Cuma, 19 Ramazan 1445 | 2024/03/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Durağan Enflasyon, Altın ve Gümüşe Dayanmadıkları İçin Sürekli Değer Kaybeden Para Birimlerinden Kaynaklanıyor

Dolar, Pound ve Frank gibi başlangıçta Rupi de değerli bir madene endeksliydi. Dolar altına, Rupi de gümüşe endeksliydi. Bu sistem, para biriminin değerini hem ülke içinde hem de uluslararası ticarette istikrara kavuşturmuştu. Örneğin 1910’daki altın fiyatları, 1890’dakiyle neredeyse hemen hemen aynıydı. Bugün reel ekonomiyi desteklemek, yiyecek, giyecek, barınak, lüks, makine ve teknoloji imalatı gibi işlemleri gerçekleştirmek için dünyada yeterli miktarda altın ve gümüş bulunmaktadır. Ancak kapitalist uygulamalar nedeniyle para arzı, altın ve gümüş arzını geçmiştir.

Ülkeler değerli maden standardını terk ettiler, para birimleri devlet destekli hale geldi. Altın ve gümüşe dayanmayan banknot arzı nedeniyle her yeni banknot bir öncekinden daha az değere sahip oldu. Yine de mal ve hizmet satın almak için para kullanılıyor, bu yüzden tamamen değersiz olmasa da paranın neredeyse hiçbir değeri yoktur. Satın almak için daha fazla para gerekmesi nedeniyle tüm mal ve hizmetlerin fiyatı arttı. Sürekli fiyat artışları artık sistemin bir parçası. Enflasyonun bu hızda yükselmesinin sebebi bu sistemdir. İngiliz işgalinden önce bir rupi, 11 gram gümüş değerindeydi, kapitalist sistemden iki yüz yıl sonra şimdi rupi, yaklaşık (1/900) gram gümüş değerinde.

Pakistan Yöneticileri Para Birimimizi Zayıflatarak Enflasyona Neden Oluyor

Pakistan yöneticileri, IMF’nin devalüasyon şartı nedeniyle para birimimizi zayıflatıyorlar, Batılı ülkeler için ihracatımızı ucuzlatırlarken, kredi dahil ithalatı ve her şeyi ekstra pahalılaştırıyorlar. Ocak 2001’de 1 dolar 59 rupi idi, Haziran 2022’de rupi o kadar zayıfladı ki 1 dolar 185 rupiye yükseldi.

Her geçen yıl Rupi daha da değer kaybediyor, fiyatlar astronomik şekilde artıyor, artık et ve meyve satın almak lüks hale geldi. Sebzeler ateş pahası. Bugün Rupi, Peso’dan bile değersiz. Hükümetin güven verici iddialarının aksine Rupi sürekli değer kaybediyor ve bu da fiyatlarda büyük artışlara yol açıyor. Buna rağmen hükümet, hala para basıyor, korkunç sonuçlarına aldırış etmiyor, ekonominin can damarı olan para biriminin mezarını kazmakla meşgul.

Kâğıt Para Talebini Artıran Faktörler

SBP’ye göre Nisan 2022’de ülkenin borç ve yükümlülükleri 15 trilyon rupiye yükseldi. Hükümetin bütçe açığını kapatmak için sürekli borçlanması enflasyona neden oldu. Pakistan’ın borç yükümlülükleri tüm sürdürülebilir seviyeleri aştı. Hükümet, ya kamudan, bankadan ve bankacılık dışı sektörlerden ya da merkez bankasından faizle borç almaktadır. Son yıllarda hükümet, merkez bankasından borç alıyor, buna bütçe açıklarının parasallaşması deniyor. Parasal tabanın ve para arzının büyümesine ve nihayetinde enflasyona yol açtığından genellikle bu yöntem “para basmak” olarak adlandırılır. Buna ek olarak sürdürülebilir enflasyon, kamudan borç almak yerine para basılarak finanse edilen geçici bütçe açığından daha ziyade kalıcı bütçe açığından kaynaklanabilir. Buna ek olarak, bankalar devlet borcunu satın aldıklarında, bu bankaların rezervleri üzerinde ek baskı oluşturacağından, bankalar merkez bankasından daha fazla likidite talebinde bulunurlar. Bankalardan gelen böylesi ekstra talep karşılandığında ve merkez bankası bankalara ek rezervler sağladığında, aslında parasal taban genişler. Böylece mevduat çarpımı yoluyla para arzında bir artışa neden olur ve enflasyonu daha da körükler.

Bu nedenle kapitalist bankacılık sektöründe toplumun küçük bir kesimi borca yatırım yaparak büyük ölçüde fayda sağlarken, halkın çoğu krediler, harcama kesintileri, rupinin değer kaybı, fiyat artışları, işletmelerin kapanması ve işsizlik gibi artçı şoklara maruz kalır. Bunlar sürekli bir ekonomik yıkım sarmalına yol açar.

Rupi’nin Değer Kaybı Enflasyona Yol Açıyor

Rupi’nin devalüasyonu da enflasyona yol açmaktadır. Pakistan, üretim tabanı zayıf, ithalatçı bir ülke, kapitalist hükümet, IMF emirleri doğrultusunda Rupi’nin değer kaybetmesini sağlıyor. Bunu öncelikle Pakistan’ın ticaret dengesi için yaptığını iddia eder. Bu şekilde devlet, ithalattan caydırır ve yerli malların ihracatını teşvik eder. Bununla birlikte Rupi’yi devalüe ederek Pakistan hükümeti, imalat girdilerinin maliyetlerini artırdı ve bu da tarım, tekstil ve yüksek faiz politikasından sarsılan diğer sektörlerde tahribata neden oldu. Üretim maliyetlerinin artmasıyla birlikte yüksek borçlanma maliyeti, birçok sektörü ve şirketi uluslararası alanda rekabet edemez hale getirdi. Pahalı ürünlerine alıcı bulamayınca kilit ihracat azaldı ve Pakistan’ın ödemeler dengesi bozuldu. Temel gıda maddelerinin ithalatıyla ödemeler dengesi iyice bozuldu.

Pakistan dünyanın dördüncü büyük tarım ekonomisine sahiptir, yine de bir gıda ithalatçısıdır. Bu, Pakistan’ın devalüasyondan sonra gıda ithalatı için daha fazla ödeme yapması gerektiği anlamına geliyor. Bu da yurt içi gıda enflasyonunun büyük ölçüde yükselmesine neden oluyor. Pakistan hükümeti, devalüasyon politikalarının başarısızlığını gizlemek için gurbetçi havalelerine ve Pakistan’ın ödemeler dengesini artırmak için de yerel temel gıdaların ihracatına bel bağladı. İkincisi özellikle Pakistan nüfusu için acımasızdır, çünkü Pakistan hükümeti döviz kazanmak ve ödemeler dengesini iyileştirmek umuduyla pirinç ve buğday gibi çok ihtiyaç duyulan temel gıdaları ihraç ediyor ve bu da ülke içinde kıtlığa yol açıyor. Ayrıca, zor kazanılan döviz, yerel ekonomiye yeniden yatırılmaz.

Bu nedenle, Pakistan hükümeti, sorunlarını artıran ödemeler dengesi açığını gidermek için uluslararası kuruluşlardan borç almaktadır. Bu yeni krediler de ekstra faiz yükü getirmektedir. Pakistan, çoğu “gelişmekte olan” ülke gibi asli parayı defalarca ödedi ve hiçbir zaman “gelişmesine” izin verilmedi. Çünkü bu krediler ekonomiyi mahvetmek için belli şartlarla veriliyor. Faiz oranlarının belirlenmesi, para biriminin devalüasyonu, tarımsal ve endüstriyel büyümenin engellemesi gibi.

