بسم الله الرحمن الرحيم
Recep Ayında Hilafetin Yıkılışının 97. Yıldönümünde Müslümanlar, 97 Yıldır Devletsiz Yaşıyorlar
Buhari’nin Ebu Hurayra’dan rivayet ettiği bir hadiste Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
وَإِنَّمَا الإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِ“İmam ancak bir kalkandır. Arkasında savaşılır ve onunla korunulur.”
Hilafetin yıkılışından bu yana dünyanın dört bir köşesinden milletler, aç insanların yemek kabına üşüştükleri gibi Müslümanların başını üşüşüyorlar. Düşmanlar, birleşik devletimizi kartondan devletçilere böldükten sonra Şeriatımızı dışladılar, her türlü azabı bize tattırdılar, zenginliklerimizi yağmaladılar, oluk oluk kanlarımızı akıttılar, ilk kıblemizi ve üçüncü kutsalımızı, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in İsra’sını kirlettiler. Zulüm ve katliamdan nasibini almayan Müslüman ülke kalmadı. Suriye, Irak, Doğu Türkistan, Burma ve Orta Afrika’da yaşayan tüm Müslümanlar işkence ve soykırıma maruz kaldı...
Sömürgeci kâfirler, komşu Afganistan’da şekli karışıklık çıkararak Orta Asya ülkelerinde İslam’a ve Müslümanlara karşı savaşta yeni bir aşamaya geçtiler. “Ilımlı İslam”ın uygulamasına giden yolu döşemek için ideolojik dava taşıyan herkese karşı savaşı tırmandırmaya başladılar. Bu kuduz savaşta savunmasız kadınlar da iktidarın zulmünden nasibini aldı. Çocuklu Müslüman anneleri tutukladılar, aşağıladılar, tehdit ve tecavüz ettiler. Orta Asya’daki yöneticiler, gençlerin sakalları ve kadınların başörtüsüne karşı kapsamlı bir kampanya başlattı, belli yaştaki çocukların camilere girişine sınır getirdiler. Kız öğrencilerin başörtüsü takmasını yasakladılar. Bu ajan yöneticiler zümresi, bu kampanyalarla da yetinmediler, dahası, ebeveynlerin çocuklarına İslami isim vermelerine yasak getirdiler! Müslümanların aşağılanması, zilleti ve yaşam sıkıntısı bu sınırda da durmadı, aksine kurtlar sofrasındaki yetimler gibi oldular. Ülkeleri paramparça edildi, onurları aşağılandı, namusları kirletildi, servetleri yağmalandı, kutsalları çiğnendi, yapay sınırlar çizildi, hayatları Allah’ın Şeriatından uzaklaştırıldı, yöneticileri, Batı yanlısı oldular. Tek dertleri, sömürgeci kâfir efendilerinin çıkarlarını savunmak oldu. Çok olmamıza rağmen sel önündeki çer çöp gibi olacağımızı haber veren Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem ne kadar doğru söylemiştir!
Batı, 19. yüzyılda İslam dünyasına karşı kültürel saldırı başlattı, İslami fikirleri karaladı ve onlarca yıl sonra Hilafeti yıktı. Ancak bütün bunlara rağmen Allah Subhânehu ve Teâlâ, İslam ümmetine hakkı haykıran kimseler bahşetti. İslami Hilafeti talep ettiler, İslam ülkeleri, Endonezya, Malezya, Pakistan, Türkiye, Suriye, Lübnan, Filistin ve Orta Asya’da Hizb-ut Tahrir gençlerinin çalışmalarına tanıklık etti...
Bununla birlikte Allah’ın indirdiğiyle hükmeden, haram kıldığını haram sayan, helal kıldığını da helal gören, Müslümanlar ile Gayrimüslimlerin işlerini şeri hükümlere göre güden, adalet, güvenlik ve huzurun güvencesi olan, insanlığı İslam’ın nuru ve hidayeti altında gölgelendiren, tağuti rejimlerin ateşiyle dağlanan insanlığı sömürgecinin atadığı bu rejimlerden kurtaran otorite sahibi bir devlet olmadan İslam pratikte olmaz. İslam ümmeti, insanlık için çıkarılmış ilahi Risâleti taşıyan en hayırlı ümmettir. Batının bozuk, yozlaşmış maddi uygarlığının tozlarından silkinecek, tüm insanlığı onun kirlerinden temizleyip İslam’ın adaleti ve merhametiyle kuşatacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ buyurdu ki:
وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمْ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لاَ يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمْ الْفَاسِقُونَ“Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.”[Nur 55] Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem de şöyle buyurdu:
إِنَّ اللهَ زَوَى لِي الأَرْضَ فَرَأَيْتُ مَشَارِقَهَا وَمَغَارِبَهَا، وَإِنَّ مُلْكَ أُمَّتِي سَيَبْلُغُ“Allah, yeryüzünü benim için dürüp topladı, ben de doğusunu da batısını da gördüm. Ümmetimin mülkü, bana gösterilen yerlere kadar uzanacaktır.”
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kırgızistan
H. 22 Raceb 1439
M. Cuma, 09 Mart 2018