ, Kuran’da şöyle buyuruyor:
كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَكُمْ وَعَسَى أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ وَعَسَى أَنْ تُحِبُّوا شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْ وَاللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنْتُمْ لا تَعْلَمُونَ “Savaş, hoşunuza gitmediği hâlde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” [ Bakara 216]
Şeriata göre, cihat Allah yolunda savaş (Kıtal) anlamına gelir. Kuran’ın bazı ayetlerine ek olarak cihadın Allah yolunda savaş anlamına geldiğine dair Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in hadisleri var. Nitekim Enes bin Malik’ten rivayet edildiğine göre
جَاهِدُوا الْمُشْرِكِينَ بِأَمْوَالِكُمْ وَأَنْفُسِكُمْ وَأَلْسِنَتِكُمْ“Müşrikler ile mallarınız, canlarınız ve dilleriniz ile cihat edin.” [Ebu Davud, Nesai, Ahmed]
Aynı şekilde İslami Şeriatın emrine göre Hilafetin uygulanması da farzdır. Bir Halife tayin edilmesinin farz olduğu ile ilgili olarak İmam Nevevî Şerhi Müslim adlı eserinde şöyle der: “Sahabe, Müslümanlar üzerine bir Halife tayin edilmesinin farz olduğu konusunda icma etti. Farz oluşu, akılla değil Şeriat iledir.”
Ey Müslümanlar! Cihat ve Hilafet maddesini medrese müfredatından çıkarma çabası, daha da kötüsü elimine etme girişimi, haramdır. Bu açıkça kanunsuz bir eylemdir, çünkü Kur’an ve Sünnette belirtildiği gibi ilmin gizlenmesi haramdır. Emirleri tebliğ etmek ve İslami öğretileri açıklamak, farzdır. Bu farz, İslami öğretileri gizlemenin haram oluşu ile daha da güçlendirilmiştir. İslami öğretileri gizlemek, Allah’ın ve tüm yaratıklarının lanetini gerektirir.
Bu yüzden İslami öğretileri gizleme ve sınırlandırma çabası ya da insanlara gizli kalacak şekilde silinmesi, sebebi ne olursa olsun haramdır. Böyle yapanlar, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın lanetine maruz kalacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
إِنَّ الَّذِينَ يَكْتُمُونَ مَا أَنْزَلْنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالْهُدَىٰ مِنْ بَعْدِ مَا بَيَّنَّاهُ لِلنَّاسِ فِي الْكِتَابِ ۙ أُولَٰئِكَ يَلْعَنُهُمُ اللَّهُ وَيَلْعَنُهُمُ اللَّاعِنُونَ “İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayeti Kitap’ta açıklamamızdan sonra onları gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lanet eder, hem de bütün lanet etme konumunda olanlar lanet eder.” [Bakara 159]
Dahası, bu çabaya, cihat ve Hilafet öğretilerine karşı iğrenç suçlamalar ve yalanların eşlik etmesi daha da büyük günahtır. İslam’ın cihat ve Hilafet öğretilerini insanlık hayatını tehdit eden bir unsur olarak görmek ve bu ülkeyi tehlikeye atan radikalizmin temeli olduğunu söylemek, açıkça büyük bir günahtır. Cihat ve Hilafetin İslami öğretiler olduğu gerçeği göz önüne alındığında, insanların bundan zarar görmemesi imkânsızdır. Rahman ve Rahim kaynaklı İslami öğretilerin, insanlığı yok etmesi muhaldir. Cihat ve Hilafet öğretilerinin uygulanması insanlığın faydasınadır. Âlemlere rahmettir.
Ey Müslümanlar! Bu iğrenç ve adaletsiz politika karşısında sessiz kalamayız. Açıkçası bu politika, ümmeti asil İslami Şeriattan uzak tutma çabasının bir parçasıdır. Bu, ABD ve Batının dün Afganistan’dan Irak’a, bugün Keşmir, Suriye, Myanmar, Hindistan ve Çin’e kadar ümmete karşı acımasız bir saldırı başlattığı ve insan yapımı laik yasalarını Müslümanlara dayattığı bir zamanda gerçekleşiyor. Bu bağlamda Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in mirasçıları olan âlimlerin, İslami öğretileri sınırlandırma ya da baltalama çabası karşısında sessiz kalması haram olduğu gibi iyiliği emretmesi, kötülüğü yasaklaması, cihat ve Hilafet öğretileri de dâhil olmak üzere hakkı söylemesi farzdır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَتَأْمُرُنَّ بِالْمَعْرُوفِ وَلَتَنْهَوُنَّ عَنْ الْمُنْكَرِ أَوْ لَيُوشِكَنَّ اللَّهُ أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عِقَابًا مِنْهُ ثُمَّ تَدْعُونَهُ فَلَا يُسْتَجَابُ لَكُمْ“Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ya iyiliği emir ve kötülükten men edersiniz yahut Allah Teâlâ size toplumsal kargaşa (azap) verir. Sonra kurtulmak için Allah’a yalvarırsınız da duanız kabul edilmez.” [Tirmizi]
Bütün Müslümanlar konuşmalı ve Müslümanları tehlikeye atan bu haksız politikaya karşı harekete geçmelidir. Sadece bu da yeterli değil, aksine Müslümanlar, Nübüvvet metodu üzere İslami Hilafeti destekleyerek bu Müslüman topraklarda İslami Şeriatın uygulanması için mücadele etmelidir. Bu, ümmeti gerçekten refaha ulaştıracak ve Müslümanları maruz kaldıkları tüm kötülüklerden kurtaracaktır.
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Endonezya
H. 2 Cumâde’l Ûlâ 1441
M. Cumartesi, 28 Aralık 2019