Perşembe, 19 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

إنْ الْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ

“Hüküm ancak Allah’a aittir.” [Yusuf 40]

Kırgızistan’da 28 Kasım 2021’de milletvekili seçimleri düzenlenecek. Bu sefer öncekilerden farklı olarak karma bir sistem izlenecek. Diğer bir deyişle nispi temsil sistemi uygulanacak. Yani ülke düzeyinde parti listelerine oy verilecek. Aynı zamanda çoğunluk sistemi kullanılacak. Belirli bir seçim bölgesinde belirli adaylara oy verilecek. Ülke birden fazla seçim bölgesine bölünmüş durumda... Seçim kampanyaları 27 Kasım’a kadar sürecek.

Müslüman şeri hükmü uymak zorunda. Bu nedenle Kırgız Müslümanlarına milletvekili seçimleri hakkındaki şeri hükmü açıklamak istiyoruz. Seçimler hakkındaki şeri hükmü öğrenmek için milletvekili seçimleri gerçeğini bilmek kaçınılmazdır. Bunun için milletvekili ve meclis çalışmalarına, hak ve sorumluluklarına bir göz atmalıyız. Bunun ışığında milletvekili seçimleri hakkındaki şeri hükme öğrenebiliriz.

Kırgızistan anayasasının (76-80-85 maddeleri) uyarınca meclisin en önemli işi, kanun yapmak, değiştirmek, yorumlamak, başbakana, yardımcılarına ve bakanlar kuruluna güvenoyu vermek, uluslararası anlaşmaları onaylamak veya geçersiz kılmak, denetlemek ve hesap sormaktır... Meclisin bu ilk üç işi, şeri hükme aykırıdır. Denetleme ve hesap sormak, şeri hükümlere uygun olması durumunda caizdir:

1- İslam’da yasama yalnızca Allah’a mahsustur. Bir Müslüman, Yaratıcının yerine kanun koyamaz. Aksine şeri hükme başvurmak ve tartışmaksızın şeri hükme boyun eğmek zorundadır. Şeri hükmü oylama ve seçime tabi tutamaz. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْراً أَنْ يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَنْ يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالاً مُبِيناً Allah ve Rasûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mümin erkek ve hiçbir mümin kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allaha ve Rasûl’üne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.” [Ahzab 36] Hâlihazırdaki yetkileriyle meclis, laiklikten, din ve devlet işleri ayrımından türetilen Batılı bir fikirdir. Kapitalistlere göre yasama halka aittir. Halk, yasama için temsilcileri olan milletvekillerini seçerler. Bu ise İslam’a aykırıdır. İslam’a göre yasama yaratıcıya aittir.

2- Hükümete güvenoyu vermek, küfür hükümlerini uygulamak için bir tür hükümete yetki vermektir. Demokrasilerde hükümet, insan yapımı anayasa ve yasaları uygular. Şüphesiz, küfür hükümlerini uygulamak için birine yetki vermek caiz değildir. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ Şeriat hükümlerine göre yönetmeyi emretti. Azze ve Celle şöyle buyurdu:

وَأَنِ احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَ فَإِنْ تَوَلَّوْا فَاعْلَمْ أَنَّمَا يُرِيدُ اللَّهُ أَنْ يُصِيبَهُمْ بِبَعْضِ ذُنُوبِهِمْ وَإِنَّ كَثِيراً مِنَ النَّاسِ لَفَاسِقُونَ * أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللَّهِ حُكْماً لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ “Aralarında, Allahın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allahın sana indirdiğinin bir kısmından seni şaşırtmalarından sakın. Eğer yüz çevirirlerse, bil ki şüphesiz Allah, bazı günahları sebebiyle onları bir musibete çarptırmak istiyor. İnsanlardan birçoğu muhakkak ki yoldan çıkmışlardır. Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allahınkinden daha güzeldir?” [Maide 49-50] Buna göre, Şeriat ile yönetmeyen bir hükümete güvenoyu vermek açıkça haramdır.

3- Uluslararası sözleşme ve antlaşmaların onaylanmasına gelince, bu antlaşmalar insan yapımı anayasa ve yasalara dayanmaktadır ve açıkça Şeriata aykırıdırlar. Genellikle bu anlaşmalar, Müslümanlar aleyhine kâfirlere yol vermektedir. Bu, şeran caiz değil. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَلَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلاً Allah, müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir.[Nisa 141]

4- Şeriat hükümlerine göre hükümeti denetlemek ve muhasebe etmek, Müslümanlara farzdır, iyiliği emretmek, kötülüğü yasaklamak kategorisinde değerlendirilir. Bunun Kur’an ve Sünnetten birçok delili var. Tirmizi’nin Sünen’inde Huzeyfe ibn El Yeman’dan rivayet ettiğine göre Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَتَأْمُرُنَّ بِالْمَعْرُوفِ وَلَتَنْهَوُنَّ عَنْ الْمُنْكَرِ أَوْ لَيُوشِكَنَّ اللَّهُ أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عِقَاباً مِنْهُ ثُمَّ تَدْعُونَهُ فَلَا يُسْتَجَابُ لَكُمْ Nefsim elinde olana yemin derim ki ya marufu emreder, münkerden nehyedersiniz ya da Allah katından size bir ceza gönderir de sonra O’na dua edersiniz ama size icabet edilmez.” [Ebu İsa, hasen hadistir dedi] Ancak hükümeti, insan yapımı yasalara göre denetlemek ve hesaba çekmek caiz değil.

Bu açıklama ışığında, meclisin caiz tek işi, muhasebedir, tabii ki Şeriat hükümlerine göre. Bu yüzden milletvekili adayı olmak isteyen, adaylığının Şeriata aykırı olmaması için bazı hususları gözetmesi gerekir. Bunlar şöyle özetlenebilir:

A- Yasamayı, küfür sistemlerini ve küfür uygulayan bir hükümete güvenoyu vermeyi reddettiğini insanlara söylemek, küfür sistemlerini değiştirmek ve yerine Raşidi Hilafeti kurmak için çalıştığını açıkça göstermek ve seçimleri kazanması halinde bunların hepsine uyacağı taahhüdünde bulunmak.

B- Kur’an ve Sünnetten çıkarılan bir program benimsemek, meclis kürsüsünü doğruyu söylemek için bir platform olarak kullanmak ve seçilmesi durumunda İslam’a göre hükümeti muhasebe etmek.

C- Milliyetçi ve laik partiler vb. gibi İslam’ı benimsemeyen, başkasına çağrıda bulunan bir partiye veya gruba üye olamaz. Eğer bir parti listesinden aday olmuşsa, programı, Kur’an ve Sünnetten türetilmiş olmalı, küfür sistemlerini yıkıp yerine İslam’ı getirmeyi de amaç edinmelidir. İslam’ı benimsemedikçe, Hilafetin kurulmasına ve küfür sistemlerinin ortadan kaldırılmasına çağırmadıkça listelerden aday olamaz. İslam’ı baz almayan gruplarla seçim ittifakına giremez.

Aynı şekilde, yukarıda belirtilen şartları taşımayan bir adayı meclise sokmak için oy kullanamaz. Çünkü oy kullanmak, bir tür vekâlettir. Haram bir işte vekâlet caiz olmaz, caiz bir iş olmalıdır. O nedenle yasa yapmak, küfür hükümlerini uygulamak, Şeriata aykırı anlaşma ve sözleşmeler imzalamak ya da İslam’dan başka bir esasa göre hükümeti muhasebe etmek için bir kişi veya partiye oy veremez.

Bazı Müslümanlar, milletvekili adaylığını haklı gösterme çabasında. Meclise girmenin, cami ve okul inşa etmek, başörtüsü yasağına direnmek gibi Müslümanlara bazı çıkarlar sağlayacağını ileri sürüyorlar. Ya da Müslüman adayların sayısındaki artışın İslam Devletinin kurulmasına yol açabileceğini iddia ediyorlar. Unutuyorlar herhalde Müslümanların çıkarı Şeriata aykırı olamaz. Daha önce bazı İslam ülkelerinde de aynısını söyleyenler oldu. Milletvekilliği seçimlerine katıldılar, parlamentolara girdiler, ancak İslam ve Müslümanların başına bela oldular. Mısır’da yaşananlar bunun en güzel örneğidir.

Yine bazı Müslümanlar, milletvekili seçimlerine katılmamanın, İslam davetini taşıyanları toplumdan ayrıştıracağını söylüyorlar... Bu doğru değil, çünkü seçimlere katılmamak, izolasyon anlamına gelmez, aksine İslam davetini yüklenenler, topluma korkusuzca girmeli, Mekke’deki toplumla şiddetli mücadeleye dalan Allah’ın Elçisi’ni örnek alarak toplum ile etkileşime geçmelidir. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem, kâfirler ile otoritelerini paylaşmadı, aksine Şeriata bağlanmaya çağırdı ve İslam’ın hiç bir şeyinden ödün vermedi. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

وَاَللّهِ لَوْ وَضَعُوا الشّمْسَ فِي يَمِينِي، وَالْقَمَرَ فِي يَسَارِي عَلَى أَنْ أَتْرُكَ هَذَا الْأَمْرَ حَتّى يُظْهِرَهُ اللّهُ أَوْ أَهْلِكَ فِيهِ مَا تَرَكْتُهُ Ey amca! Allaha yemin ederim ki güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseler yine de bu davadan vazgeçmem, Ya Allah bu dini hâkim kılar ya da ben bu yolda yok olur giderim.[ibn Hişam]

Açıkçası Kırgız yetkililer, bir kişi veya grubun yukarıda belirtilen şeri şartlara uygun olarak adaylığına izin vermez. Dolayısıyla tek seçenek, bu seçimlere katılmamak ve haramdan uzak durmaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

وَأَنَّ هَذَا صِرَاطِي مُسْتَقِيماً فَاتَّبِعُوهُ وَلَا تَتَّبِعُوا السُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمْ عَنْ سَبِيلِهِ ذَلِكُمْ وَصَّاكُمْ بِهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ “İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan ayırır. İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti.” [Enam 153]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Kırgızistan


H. 8 Rabi’-ul Âhir 1443
M.  Cumartesi, 13 Kasım 2021

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER