Pazartesi, 21 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Filistin Yönetimi Temim ed-Dari Vakfını Peşkeş Çekme Gafletini Sürdürüyor, Kendi Yasalarını Çiğneyip Ülke Halkına Saldırıyor, Muhlisleri Tutukluyor

El-Halil kentinin göbeğindeki 72 dönüm araziyi kindar ve düşman Ruslara hediye eden Filistin yönetimi ve mücrim ekâbirler, Celil Sahâbî Temim ed-Dari arazileri sayfasını kapatmak için bir aydan fazladır baskı, gözaltı, sindirme, yalan ve aldatma faaliyetinde bulunmaktadır. Filistin yönetimi, tuzak ve yargı yolu ile mülkiyeti Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in buyruğuyla Temim ed-Dari ve onun nesline ait olan ve bu fermanı Ebu Bekir, Ömer ve Osman tanıklığında Ali’ye yazdıran arazileri Ruslara peşkeş çekmekte başarısız olmuştur. Bu yolla başarısız olunca hemen yönetim, yaklaşık bir yıl önce vakıf arazilerini devlet mülkiyetine dönüştüren bir bakanlık kararnamesi yayınladı. Ardından 04 Ocak 2017 tarihinde Devlet Başkanlığı tarafından yayınlanan bir kararname onu izledi. Devlet Başkanlığı kararnamesiyle Temim arazileri cani Ruslara hibe edildi. Oysa alelacele yayımlanan bu kararname, 23 Haziran 2016 tarihinde Ramallah Yargıtay’ı tarafından alınan karara büsbütün aykırıdır. Yargıtay, arazi hakkı ile ilgili yürürlüğün durdurulmasına karar vermişti. Ancak yargıçları kendi suçuna ortak eden yönetim, onlar üzerindeki ağırlığını kullandı ve arazinin geri sahiplerine verilmesini öngören nihai kararın uygulanması ertelendi. Mahkeme süresince yönetimin yargıçlar üzerindeki ağırlığı besbelliydi. Karar duruşmasında gerekçesiz yere mahkeme ileriki bir tarihe ertelendi.

Kalleş yönetim, seslerini kesmek ve caniliğini sürdürmek için bir aydan fazladır aşiretlere, Temim ailelerine ve Hizb-ut Tahrir gençlerine baskı yapmakta, gözaltı ve sindirme yöntemine başvurmaktadır. 04 Şubat 2017 Cumartesi günü, El-Halil aşiretleri ve aileleri tarafından düzenlenen barışçıl gösteriye cop ve göz yaşartıcı gazlarla müdahalede bulunarak onlarcasını haksız yere gözaltına aldı. Bazıları da şehir girişlerine konulan barikatlar önünde gözaltına alındı. Hakkın sesini susturmak için umutsuzca bir hamleyle yönetim, Hizb-ut Tahrir / Filistin Medya Bürosu üyesi Dr. Mahir el-Caberi’yi gözaltına aldı. Ancak siyasi gözaltılara karşı Hizbin, 25 Şubat 2017 Cumartesi günü yaptığı barışçıl gösteri çağrısına Temim ve Cabir aileleri ile El-Halil halkının karşılık verdiğini görünce, hayal kırıklığına uğradı. Yönetim ve cürümlerine karşı şehrin göbeğinde binlerce insanın toplanıp sesini yükselttiğini, hapishanelerde tutuklu bulunan kardeşlerine destek olduklarını görünce de aklını yitirdi. Başını sağa ve sola vurmaya başladı. Sopa, cop, göz yaşartıcı gaz ve gerçek kurşunlarla halkın üzerine kuduz köpekler gibi saldırdı. Çıkan arbedede yaralananlar oldu, onlarcasını yeniden gözaltına aldı.

Ardından protestoları yasadışı, kanuna aykırı ve fitne yaymak maksatlı olduğunu belirterek kamuoyunu saptırmak için yalanlar ortaya attı. Yönetim tarafından ortaya atılan yalanlar ve asılsız iddialar hakkında bazı insan hakları kuruluşları rapor ve belgeler yayımladılar. Yayımlanan raporlarda, yönetimin barbarlık, kibir, küstahlık ve yasalara aykırılık iddiaları karşısında protestoların barışçıl ve yasallığına vurgu yapıldı. Fitne meselesine gelince, ülkemizde yaşayan zimmet halkına ait haklara ilişkin Hizb-ut Tahrir’in pozisyonu yediden yetmişe herkesçe bilinmektedir. Hizb zimmiler ile sömürgeci ülkelere ait politik ruhani misyonerler ve arazileri Yahudilere peşkeş çeken bu misyonerlerin karanlık tarihleri arasında çok iyi ayrım yapmaktadır. Bu bile yönetimin iftiralarını çürütmek ve tuzağını boşa çıkarmak için yeterlidir. Zimmi Hıristiyanlar ve diğer din mensupları, haklarının İslam tarafından nasıl güvence altına alındığına tanık oldular. Ömer ahitnamesinden beri haklarını koruyan İslam Hilafetinde İslam’ın ve Müslümanların himayesi altında yaşadılar. Dahası Selahaddin Eyyubi’den beri Yeniden Diriliş Kilisesi’nin anahtarlarını Müslümanlara emanet ettiler. Zimmiler, kendileri ile ruhani misyonerler ve bunların arkasında duran sömürgeci güçler arasındaki farkı çok iyi biliyorlar. Ama ne var ki yönetim, suçunu meşrulaştırmak için durgun suyu bulandırmaktadır. 

Böylece yönetimin birbiri ardına işlediği suçlar dağ gibi birikmiştir. Hatta Allah’a, Rasûlü’ne ve müminlere ihaneti, önceki yönetimin ihanetinden çok çok öteye geçmiştir. Utanmadan, yüzü kızarmadan bir suçtan daha kötü bir suça sürüklenmektedir... Yönetim, Filistin, Suriye, Afganistan, Çeçenistan ve Orta Asya’da ümmete karşı suç işleyen cani Rusları ödüllendirmek için vakıf arazilerini peşkeş çekmekten, muhlisleri tutuklamaya, bunlara ve ülke halkına saldırmaktan, yalan ve iftiraya intikal etmiştir. Ne İslam’ın hükümlerine ne de kendi eliyle yaptığı kanuna aldırış etmemektedir. Hâlbuki bu kanun, barışçıl protesto ve göstericilere saldırıyı, yönetim karşıtı görüşleri nedeniyle insanların gözaltına alınmasını ve yasal gerekçe olmadan tutukluluğun devamını suç saymaktadır. Yargıtay kararlarına aykırı davranılmasını veya Yüksek Mahkemeye baskı yapılmasını da suç olarak öngörmektedir. Devlet veya insanların gayrimenkulünün Devlet Başkanı tarafından hibe ya da hediyesini de yasaklamaktadır. Yasal olarak işlenen suç, arazi, halk ve Hizbin gençlerine yapılan saygısızlık bir yana yönetim, kendi kötülüğünü örtbas eden kanunu bile hiçe saymıştır! Bununla yönetim açıkça demek istiyor ki İslam’ın saygınlığı ya da kanunun benim gözümde hiçbir değeri yoktur!

Ey Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellemin sahabesi Temim Ed-Dari torunları! Aziz ve Kaviyy olan Allah’tan korkun. Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Tavrınızı koruyun. Allah’ın hükmüne sarılın. Korkak ve hainlere kulak asmayın. Tüm insanlar, sizi yüz üstü bıraksa da Allah sizi yüz üstü bırakmaz. Hizb-ut Tahrir, hep sizinle ve aranızda olacaktır. Sadece bu vakıf arazilerini değil tüm kutsal toprakları kurtarana dek hakkı haykıracak, iyilik ve dinin ikamesine davet edecektir.

Ey mübarek toprakların halkı! Siz kutlu bir dava sahibi ve kutsal topraklar halkısınız. Allah’ın izniyle siz, bu mücrim yönetim karşısında duracak, ona engel olacak ve onu cürümlerinden alıkoyacak güçtesiniz. Haydi, hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve hakkı haykırın. Allah’ın yardımcıları olun ki Allah da size yardım etsin.

إِنْ يَنْصُرْكُمُ اللَّهُ فَلَا غَالِبَ لَكُمْ وَإِنْ يَخْذُلْكُمْ فَمَنْ ذَا الَّذِي يَنْصُرُكُمْ مِنْ بَعْدِهِ وَعَلَى اللَّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ “Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler, ancak Allaha tevekkül etsinler. [Ali İmran 160] Bilin ki İslam’da yüce bir makama sahipsiniz. Haydi, yardım olunacağınız İslam’ı yüceltin. Sizin de davanız olan Temim Ed-Dari davasına sahip çıkın.

Son olarak yönetime de deriz ki: Hizb-ut Tahrir, sizin suçlarınız karşısında susmadı ve ilelebet de susmayacaktır. Düşmanların yardımcısı olduğunuz sürece sizi gözetleyip duracaktır. Gençlerine karşı uyguladığınız barbarca yöntemler onun gücünü zerre kadar zayıflatamaz. Tuzağınız onu incitmekten başka ona hiçbir zarar veremez. Biz, Aziz ve Kaviyy olan Allah ile güçlüyüz. Siz, çıkarlarına hizmet etmek ve Yahudilerin hizmetinde olmak için düşman Amerikalılar ve Batının elindeki projeden başka bir şey değilsiniz. Yakında yok olup gideceksiniz. Akıbet muttakiler içindir. Kâfirler hoşlanmasa da Allah dinini mutlaka üstün kılacaktır.

إِنَّ الأَرْضَ لِلّهِ يُورِثُهَا مَن يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّقِينَ “Şüphesiz ki yeryüzü Allahındır. Kullarından dilediğini ona varis kılar. Akıbet muttakiler içindir. [Araf 128] İçinizde aklı başında biri varsa, bunu gözetmek sizin hayrınızadır. Çok geç olmadan önce Allah’a tövbe edin. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن ذُكِّرَ بِآيَاتِ رَبِّهِ ثُمَّ أَعْرَضَ عَنْهَا إِنَّا مِنَ الْمُجْرِمِينَ مُنتَقِمُونَ “Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir! Muhakkak ki biz, günahkârlara, lâyık oldukları cezayı veririz.” [Secde 22]

Arazileri sahiplerine geri verin. Hizb-ut Tahrir gençlerini serbest bırakın. Filistin ve halkından ellerinizi çekin, eğer aklediyorsanız.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir


H. 4 Cumâde’s Sânî 1438
M.  Cuma, 03 Mart 2017

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER