H. 28 Receb 1342 M. 3 Mart 1924 tarihinde sömürgeci kâfir devlet tarafından İstanbul'da İngiliz ajanı Mustafa Kemal'in eliyle Hilafetin yıkılışının üzerinden 93 yıl geçti. O zamandan beri Müslümanlar, kendilerini tek bir bayrak altında toplayan bir imamdan, işlerini güden bir çobandan, servetlerini koruyan bir bekçiden, kutsallıklarını ve mukaddesatlarını savunan bir hamiden, Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e el uzatanların elini kıracak demir yumruktan mahrum yaşıyorlar. Hilafetin yıkılışıyla, bize saldıran kâfirlere karşı arkasında savaşacağımız ve korunacağımız İmamın makamı boş kaldı.

إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ "İmam bir kalkandır, arkasında savaşılır ve onunla korunulur. ^[Müslim]

Ey Müslümanlar! Allah Subhânehu ve Teâlâ sadece namaz, oruç ve hac hükümlerini farz kılmadı, aksine Halife naspetmek, cihat yapmak, hadleri ve ümmetin işlerini güden diğer hükümler uygulamak da farzdır. Müslümanların üç geceden fazla tüm Müslümanlara ait tek bir Halife olmadan yaşamaları şeran caiz değildir. Nitekim Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:

مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ لَقِيَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لاَ حُجَّةَ لَهُ وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِي عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً "Kim Allah'a itaatten elini çekerse, Kıyamet gününde lehine hiçbir delil bulunmaksızın Allah ile karşılaşacaktır. Kim de boynunda Halife'ye biat olmadan ölürse cahiliye ölümü ile ölür." ^[Müslim]

Ayrıca yönetim sisteminin şekli de Hilafet olmalıdır. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

كَانَتْ بَنُو إِسْرَائِيلَ تَسُوسُهُمْ الْأَنْبِيَاءُ كُلَّمَا هَلَكَ نَبِيٌّ خَلَفَهُ نَبِيٌّ وَإِنَّهُ لاَ نَبِيَّ بَعْدِي وَسَيَكُونُ خُلَفَاءُ فَيَكْثُرُونَ قَالُوا فَمَا تَأْمُرُنَا قَالَ فُوا بِبَيْعَةِ الْأَوَّلِ فَالْأَوَّلِ "İsrail oğulları Nebiler tarafından siyaset ediliyordu. Bir Nebi öldüğünde onu başka bir Nebi takip ediyordu. Artık benden sonra Nebi yoktur. Fakat birçok Halife olacaktır" Oradakiler dediler ki; Bu durumda bize ne yapmamızı emredersin? Dedi ki: "İlk biat edilene vefakâr olunuz."

Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in nübüvvetinden sonra Müslümanları siyaset edenler halifelerdir. Nitekim Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in vefatından sonra Halife naspetmenin farz olduğuna dair Sahabenin İcması da sabittir. Bu nedenle yönetim sisteminin demokrasi ya da cumhuriyet ya da federal ya da imparatorluk ya da krallık olması caiz değildir. Aksine İslam'da yönetim sistemi hilafettir.

Her ne kadar Hilafeti kurmak için çalışmak farz kifaye ise de, Müslümanlar Halifesiz olduğu sürece bu farz herhangi Müslümandan sakıt olmaz. Ayrıca bu farzı, başka herhangi bir şekilde değil, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in metodu ile yerine getirmek farzdır.

Ey Müslümanlar! Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın şu sözüne icabet edin:

لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الآخِرَ "Andolsun, Allah'ın Rasûlü'nde sizin için; Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah'ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır." ^{[Ahzab 21]}

Şu sözünü de uygulayın:

وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُواْ "Ve Rasûl, size ne verdiyse o zaman onu alın. Ve o, sizi neden nehyetti ise o takdirde ondan vazgeçin." ^{[Haşr 7]} Devleti kurmak, Dar'ul küfrü Dar'ul İslam'a, cahiliye toplumu da İslami topluma dönüştürmek amacıyla bisetten itibaren Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in siretine bağlanın.

Ey Müslümanlar! Hilafet Allah'ın bir vaadi Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in de bir müjdesidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْناً يَعْبُدُونَنِي لاَ يُشْرِكُونَ بِي شَيْئاً وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ "Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir." ^{[Nur 55]}

Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurdu:

تكون النبوة فيكم ما شاء الله أن تكون، ثم يرفعها إذا شاء أن يرفعها، ثم تكون خلافة على منهاج النبوة، فتكون ما شاء الله أن تكون، ثم يرفعها إذا شاء أن يرفعها، ثم تكون ملكاً عاضاً فيكون ما شاء الله أن يكون، ثم يرفعها إذا شاء أن يرفعها، ثم تكون ملكاً جبريةًّ، فتكون ما شاء الله أن تكون، ثم يرفعها إذا شاء أن يرفعها، ثم تكون خـلافة راشدة على منهاج النبوة، ثم سكت "Nübüvvet içinizde Allah'ın dilediği kadar olur. Sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. "Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Allah'ın dilediği kadar olacaktır. Sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Daha sonra ısırıcı saltanat olacak. O da Allah'ın dilediği kadar olacak. Sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Daha sonra ceberut bir saltanat olacak. O da Allah'ın dilediği kadar olacak. Sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra sustu" ^[Ahmed] Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem hadisini ümmete müjde ile bitirdi. Ceberut bir saltanattan sonra ikinci kez Nübüvvet metodu üzere Hilafetin avdetini müjdeledi.

Ey Müslümanlar! İşte bugün biz, ümmetin kurtuluş yolunu aramaya, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet müjdesine nail olmanın yollarını araştırmaya, tağutlar karşısında kükremeye başladığını görüyoruz. Ümmetin uyanmaya ve çalınan otoritesini geri almaya başladığına şahit oluyoruz. Ümmet tekrar izzetini Raşidi Hilafet diriltmek istiyor.

Haydi, ey Müslümanlar! Bu karanlıkları ortadan kaldırın, yeniden Hilafetin nurunu geri getirin. Dünya da Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in Ukab sancağı, ahirette de Allah'ın gölgesi altında gölgelenin. O gün O'nun gölgesinden başka hiçbir gölge yoktur. İnşaAllah bizler, Allah'ın haklarında şöyle buyurduğu kimseler ile birlikte oluruz:

فِي مَقْعَدِ صِدْقٍ عِنْدَ مَلِيكٍ مُقْتَدِرٍ "Muktedir bir hükümdarın katında, doğruluk meclisindedirler." ^{[Kamer 55]} Yöneticilerinizin zulmü ve zorbalıklarından siz ve ümmetinizin kurtuluşu ancak İslam ve Hilafet Devletini kurmak için çalışanlara yardım etmekle mümkün olur. Şüphesiz ki Hilafet Devleti zalimlerin, uşaklarının ve onlara yardım edenlerin ellerini kollarını demir yumrukla kıracaktır. Böylece hem bu dünyada hem de ahirette izzet bulacaksın İnşaAllah. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

لا يَسْتَوِي مِنكُم مَّنْ أَنفَقَ مِن قَبْلِ الْفَتْحِ وَقَاتَلَ أُوْلَئِكَ أَعْظَمُ دَرَجَةً مِّنَ الَّذِينَ أَنفَقُوا مِن بَعْدُ وَقَاتَلُوا وَكُلًّا وَعَدَ اللَّهُ الْحُسْنَى وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ "İçinizden, fetihten önce harcayanlar ve savaşanlar, bir değildir. Onların derecesi, sonradan harcayan ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah, hepsine de en güzel olanı vadetmiştir. Allah, bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." ^{[Hadid 10]} Ve şöyle buyurdu:

إِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِنِينَ إِذَا دُعُوا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ لِيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ أَنْ يَقُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَأُوْلَئِكَ هُمْ الْمُفْلِحُونَ "Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Rasûlü'ne davet edildiklerinde, müminlerin sözü ancak İşittik ve itaat ettik demeleridir. İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir." ^{[Nur 51]}