Altın ve Gümüş Standardının Yeniden Tedavüle Sokulması

Müslümanlar için altın ve gümüş standardına dönüş son derece pratiktir. Hilafet Devletinin kurulması muhtemel Müslüman ülkeler, Pakistan’daki Saindaq ve Reko Diq sahaları gibi çok sayıda altın ve gümüş kaynağı barındırmaktadır. Ümmet, petrol, gaz, kömür, mineraller ve tarım ürünleri gibi diğer ülkelerin doğrudan ihtiyaç duyduğu devasa kaynaklara sahip. Altın ve gümüş ile takas etmek için kullanılabilir. Müslüman ülkeler temel mallarda kendi kendine yeterlidir, bu nedenle reel ekonomi istikrarlıdır, parazit ekonomi kaldırıldıktan sonra manipülasyonlara ve spekülasyonlara karşı dirençlidir.

İslam, devletin para biriminin değerli metal ile desteklenmesini farz kıldı ve böylece enflasyonun temel kaynağını sona erdirdi. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünneti, 4.25g ağırlığındaki altın dinarı, 2.975g ağırlığındaki gümüş dirhemi devlet para biri olarak belirledi. Bu nedenle Hilafet, bin yıldan uzun bir süre fiyat istikrarını sağladı.

Uluslararası Ticarette Yeniden Altın ve Gümüşün Kullanılması

Bugün Hilafet, bakır ve döviz gibi emtianın mübadelesinde altın ve gümüşü kullanacak ve uluslararası işlemlerini altın ve gümüşle yapacak. Kaldı ki İslam dünyası çoğu konularda kendi kendine yeterlidir. Altın ve gümüşün uluslararası ticarette yeniden kullanılması haksız dezavantaja son verecek, uluslararası ticarette dolar hegemonyasını sona erdirecektir. Hizb-ut Tahrir’in Anayasaya Mukaddimesi’nin 166. maddesine göre Devlet, kendisine has, bağımsız bir para çıkartır. Bu paranın, herhangi bir yabancı para birimine bağlanması câiz değildir.167.Maddeye göre, Devletin parası, gerek sikkeli gerek sikkesiz olarak altın ve gümüştür. Devletin bu ikisinden başka nakit çıkartması câiz değildir. Devletin, hazinesinde denk miktarda altın ve gümüş karşılığı olması koşuluyla, altın ve gümüş yerine başka bir şey çıkarması câizdir.168.Maddeye göre, Devletin kendi parası arasındaki değişim câiz olduğu gibi, kendi para birimi ile diğer devletlerin para birimleri arasındaki değişim de aynı şekilde câizdir.

Hilafette Beytü’l Mal

Hilafette Beytü’l Mal, tarımsal ve endüstriyel kalkınma da dâhil olmak üzere reel ekonominin gelişmesi için finansal destek sağlayacaktır. Canlı ve güçlü bir ekonomi geliştirmeye yoğunlaşacak, yerel tarım ve sanayi sektörünü canlandırmak için kredi verecektir. Hizb-ut Tahrir’in Anayasaya Mukaddimesi’nin 169. maddesine göre Bankaların açılması kesinlikle yasaklanır ve devlet bankasından başka bir banka olamaz. Bu banka da faizle muamelede bulunamaz ve Beytü’l Mâl’ın dairelerinden bir daire olur.

Batının Sömürgeci Adaletsiz Düzeninden Kurtulmak

Hilafet, ekonomiyi mahvetmek ve daha fazla kredi için başkalarına yalvarmak yerine Pakistan’ı sağlam bir temel üzerine oturtacak, sömürgeci Batının faiz bazlı kredi adaletsizliğine son vermek için kamuoyu oluşturacaktır. Bu adaletsiz sistem, dayattığı boğucu koşullar ile ülkeleri kendi ayakları üzerinde durmaktan alıkoyuyor. Bu ülkeler aldıkları kredileri fazlasıyla geri ödemişlerdir. Hizb-ut Tahrir’in Anayasaya Mukaddimesi’nin 165. maddesine göre Beldelerimizde yabancı malların işletilmesi ve yatırım yapılması men edilir. Yine herhangi bir yabancıya ayrıcalık tanınması da men edilir.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti


H. 24 Ramazan 1443
M.  Pazartesi, 25 Nisan 2022

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER